Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı ve sanıkların esas hakkında mütalaaya karşı savunma yaptığı davaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Bugün görülen duruşmada 1 Şubat’taki duruşmada savunma yapan cinayet döneminde Trabzon Emniyet Müdürü sonrasında ise İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’in avukatı Kübra Gülaçtı ile İstanbul Jandarma İstihbarat TİM Komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale’nin avukatı esas hakkında mütalaaya karşı beyanda bulundu. Gülaçtı, 45 dakikadan fazla savunma yaptı.
TIKLAYIN - "En tepede birileri göz kırptı, en alttakiler de vurdu"
Avukatların ardındansa istihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer dinlendi. Yılmazer, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Bugün dinlenmesi planlanan Samsun emniyet görevlisi Yüksel Avan'ın ise gelecek duruşmada dinlenmesine karar verdi.
Gülaçtı: İstihbarat Başkanı olan müvekkilim sorumlu değil
Mahkeme Başkanı Akın Gürlek’in duruşmayı açmasının ardından söz alan Ramazan Akyürek’in avukatı Kübra Gülaçtı geçen duruşmada müvekkilimin savunmasının yarım kaldığını, bu durumun Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca mutlak bozma sebebi olduğunu söyledi.
Sonrasında ise istihbaratta elde edilen bilgilerin paylaşım sorumluluğu ve işleyişini üzerine bir konuşma yaptı. Kurum içi yapılan yazışmalardan bahseden Gülaçtı İstanbul İstihbarat’ını suçlayarak “İstanbul İstihbarat Şubesi İstanbul Koruma Şubesi'ni harekete geçirmeliydi. İstihbarat Daire Başkanı olan müvekkilim bundan sorumlu olamaz” dedi.
Orhan Pamuk için resen verilen koruma kararını hatırlatan Gülaçtı “Aynı şey Hrant Dink için de yapılmalıydı” dedi. Müvekkilinin Yasin Hayal, Ogün Samast ve Erhan Tuncel'le ne doğrudan ne de dolaylı hiçbir şekilde irtibat kurmadığını söyledi.
Gülaçtı esas hakkındaki mütalaada savcının iddialarını davayı saptırma olarak gördüklerinden bahsederek “İddia makamı olayların başından sonuna kadar müvekkilime sorumluluk atfetmeye çalışmış. Ama hiçbir şekilde dahil olmadığımız kanıtlarla sabit. Dosya kapsamında toplanan tüm deliller benim müvekkilimin masumiyetini ortaya koyuyor. “Müvekkilim, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ile birlikte görevini yapmış olan yegane kişidir. Ama hala daha 6 yıldır tutuklu olarak yargılanıyor. Bunu anlamamız mümkün değil” dedi.
Gülaçtı, “Kamu vicdanı, müvekkilimin bu dosyadan beraatiyle huzur bulacaktır. Tüm iddiaları reddediyor ve beraatini talep ediyorum” sözleriyle savunmasını bitirdi.
Yılmazer: Asıl sorumlu İstanbul İstihbaratı
Daha sonra Ali Fuat Yılmazer savunmasına başladı. Yılmazer, “Savcılık mütalaasını okuyunca ne diyeceğimi nasıl bir savunma yapacağımı şaşırmış durumdayım. Savcının mütalaası iddianamenin bire bir kopyası. Kes kopyala bir mütalaa yazılmış. Bunca yıldır sanki hiç yargılama yapılmamış” dedi.
Tarafına yönelik suçlamalara karşı defalarca savunma yapmak istemesine rağmen mahkemenin savunmasını almadığını söyleyen Yılmazer, idari soruşturmaların hiçbirinde üzerinde kendisine kusur isnadı ve suçlama yapılmadığını aktardı.
Tutuklanma gerekçesi olarak F3, F4 ve F5 raporlarının sunulduğunu ifade eden Yılmazer, “Ama ne ilginçtir ki bu dosyada bir tane bile F5 raporu yok. Ben dosyada hiç f5 raporu görmedim. Ama görmediğim raporları imha etmekten tutukluyum” dedi. Yılmazer şöyle devam etti:
“Hrant Dink'in ölümünün azmettiricileri, onu hedef gösterenler, yargılanmasına sebep olanlar, tehdit iklimini yaratanlardır; suçlandığı gibi ben değilim. 2012’de Devlet Denetleme Kurulu raporunda da benim açımdan bir ihmal tespiti bile yapılmıyor. Hrant Dink'in öldürüleceğine dair F4 raporu benim resmi izinli olarak yurtdışında olduğum dönemde işlem görmüş ve arşive kaldırılmış. Hiç görmediğim bir evrak üzerinden cinayetin azmettiricisi nasıl olabilirim?
“Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, Erhan Tuncel'i odasında sık sık ağırlayacak, telefonla konuşacak kadar yakın ilişki içinde iken bu cinayetin azmettiricisi olarak suçlanmıyor ama evrakı dahi görmemiş ben azmettirici oluyorum?
“Bu işin asıl sorumluları İstanbul İstihbaratı ile Koruma Şubesidir. Emniyet Genel Müdürlüğü nezdindeki merkez koruma komisyonu bu işin sorumlusu değildir. Sorumluluk benim de üyesi olduğum kısmın yükümlülüğünde değildir.”
10 Şubat'ta devam edecek
Yılmazer'in savunmasının ardından mahkeme duruşmayı bitirdi. Gelecek duruşmayı 10 Şubat'a bırakan mahkeme Dink ailesi avukatlarının bu duruşmada dinlenmesine karar verdi.
Hrant Dink davasıHrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 19 sanık hakkındaki karar 17 Ocak 2012'de çıktı. Tutuklu sanık Yasin Hayal, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u tehdit etmekten 3 ay ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırıldı. "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ise beraat etti. Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'inse 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren mahkeme, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırdı. Bütün sanıkların "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan beraatine hükmetti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi "örgüt" yönünden verilen beraat kararını bozarak, sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi oldukları gerekçesiyle tekrar yargılanmalarına karar verdi. "Kasten öldürmeye azmettirme'' ve "Orhan Pamuk'u tehdit" suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, Yasin Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurmak, yöneticisi olmak'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan mahkumiyet gerektiği belirterek bozdu. Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etmek'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay, ''kasten öldürmeye azmettirmek'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Hrant Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu. Dava dosyası yeniden İstanbul 14. ACM'deYargıtay kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine, dosya İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu, haklarındaki hükümler Yargıtay tarafından bozulan 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Bu mahkemenin heyeti, "Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı" gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti. Mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosyaların gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki dosyayı birleştirip, davaların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, jandarma görevlilerinin de aralarında bulunduğu 50 sanık hakkında Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan yeni davanın, aralarında Ogün Samast, Erhan Tuncel, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Coşgun Çakar'ın da yer aldığı 35 sanıklı ana dava ile birleştirilmesine hükmetti. Yeni iddianameYargılama devam ederken soruşturmayı yürüten savcı yeni bir iddianame hazırladı ve Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız ve İstanbul Jandarma İstihbarat Görevlisi Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. İddianamede, Öz ve jandarma görevlilerinin de aralarında olduğu 40 sanık hakkında ise ayrıca "kasten öldürmeye iştirak'' suçundan müebbet hapis cezası talep edildi. Ana dava dosyası sanıklarına hapis cezasıİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 13 Haziran 2019'daki duruşmada, aralarında Ogün Samast ve Yasin Hayal'in de olduğu 9 ana sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi. 17 Temmuz 2019'da açıklanan kararda, Erhan Tuncel'in "tasarlayarak ve bomba kullanarak kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar vermek, silahlı suç örgütüne üye olmak ve kasten öldürmeye yardım" suçlarından toplam 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal'in "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan 7 yıl 6 ay ve Ogün Samast'ın da "silahlı suç örgütüne üye olmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılması hükmü kuruldu. Benzer suçlardan sanık Zeynel Abidin Yavuz'u 14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal'ı 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu'yu da 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandıran heyet, sanıklar Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal'in ise beraatini kararlaştırdı. |
(HA)