Yaşam hakkı savunucularından "katliam yasasına" karşı miting
Yaşam hakkı savunucuları, “katliam yasasına” karşı İstanbul’da miting düzenledi. “Yaşatacağız Platformu” öncülüğünde Yaşam İçin Yasa, Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi, DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu’nun ortak çağrısıyla yapıldı.
İstanbul Maltepe’deki miting için 16.00’da Süreyya Plajı durağı önünde buluşan yüzlerce kişi miting alanına hep birlikte yürüdü. Miting, yürüyüşün ardından, 17.00’de başladı.
Mitinge çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü destek verdi. Mitingde sık sık “Hayvana insana yeryüzüne özgürlük”, “Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin”, “AYM yasayı hemen iptal et”, “AKP elini hayvanlardan çek”, “MHP elini hayvanlardan çek” ve “CHP elini hayvanlardan çek” sloganları atıldı. Yaşatacağız Platformu adına basın açıklamasını Sevcan Çamlıdağ, Dilan Darğa ve Ersin Tek okudu.
“Katliam yasası” gündeme girdiği günden bu yana hayvanlara yönelik şiddet, istismar ve katliam haberlerinin artığı belirtilen Sevcan Çamlıdağ, “Hayvanlara yönelik bu şiddet vakalarının tekil, istisnai vakalar olmadığını biliyoruz. Tıpkı kadın cinayetleri gibi, trans cinayetleri gibi, çocuk istismarı gibi hayvana yönelik şiddet de sistematik bir sorundur, hayvan nefreti de hayvan cinayetleri de politiktir” dedi.
Çamlıdağ, iktidarın yasa sürecinde toplumu kutuplaştırmak istediğine belirterek şunları söyledi:
“5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası tartışmaya açıldığı günden beri, toplumdaki bölünme daha fazla keskinleşti ve iktidar yanlılarının tüm “ötekilere” yönelik saldırıları artarak devam etti.
AKP ve ittifakı yerel seçimlerin yenilgisiyle köpekler için “başıboş, saldırgan, hastalıklı, bozuk” gibi saçmalıklar sayıklayarak hayvanlara ve hayvanseverlere karşı tamamen etik dışı ve bilim karşıtı bir tutum aldı. Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız, yemeğimizi, suyumuzu, sokaklarımızı paylaştığımız, her gün selamlaştığımız, beraber yürüdüğümüz, şehirlerimizin ve sokaklarımızın tıpkı bizler gibi birer sakini olan köpekleri birdenbire “nefret nesnesine” dönüştürdüler.”
Hayvanlara yönelik şiddetin yeni olmadığı vurgulayan Çamlıdağ, “AKP’nin 23 yıllık iktidarı boyunca, “hayvana yönelik şiddet” herhangi bir yasada suç olarak düzenlenmedi, sadece idari yaptırımı olan bir kabahat olarak sayıldı. Hak savunucularının suç olarak tanımlanması için mücadele ettiği fiiller; hayvanlara yönelik şiddet, cinayet, işkence ve tecavüz cezasız kaldı. AKP’nin genel cezasızlık politikasının bir görünümü olan bu anlayış, yapılan son değişikliklerle bir katliam yasası haline gelmiş sözde “hayvanları koruma kanunu” ile en vahşi haline bürünmüştür” diye konuştu.
Roboski, Gezi, Soma, Suruç, 6 Şubat…
Sevcan Çamlıdağ iktidarın geçmişini hatırlatarak şunları söyledi:
"Yasal olan her şey meşru değildir. Tıpkı çocukları, göçmenleri, kadınları, LGBTİ+’ları engellileri, yaşlıları, Kürtleri, Alevileri öldürelim mi diye oylama yapamayacağınız gibi hayvanların yaşamını veya özgürlüğünü de oylama konusu yapamazsınız!
İktidar, katliam yasası ile, kan kokan geçmişine bir yenisini daha eklemek istiyor. Hatırlayalım; Roboski’de bir gece yarısı köylülerin ve hayvanların nasıl savaş uçakları tarafından bombalandığını! Hatırlayalım; Gezi’de faşist güruh tarafından sokak ortasında sopalarla linç edilen Ali İsmail Korkmaz’ı, ekmek almak için giderken katledilen Berkin Elvan’ı! Hatırlayalım; Yandaş sermaye ihya edilecek diye evlerine ekmek götürebilmek için yerin yüzlerce metre altında kömür ararken Soma’da toprağa diri diri gömülen 301 madenciyi! Hatırlayalım; AKP’nin “öfkeli çocuklar” diye sahiplendiği eli kanlı cihatçıların Reyhanlı’da, Suruç’ta Ankara’da patlattığı, bombalarla öldürdüğü yüzlerce insanı! Hatırlayalım; halkın çaresizliğinden faydalanarak oy almak için çıkardığı imar aflarıyla, 6 Şubat depreminde günlerce göçük altında bıraktığı, sonra soğuktan donarak öldürdüğü insanları ve hayvanları! Ve şimdi, Katliam Yasası ile sokakta yaşayan dostlarımızı bizden almak istiyorlar!
AYM yasayı hemen iptal et!
Anayasa Mahkemesi’ne seslenen Ersin Tek, yasanın iptal edilmesi çağrısı yaptı. Katliamın aklanmaya çalışıldığını söyleyen Tek, “AKP 2004 yılında kendi çıkardığı kanundaki “kısırlaştır-aşıla-yerine bırak” modelini uygulayabilirdi. Üretim ve ticareti yasaklayabilirdi, barınak diyerek güzellediği ölüm kamplarını inşa etmek yerine kısırlaştırma seferberliği ilan edebilirdi. Bunlar yapılsaydı birkaç sene içerisinde yüksek dedikleri “popülasyon” azalabilirdi. Devasa petshop fuarlarıyla, üreticiler ve yetiştiricilerle hayvan rantını sürdürmeyi durdursaydı, 4 yıl içerisinde yurt dışından nesneymiş gibi 3 milyon köpek satın almasaydı, bu sistemde dönen paradan vazgeçebilseydi yüksek dedikleri popülasyon azalırdı” dedi.
"CHP’li belediyeler köpekleri toplama kamplarına hapsetti"
Dilan Darğa ise açıklamasında Cumhuriyet Halk Partisi’ne seslendi. CHP’nin “katliam yasasına” karşı sessiz kaldığını belirten Darğa, CHP’li belediyelerin yaptıkları hakkında şunları söyledi:
"Bir yandan “yasaya karşıyız” derken bazı belediyelerinizin AKP’nin gölgesinde nasıl iş pişirdiğini, hatta bazı belediyelerinizin AKP belediyelerinden önce sokaktaki köpekleri toplama kamplarına hapsettiklerini biliyoruz. Sözde “cumhur” için adaylık yarışına giren Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi bazı başkanlarınızın mevcut iktidarın adımlarını nasıl itinayla takip ettiğini biliyoruz. İktidarın bayrağını sallamaya hevesli olan, hayvanlara tecridi ve ölümü reva göre bu belediyeler halkın öfkesinden payına düşeni alacaktır!"
Son olarak “Her şeyin bittiğini söyleyenlere ufak bir mesajımız var” diyen Darğa şunları söyledi:
“Biz daha yolun başındayız ve biz bitti demeden bitmez! Sokakta yaşayan hayvanları bizden koparmak isteyen yasaya karşı, öfkemizi ve bilincimizi daha gür ve daha güçlü örgütlemeye devam edeceğiz! Biz yarattığınız bu çirkinliğin içinden, yaşam için, hayvanlar için, tüm türler için, özgür bir dünya için güzellik çıkarmaya kararlıyız.”
(AD)