İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türkiye Barış Meclisi (TBM) ve Disk Genel İş Sendikası Uludere'de 35 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak incelemelerde bulundu. İncelemeler sonrasında hazırlanan rapor basın açıklamasıyla duyuruldu.
Sadece canlılar zarar gördü
Şırnak İli Uludere (Qıleban) İlçesi Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) Köylülerinin Katledilmesi İle İlgili Araştırma-İnceleme Raporu'nda olay yerine dair tespitler yer aldı. Bu tespitler arasında olay yerinde canlı organizma olarak nitelendirebilecek insan, hayvan ve bitki örtüsünün zarar gördüğü fakat isabet eden yer dışında taş, bidon ve benzeri maddelerin etkilenmediğine dikkat çekildi. Rapora göre sınır taşının yanında bomba parçaları bulundu, buna karşılık sınır taşında ve taşın hemen yanında zeytin ve ekmeğin olduğu bir poşette herhangi bir tahribat görülmedi. Mazot bidonlarının etrafa yayıldığı ancak parçalanmadığı da raporun saptamaları arasında.
Ayrıca olayın meydana geldiği yerin Irak-Türkiye sınırının sıfır noktası olduğuna, patlamadan arta kalan kalıntıların bir kısmının Türkiye tarafında, bir kısmının Irak tarafında kaldığına ve heyet inceleme yapmaya başladığı sırada herhangi bir delil toplama işleminin yapılmadığına ve olay yerinin koruma altına alınmadığına da raporda değinildi.
Deliller karartılabilir
Rapora göre olaydan sonra hiçbir resmi kurum yaralıları ve cenazeleri almak için harekete geçmedi. Köylüler kendi imkanlarıyla olay yerine gitmek zorunda kaldı. Bu gecikme kimi yaralıların kan kaybından veya donarak ölmelerine yol açtı. Köylüler gelmesiyle yol kesen askerlerin oradan ayrıldıkları ve köylülerin cenazeleri kendi imkanlarıyla Gülyazı'ya getirdikleri de rapordaki iddialar arasında.
Raporda hastane koşulları otopsi işlemine elverişli olmadığı da belirtildi. Otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar yüzünden usulüne uygun şekilde alınamayacağı, bu nedenle delillerin karartılma ihtimalinin yüksek olduğu vurgulandı.
Vurgulanan bir başka nokta da heyetin hastanede gördüğü cenazelerin durumu. Raporda anlatıldığına göre, cenazelerin bir kısmı yanmış, iç organları dışarıda; çoğunun kafatası parçalanmış halde ve vücut bütünlükleri parçalanmak suretiyle bozulmuş durumda.
Olay esnasında tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmatın kullanıldığı da raporda düşülen notlardan bir başkası.
Telsiz görüşmeleri açıklanmalı
Olayla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi insan hakları birimleri, ulusal ve uluslararası sivil ve demokratik kitle örgütlerinin inceleme yapmasının istendiği raporda, yörenin idari yapısının beldeye çıkarılması önerildi.
Raporda değinilen aydınlatılması gereken noktalardan bazıları şöyle:
* Karakol ve gözetleme kuleleri yakın olmasına rağmen ve özellikle korucuların ve diğer kişilerin olaydan hemen sonra askeri birimlere haber verdiği kesin olduğu dikkate alındığında neden olay yerine hiçbir görevli ve yetkili gitmedi?
* Olay sonrasında Şırnak ve diğer yerlerden gelen ambulanslar ile sağlık görevlilerine neden izin verilmedi?
* İnsansız hava araçlarının çektiği görüntülerden yükün şekli nedeni ile yükün mahiyeti anlaşılabiliyorsa görüntülerin bu grubun yükü ve silah durumu hakkında bilgi verip vermediği ve bu grubun sivil olduğu yönünde bir rapor verip vermediği araştırılıp aydınlatılmalıdır.
* Olayda kullanılan mühimmat ve patlayıcıların miktar, hedef ve amacının ne olduğu ve öncesinde bir aydınlatma fişeği ve karadan top atışının yapılıp yapılmadığı ve uçakların kullandığı bombaların niteliğinin tespit edilmesi gerekir.
* Olay sonrası, saldırıyı düzenleyen uçaklarla hava komuta merkezi arasındaki; köy korucuları, köy muhtarı ile karakol arasında veya üçüncü kişiler arasında yapılan telefon ve telsiz görüşmelerinin kayıtlarının aydınlatılması gerekir. (YY)
Raporun tamamı için tıklayınız.