Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’ya haftalık telefon görüşmesini hakkını kullanması için öncesinde “tekmil” vermesi zorunlu tutuldu.
Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tekmil vermeyi kabul etmeyen Kozağaçlı, babasıyla telefonda görüşemedi.
Avukat Ali Şafak, bu uygulamanın kanuni bir yanı olmadığını, başka hiçbir F tipi hapishanede de böyle bir uygulama olmadığını belirtti.
“İdarenin keyfi uygulaması”
Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay, ÇHD İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Güçlü Sevimli, ÇHD Üyesi Naciye Demir, ÇHD üyesi ve Halkın Hukuk Bürosu avukatları Barkın Timtik, Ebru Timtik, Şükriye Erden, Günay Dağ ile ÇHD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu'ndan Betül Vangölü Kozağaçlı, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP-C) üyesi oldukları öne sürülerek 21 Ocak'ta tutuklanmıştı.
Kozağaçlı, Tanay, Dağ ve Sevimli Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti.
Tutuklu avukatların savunmalarını ve kitap çalışmalarını hazırlamak için talep ettikleri bilgisayar da kendilerine verilmemişti.
Kozağaçlı, hapishaneden avukatı İlknur Alcan’a çektiği faksta da telefon görüşmesi hakkını kullanamadığını anlattı:
“9 Mart cumartesi günü telefon hakkımı kullanmak üzere babam Ayhan Kozağaçlı’ya ait numarayı çevirdim ve ‘Merhaba baba’ diyerek konuşmaya başladım. Gardiyan konuşmamı keserek ‘telefon açıldıktan sonra yüksek sesle adımı ve soyadımı söylemem gerektiğini’ iddia ederek konuşmamı engelledi, telefon kesildi.”
Kozağaçlı, her hafta telefon görüşmesi yapabilmek için isim, soyad ve imza barındıran bir dilekçe verdiklerini, telefona da bu belge ve kimlik tespitiyle çıktıklarını da ekledi:
“Buna rağmen telefon hakkımızın kullanımını hiçbir belge ve güvenlik değeri bulunmayan yüksek sesle tekmil verme şartına bağlamak askeri bir uygulamadır, suçtur ve hak ihlalidir.”
Avukat Şafak da Kozağaçlı’nın belirttiği gibi her görüşme öncesi dilekçe verildiğini, “tekmil” dayatmasının hukuki olmadığı gibi hak ihlali olduğunu tekrarladı:
“Bu cezaevinde askeri disiplin uygulanmak isteniyor. Mahpuslar emir-komuta yükümlülüğü altındaymışçasına tekmil vermeye zorlanıyor. Bunun hiçbir mantığı olmadığı gibi yasada da yeri yok. Tamamen idarenin keyfi talimatı. Aksine, bu uygulama, Anayasa’nın 22. maddesiyle koruma altına alınan haberleşme özgürlüğünün de ihlalidir.”
Bu tür bir uygulama Sincan 1 No'lu F Tipi Cezaevi’nde de bir süreliğine uygulamaya konulmuş, mahpuslar tekmil vermedikleri için telefon haklarını kullanamamışlardı.
Sincan’da da 4 Ocak 2010’da tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla yaptıkları telefon konuşmaları dinlenmesine rağmen, konuşmaya başlamadan önce isim ve telefon numarası tekrar edilmesi istendi.
Bu uygulamadan yaklaşık bir yıl sonra, mahpusların ve avukatlarının karşı çıkmasıyla vazgeçilmişti. (AS)