Fotoğraf: Hrant'ın Arkadaşları, Arşiv
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın 20. duruşma haftasının 68. duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
9'u tutuklu 85 sanıklı davanın bugünkü (12 Mart) duruşmasında cinayetin işlendiği günlerde İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli astsubay Yavuz Karakaya savunma yaptı.
Sanık astsubay Yavuz Karakaya hakkında
Dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde astsubay rütbesiyle görev yapan Karakaya, iddianameye göre, 19 Ocak 2007’de Dink’in öldürülmesine nezaret eden jandarma görevlilerinden biriydi.
Yine iddianameye göre İstanbul İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevlilerinden biri Karakaya’yı teşhis etti. Telefon sinyal bilgilerinden de cinayetten önce ve sonra olay yerinde olduğu tespit edildi.
Ogün Samast [tetikçi, dava sanığı], kamu görevlileri soruşturması kapsamında verdiği ifadesinde cinayet günü Karakaya ve beraberindeki jandarmalar tarafından görüntülerinin çekildiğini, bu görüntülerin daha sonra Samsun'da gözaltına alındığında kendisine bu görüntülerin izlettirildiğini söylemişti. Karakaya, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Jandarma Komutanlığında darbeci askerle birlikte çatışırken yaralı olarak yakalandı. 16 Temmuz 2016'da darbe soruşturması kapsamında, 21 Ekim 2016’da da Dink soruşturması tutuklandı.
Karakaya'nın savunması
Samast'ın cinayet günü görüntülerini çektiğini söylediği videonun varlığının kanıtlanmadığını, Samast'ın bu ifadeyi cinayetten 9 sene sonra verdiği için inandırıcı olmadığını savunan Karakaya “Olmayan bir görüntü nedeniyle savunma yapıyorum” dedi. Karakaya, Akbank ve Saray Kumaşçılık'ın güvenlik kameralarından yapılan tespitte kendisinin görüntülerinin olduğu iddiasını da reddetti.
Ayrıca iddianamede kendisi hakkında 15 Temmuz'da darbeciler safında yer aldığı iddialarının da yanlış olduğunu savunan Karakaya, “Darbe girişiminden yargılandığım davada böyle bir iddianame yok ama savcı hala yargılanmakta olduğum davada hakkımda peşin hüküm vermiş” diye konuştu.
Karakaya şöyle konuştu:
“15 Temmuz günü kışladan çağrılarak giden ama aslında darbeyle ilgisi olmayan binlerce kişiden biriyim. Ateş edildiğini görür görmez revire sığındım. Tansiyon hastası olduğum için revire yatırıldım. Gece boyunca revirdeydim ve revirde hiçbir olay meydana gelmedi. Bu arada olay sabahı polisler reviri bulamadı, bir asker tarif ettiğinde bulabildiler. Polislere direnmedi. Emekliliği gelmiş, beklentisi olmayan bir askerim.
“Hrant Dink ile ilgili keşif yaptığı iddia edilen Trabzon personelini tanımıyorum. Bakırköy’e farklı amaçlarla gittim. Hrant Dink'in yaşadığı apartmanın görevlisini maskeli iki kişi tarafından sorgulanması iddiası var. Dink’in apartman görevlisini tehdit edenlerin tavır ve konuşmaları polis olmadıklarını gösteriyor. Kanımca bunlar mafyavari sivil kişilerdir.
"Görüntülerdeki şahıs biz değiliz"
“Biz bu davaya yıllar sonra dahil edildik. Ben ve arkadaşlarım olay yerinde değildik. 'Benziyor' şeklindeki tespiti kabul etmiyorum. Ogün Samast’ın ifadesini kabul etmiyorum. Görüntülerdeki şahıslar biz değiliz. Kimlikleri telefon kayıtlarından tespit edilebilir.
“Olay günü Samast’ı takip eden Renault araç konusu polis tarafından tahrif edilmiştir. Bu araçlar bize ait değil. Muharrem Demirkale [dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü Bölücü Faaliyetler TİM Komutanı Yüzbaşı, bugün tutuklu yarbay, dava sanığı] benim amirim değil. Olay günü beni yönlendirdiği doğru değil.
“Ben FETÖ üyesi değilim, bu yaşıma kadar aklımı ve vicdanımı kimseye kiralamadım, özellikle FETÖ ve benzeri örgütlere karşı mücadele ettim. ByLock nasıl kullanılır bilmem, Bank Asya'da hesabım yok, ne ben ne çocuklarım okullarında okumadı, sohbetlerine katılmadım, üyesi değilim ve hiyerarşik yapısında yer almadım. Bu cinayetle ilgili hiçbir alakam olmadığı gibi ihmal konusunda hiçbir sorumluluğum yoktur.”
Karakaya tahliye ve beraatini istedi.
Hakim: Üstün sana neden "abi" diyor?
Üye hakim Karakaya’ya, “Muharrem Demirkale rütbece üstün olmasına rağmen sana neden ‘abi’ diye hitap ediyor” sorusunu yöneltti. Karakaya ise, “Demirkale herkese ‘abi’, ‘abicim’ der. Sahada ve sivil çalışan personeliz sivil şahısa kimliğimizi hissettirmemek adına böyle bir durum söz konusuydu” yanıtını verdi.
Karakaya'nın savunmasının ardından söz alan Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu şimdilik soru sormayacaklarını, İstanbul Jandarma Komutanlığı görevlisi sanıkların savunmaları tamamlandıktan sonra HTS kayıtlarıyla karşılaştırıp soru yönelteceklerini belirtti
Duruşmaya öğle arası verildi. (EA)