Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararını değerlendirdi.
Türk, DTK'nın Dicle'nin durumuyla ilgili olağan bir toplantı planladıklarını, ancak YSK kararıyla toplantının olağanüstü bir hale dönüştüğünü söyledi. Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin demokratik siyaset zeminini yaratmaya yönelik çalışmaların önünü kestiğini, bu tür uygulamaların Türkiye'yi kaosa sürüklediğini dile getirdi.
Türk'ün açıklamasının tam metni şöyle:
"Tamamen Türkiye'yi kaosa sürüklemeye yönelik bir karardır. Hepiniz biliyorsunuz ki son dönemde demokratik siyasetin önünü açmak için yoğun çaba ve büyük fedakarlıklar gösterildi. Demokratik siyaset zeminini yaratmaya yönelik yapılan çalışmaların önü, maalesef bugün devlet, hükümet ve yargı tarafından bir bütün olarak kesilmeye çalışıldı. Ve adeta Türkiye'yi halkımızı çatışmalı bir sürece itmek konusunda verilmiş bir karardır. Bu kararı başka türlü yorumlamak mümkün değildir. Bu karar, gerçekten devletin Kürt sorununa yaklaşımını ve çözüm anlayışına yaklaşımının ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Tabii ki demokratik zeminin kaydırılması, kaybettirilmesi durumunda, birilerinin de şunu görmesi gerekiyor: Biz uzun süreden beri demokratik bir anayasa, ulus, cumhuriyet ve demokratik özerklik projelerinin yaşama geçirilmesi konusunda çok önemli çabalar gösterdik. Ancak bütün bu çabaları ortadan kaldıran bu anlayış, halka da halkın iradesi ile seçilmiş olanlara da ve halkın iradesine de hesap verecektir.
"Halkımız bu hukuksuz tavra, bu hukuksuz karara elbette demokratik tepkisini gösterecek ve böyle kararlar karşısında eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü biz özgürlük ve demokrasi mücadelesini veriyoruz. Halkımızın demokrasi mücadelesini veriyoruz. Halkımızın özgürlük mücadelesini bu yöntemlerle kesmenin, bu yöntemlerle ortadan kaldırmanın imkanı yoktur. Halkımız artık örgütlüdür. Halkımız artık demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde dile getirecektir.
"Çünkü bu proje ve uygulamalar Türkiye'yi kaosa sürükleyen bir uygulamadır. Hepimiz bu kaosta büyük acılar yaşayabiliriz. Bu nedenle basından, demokratik kamuoyundan, demokrasi güçlerinden bu karara karşı, demokrasi için, halkların kardeşliği için ortak bir tepki geliştirilmesini istiyor ve bekliyoruz. Bu halkların kardeşliği için önemli bir çalışma olacak. Grubumuzla, meclisimizle bunu tartışacağız, bütün bu olağanüstü gelişmeleri tartışacağız. Biz dün ne dediysek, söylediklerimizin arkasında olacağız. Biz parlamentoyu çözüm yeri olarak esas aldık. Sorunların çözümünü sağlamaya yönelik demokratik bir zeminin önünün açılmasına yönelik, bir çalışma alanı olarak gördük. Diyalog ve müzakerelerin başlatılması için bu konuda parlamentoda bulunmayı esas aldık. Eğer gerçekten diyalog ve müzakere zeminini ortadan kaldıran bir yaklaşım devam ettirilirse, biz bu konudaki kararımızı, geçmişte aldığımız kararımızı yürütme konusunda kararlılığımızı hep birlikte göstereceğiz. Bu konuda daha geniş bir açıklama yapacağız."(ÇT)