YSK Başkanvekili Turan Karakaya, YSK'nın dün (21 Haziran) saat 16.00'da başlayan ve yaklaşık yedi saat süren toplantısının ardından, gazetecilere konuya ilişkin alınan kararı açıklamıştı.
Basın toplantısında gazetecilerin Hatip Dicle'nin ek süre talep ettiğini, prosedürün nasıl işleyeceğini sormaları üzerine, Karakaya, ''Biz kararı verdik. Karar verildi'' demişti.
Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından Diyarbakır İl Seçim Kurulu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununa göre sıradaki adayı tespit ederek milletvekili tutanağı düzenleyecek.
Kaplan: "Millet iradesi ayaklar altına alındı"
Bu gelişmeler üzerine ilk tepki Şırnak'tan milletvekili seçilen BDP'li Hasip Kaplan'dan geldi. "Kararın sonuçları ağır olacak" diyen Kaplan şunları yazdı:
* YSK siyasi kriz yaratmıştır, seçimler gölgelenmiş, milletin iradesi ayaklar altına alınmıştır. Yüzde 50 oy aldığını söyleyen AKP sınavdadır.
* Hatip Dicle'nin seçim öncesi kararı verilmişti. Neden seçime girmesine izin verildi, neden seçildi? Seçmenin iradesi neden yok sayıldı.
* YSK tuzak bir karar verdi. Hukuk skandalı karar, hukuki, siyasi, etik, demokratik açıdan sakat. Mazbata sonrası karar verme yetkisi bitmişti.
* Yetkili kurullarımızın değerlendirmesi sonucu kamuoyuna açıklama yapılacaktır. Adaletin bittiği yerde barış da, demokrasi de, hukuk da olmaz.
* Mazbata sonrası AKP'ye beleş milletvekilliği hesapları tutmaz. 80 bin seçmen Hatip Dicle demişti. Veto bu oyların başkasına yazılması sonucunu doğurmaz.
Altan Tan: "YSK köprüleri attı"
BDP'nin desteğiyle Diyarbakır'dan Bağımsız Milletvekili olarak seçilen Altan Tan ise, "YSK'nın bu kararı milleti sokağa dökme kararıdır" dedi.
* Bu karar acilen düzeltilmelidir. Meclis, bu konuyla ilgili geçmişte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a uyguladığı yöntemi Hatip Dicle için de uygulamalıydı. Bu karara tepkimiz mutlaka sert olacaktır.
* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çağrıda bulunuyorum. O, köprüleri atmayın diyordu ama YSK köprüleri attı. Bunun hesabını Cumhurbaşkanı sorsun. Aksi takdirde Meclis'e gitmemeyi bile düşünüyoruz.
* Hatip Dicle'nin avukatı Feride Laçin ise ''YSK'nın kararı hukuki değildir. Dosyayı AİHM'e taşıyacağız'' dedi.
DÖH: "Vahim karar"
Demokrasi ve Özgürlük Hareketi (DÖH) yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
* YSK'nın bu ikinci vahim kararına karşı olan herkes daha güçlü bir tepkiyi ortaya çıkarmalıdır.
* Hatip Dicle'nin ve diğer tutuklu vekillerimizin salıverilmesi, Kürt sorununun çözümü için önemli bir zemin sunabilecek olan meclisin meşruluğu ve halk iradesinin temsili için önkoşuldur.
* Demokrasi ve Özgürlük Hareketi YSK'nın kararına karşı tüm demokrasi güçlerini hemen sokağa çıkmaya, YSK'nın bu anti-demokratik kararına karşı mücadeleye çağırıyor."
ÇHD: "Hukuka aykırı"
Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD) yapılan açıklamada ise Dicle'nin milletvekilliğinin kendisine iade edilmesi gerektiği çağrısı yapıldı.
* Biz, Çağdaş Hukukçular Derneği olarak, YSK eliyle milletvekilliği iptal edilen Hatip Dicle şahsında Kürt halkına karşı sürdürülen inkar ve imha politikalarını bir kez daha kınıyor ve Kürt halkının yanında olacağımızı belirtiyoruz.
* Yüksek Seçim Kurulunun Hatip Dicle hakkında almış olduğu karar derhal kaldırmalıdır. Hatip Dİicle'nin hukuka aykırı biçimde iptal edilen milletvekilliği kendisine iade edilmelidir. (HK)