Tophanehaber'in Ağustos'tan bu yana sürdürdüğü yayınlar, 21 Eylül akşamı patlak veren saldırganlığın habercisi idiyse, Boğazkesen'de her şeyin yeni başladığını düşünmek için çok fazla neden olduğu söylenebilir.
Tophanehaber'in yayıncısı Eyüp Güzel'in sayfasına koyduğu haber-yorumlara ve bianet'in sorularına verdiği yanıtlara bakınca Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ı bu sokağa getiren çatışmanın, haldır haldır körüklenmeye devam etmekte olduğunu anlamak hiç zor değil.
Galerilerde "olay çıkmış"
Tophanehaber de saldırıları haberleştirmiş . "Olaylı gece" haberi şöyle başlıyor: "Önce kaldırımı işgal ettiler. Araç trafiğini neredeyse kestiler. Cadde boyunca sarhoş sarhoş gezdiler. Ve sonra da iddiaya göre..." Ve "haber" şöyle devam ediyor:
"Önceki akşam 21.00 sıralarında Boğazkesen Caddesi üzerinde açılış kutlamasının yapıldığı 2 farklı sanat galerisinde olaylar çıktı. Edinilen bilgiye göre; kaldırımı işgal eden sanat galerisi davetlilerinden kimileri aldıkları alkolün de etkisiyle kaldırımdan yürümek isteyen bir kadını taciz ettiler. Biri uzun saçlı, biri de tamamen saçsız deri ceketli olduğu tarif edilen sanat galerisi davetlileri alkolünde etkisiyle kaldırımda yürümek için yol vermelerini isteyen kadına hakaret ettiği ve tekme attığı bildirildi.
"Olayın patlak verdiği an olarak bildirilen bu olaydan sonra kimliği belirsiz çok sayıda kişinin olay yerine gelmeleriyle ilk başta sözlü tartışmalar yaşandı. Sözlü tartışmaların yerini çok kısa süreli olarak karşılıklı itiş-kakış almasının ardından Boğazkesen Caddesi bir anda cehennem alanına döndü."
"Fahişe rolünde melekler"
Eyüp Güzel kendi kendisinin muhabiri olarak yazdığına pek az kuşku bırakan bu haberden sonra kendi imzasıyla -ve kendi imlasıyla- yorum faslına geçiyor: "Allah aşkınıza ailenizle, ailelerle birlikte yıllardır iç-içe yaşadığınız mahallenizin tam göbeğinde GAY (eşcinsel) oteli açılması sizce bir özgürlükmüdür. Her yıl 11.ayın sultanı Ramazan ayında, Ramazan davulcusuyla sahura kalkma geleneğiniz ve kültürünüz birileri tarafından sabote edilmesimidir medeniyet. Ramazan davulcusunun üzerine "beni rahatsız ediyor" diye içki şişeleri atanlar tam bir provokatör değilmidir? Camilerin diplerinde, sokak aralarında hosteller açacaksınız sonra da müşterilerim rahatsız oluyor diye ezanı şikâyet edeceksiniz. Hadi ordan hadi.
"Tophanelinin anlatacağı şeyler çok. Kimse kimsenin sanatıyla, kültürüyle ilgilenmiyor. Sanat galerilerinde neler yapılıyor kimsenin umrunda bile değil, alakadar olmuyor hiç kimse. Açılan tiyatro salonlarında neler oluyor, neler bitiyor hiç önemli değil Tophaneli için. Ancak sen sanat adı altında, bu maskeyi takarak tiyatro sahnesinde "fahişe rolünde bir melek" oynunu sergileyecek ve bunu da mahalle camisinin 50 mt. Yukarısında yapacaksın. Sonra da mahalle baskısından bahsedeceksin. Yemezler. Geçeceksin bunları. Bunun adı mahalle baskısı değil düpedüz mahalleye baskıdır."
AKP'nin "mukaddesatçılığı" yetmiyor
Aynı Eyüp Güzel bianet muhabiri Berivan Tapan'ın sorularına yanıt verirken "nesnelci" bir sosyolog ile mahallenin "ağır abisi" ve "antikomünist bir ulusalcı" rolleri arasında gidip geliyor... Ancak olayların nasıl başladığını görmemiş, kimseyi bilmiyor ve tanımıyor, ama her şey hakkında fikir sahibi.
"Olaydan on dakika önce ben de oradaydım. Fotoğraf çekip büroya geçtiğim sırada bir gürültü duydum. Aşağı inip olayın olduğu yöne doğru gittiğimde iki grup arasında tekmeler, yumruklaşmalar, küfürleşmeler yaşanıyordu. Daha sonra polisler gelince herkes başka yöne dağıldı. Caddede sokak lambası yok. Sokağı yalnızca araba farları ve dükkânların ışıkları aydınlatıyor. Karanlık olduğundan o sırada yüzleri seçemedim," diyor.
Ama o kadar habersizlik, uçan kuştan haber alan "ağır abilik"e uymayacağından bir ipucu da vermeden edemiyor: Olayda yer alanların "IMF ve 1 Mayıs olaylarına karışan kişiler olabileceğini" söylemekten kaçınmıyor. Güvenlik güçlerinin fahri yardımcısı olarak göstericilere meydan dayağı çeken ve cezadan bağışık kalan "kardeşlerimiz" olabilirler yani. Bu mahallede asayiş onlardan soruluyor besbelli.
Güzel AKP'nin "mukaddesatçılığı"nın Boğazkesen'i koruma kabiliyeti konusunda da "eleştirel"... "AKP, bu sorunları bile bile uzun süreye yaydı. 'Gidin şikâyet edin, dilekçe yazın' deyip insanları geri çevirdiler. Böyle olayların yaşanacağını göz ardı ettiler" diyor..
Perşembe günü, galeri sahipleri ve esnafla görüşen Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın ziyaretini ise "Bakan'ın gelme nedeni 'Bizim bu olaylarla ilgimiz yok' demek içindi bence" diye yorumluyor.
Güzel'den al haberi: "Olaylar devam edebilir"
Ancak Güzel, bianet'le söyleşisinde imzasız haberleri ve imzalı yorumuyla onayladığı nefret söylemiyle arasına mesafe koymayı seçiyor: "Eğer iki taraf kendini sorgulamazsa olayların süreceğini düşünüyorum."
"Buradaki yapı sokak sokak değişir. Bu kahvede bir kadın rahatça otururken bir üst sokaktaki kahvede rahatsız edici bakışlarla karşılaşabilir. Geçen Ramazan'da da davulcunun sesinden rahatsız olan hostel müşterileri şikâyette bulundular. Karşılıklı bir empati eksikliği var.
"Mahalleli de aynı şekilde onların açık kıyafetler giymesinden şikayetçi. Hostel müşterileri ya da bazı galeri sahipleri buranın bir mahalle olduğunu unutuyor, mahalleli de kültürlerinin yok olmasından kaygı duyuyor. Olay galeri olayı da değil. Bu sabah mahalledeki insanlara serginin içinde ne olduğunu sordum. Hiçbiri cevap veremedi."
Gerçekten de, Eyüp Güzel'in tercümanı olduğu, bir kaleideskop gibi her an farklı bir renge, biçime ve edaya bürünse de semtin ve sokağın egemeni ve sözümona "yerel değerler"in bekçisi rolünü kimseyle paylaşmamak ve hükümeti de takmamakta kararlı iradenin Çarşamba gecesi sevk ettiği saldırılar yapanın yanına kar kalacak olursa, "olayların devam etmesi" yalnızca bir ihtimal olmayacak... (EK/EÖ)