Fotoğraf: Osman Bozkurt'un "Rest in Peace" çalışması.
Tophane'de sanat galeri sahipleri "Mahalleli ile iletişim kuramadık" diyerek özeleştiri yapmaya başladı. Sanat ve halkın ilişkisi "ötekileştirme" üzerinden tartışılınca biz de Tophane dışındaki örneklere baktık. Didem Özbek ve Osman Bozkurt yönetiminde, 2006'da, Pangaltı'da Dere Sokak'ta açılan PİST, pavyon, tekstil atölyeleri ve ikametlerin tam ortasında yer alıyor.
Özbek,"PİST'i açmamız bilinçli bir tercihti" diyor: "PİST'i başlatmadan önce zaten 10 yıldır burada yaşıyordum. Üç - dört yıl, burada, bu yeri açalım mı açmayalım mı diye düşündük. Tophane'den farklı olarak burada gücü elinde bulunduranlar bar, pavyon sahipleri. Mahalle halkı ise sindirilmiş durumda. Ramazanda bile burada sokakta içki içiliyor. Tamamen erkek egemen bir güç var ve sokağı sahipleniyorlar.
"Osman Bozkurt'un, bir türbenin içinde uyuyan birini gösteren 'Rest in peace' isimli fotoğrafını yeşil türbe ışığı ile sergilediğimizde, pavyon sahipleri 'kaldırın bunu rahat içki içemiyoruz' diye tepki gösterdi, sokakta yaşayanlar ise bize teşekkür etti."
"Sanat konuşmak gerekmiyor"
Özbek, "Sokakla iletişim bizim sanat pratiğimiz için çok önemli. Sokağa iniyoruz sürekli iletişim halindeyiz, iletişim karşılıklı gelişiyor" diyor:
"Rezerve sergilerinde 13 sanatçıya, 15 dakika boyunca ister dükkânda, ister sokakta sergileme alanı verdik; kimi birahaneyi kullandı, kimi ekmek dağıttı.
"İkamet edenler de izleyicilerimiz. Sanatla ilgilenmeyenler bile bir süre sonra içeri girmeye başladı. Sokağa çay servisi yapan çaycının 'arabulucu' gibi komşular arası iletişimi kolaylaştırmasını örnek aldığımız çaycı projesinde, komşularımıza bir sanat projesi dahilinde 'buyurun gelin çayımızı için' de dedik. İlla sanat konuşmak gerekmiyor."
Özbek "ilişkinin" anahtarını da veriyor: "Burada öğreten değil, öğrenen olduk. Biz, sanat yapıyoruz, demedik. Sanat dışındaki insanlardan öğrenmeye çalıştık. Komşularımız bir süre sonra işlerimize 'bu sanat' dedi. Biz burada aslında öğrenciyiz."
"Soylulaştırmayı konuşalım"
"Soylulaştırma" ile ilgili ise Özbek, "Tek bir sanat mekanıyla soylulaştırma olacağını düşünmüyoruz; Tophane'deki galerilerin de semti soylulaştırma niyetinde olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç emlak yatırımcılarının ve yönetimlerin tasarrufunda gerçekleşiyor." diyerek devam ediyor:
"Soylulaştırma konusu zaten güncel sanat pratiğinde sürekli tartışılan bir konu. Bu şehirde 1950'ler, 60'lar ve 80'lerde insanlar bir gecede evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Nereye gitti o insanlar? Terk edilen o binalara kim nasıl yerleşti? Kendi tarihimizi konuşmadan, yüzleşmeden bugünü anlayamayız.
"Bir Ermeni komşum bizim sokakla ilgili 'bir gün bir yetkili karar verecek ve her şey bitecek' dedi. Evet, bir yetkilinin kararına bakar mahallelerin yenilenmesi. Caddede beş yıldızlı oteller inşaa ediliyor. Dolapdere Cadesi'ndeki tamircileri gönderecekler. Bu Tophane'de oluyor, Bomonti'de oluyor, Dalapdere'de de olacak. Bunları tartışmamız gerekiyor." (SP/EÖ)