Meclis'in kabul ettiği metnin yürürlüğe girmesi için Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması ve Resmi Gazete'de yayınlanması gerekiyor. TMY tasarısına karşı eylem yürüten hak savunucuları, şimdi Sezer'in değerlendirmesini bekliyor.
Kaboğlu: Hakların özüne, ifade özgürlüğüne, uluslararası antlaşmalara aykırı
bianet'in görüştüğü Kaboğlu, TMY'de değişiklik tasarısıyla ilgili "Metnin geneli zaten insan haklarına saygıyla ilgili sorunlu. Anayasa'yla ilgiliyse ciddi biçimde aykırılık olasılıkları" var dedi.
Kaboğlu, "özgürlük ve güvenlik arasındaki dengenin güvenlik yönünde bozulduğunu" söylediği metnin Anayasa'ya aykırılık olasılıklarını, ilk elde, şöyle özetledi.
Hakların özüne dokunuyor: "Anayasa'nın 13. maddesinin düzenlediği hakların ve özgürlüklerin özüne dokunma yasağına, demokratik toplumun ölçülülük ilkesine aykırılık taşıyor."
Anayasa'nın 13. maddesi şöyle diyor:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
İfade özgürlüğüne aykırılık: "Anayasa'nın 26. maddesi ifade özgürlüğünü güvenceye alıyor. TMY'de değişiklik tasarısıysa ifade özgürlüğünü sınırlıyor."
Uluslararası antlaşmalara aykırılık: "Anayasa'nın 90. maddesine göre, Türkiye'nin onayladığı uluslararası antlaşmaların öncelik taşır. Ancak tasarı, insan hakları hukukuna, Türkiye'nin onayladığı insan hakları belgelerine aykırı."
Dileğim, Sezer'in yasayı Meclis'e iade etmesi
Kaboğlu, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'ya aykırı öğelerin ayıklanmasını isteyerek, yasayı Meclis'e geri gönderebileceğini söyledi.
"Dileğimiz, Cumhurbaşkanı'nın yasayı ciddi bir biçimde inceleyip Meclis'e iade etmesi.
"Geri göndermezse, bu kendisinin metinde Anayasa'ya aykırılık kuşkusunun bulunmadığı anlamına gelecektir."
"Kaygım düşüncenin cezalandırılması"
Kaboğlu, yasanın yürürlüğe girmesi halinde, terörün değil düşüncenin cezalandırılmasından kaygılı.
"Endişem terörü önlemek adına, gerçekten terör eylemlerine başvuran kişi ve örgütlerin değil, fikrin cezalandırılması. Basının, kitle iletişimden yararlanarak düşüncelerini açıklayan aydınların, gazetecileri baskı altına alınması."
Kaboğlu, bu durumda, kolluk güçlerine, savcılara verilen yetkiyle zaten esmekte olan özgürlükler karşıtı dalganın büyüyeceğini söylüyor.
"Tabii ki, hepimizin ortak amacı güvenlikli bir toplumda yaşamak. Şiddet hepimizi etkiliyor. Güvenlik özgürlükleri kullanmak için temeldir. Ama, bir de deneyimimiz var: 2002'den 2004 ortalarına kadar birçok reform yaptık. Bu reform sürecine rağmen emniyetten, yargı organlarından kaynaklanan birçok aykırı uygulamaya da tanık olduk. Özgürlüklerin güvencesine, insan haklarına aykırı uygulamaların yanı sıra, mevcut özgürlükleri sınırlayan yasalar da daha katı uygulandı."
Kaboğlu, özgürlüğü savunan kesimlerin bu yasayı soğukkanlı bir biçimde tartışmaları, karşı çıkmaları, gerekli değişikliğin sağlanması için mücadeleyi vermeye devam etmeleri gerektiğini de ekledi.