Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kendi hazırladıkları 'Türkiye Basın Özgürlüğü Raporu'nu yayımladı.
Rapor Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın gazetecilere dijital beceriler kazandırmak için açtığı TGS Akademi binasında açıklandı. Raporu gazetecilere TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve avukat Ülkü Şahin sundu.
Raporun tamamı için TIKLAYIN - TGS Basın Özgürlüğü Raporu
Raporun sunumundan önce söz alan Gökhan Durmuş, böyle bir günü kutlayamadıkları için üzgün olduğunu söyledi.
Durmuş: Gazeteciler eziliyor
Raporun Nisan 2018 ve Nisa 2019 arasındaki bir yıllık süreyi kapsadığını belirten Durmuş, gazetecilerin tutuklanma, haklarında dava açılması, işsizlik ve gözaltı baskıları gibi nedenlerden dolayı ezildiğini söyledi.
3 Mayıs'ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1993'te "Dünya Basın Özgürlüğü Günü" olarak ilan edildiğini hatırlatan Durmuş "Basın özgürlüğünün 26. yılında böyle karanlık bir tabloyu gazetecilerle paylaşmaktan utanç duyuyorum" ifadelerini kullandı.
Sendika olarak tek görevlerinin bu tür istatistiki bilgileri hazırlamak olmadığını söyleyen Durmuş şöyle devam etti:
"2020'de basının özgür olduğu bir ülke yaratmak istiyoruz"
"Bizler, diğer gazetecilerle birlikte bu kara tabloyu değiştirmek için mücadele etmemiz gerekiyor. 2019'da karşımızda böyle bir karanlık tablo var ama biz 2020'de gerçekten basının özgür olduğu bir ülke yaratmak istiyoruz ve bunu gerçekleştirmek için mücadele etmeliyiz.
"Buradan bir kez daha bütün gazetecileri dayanışmaya, mesleklerine sahip çıkmaya çağırıyorum. Bizler onurlu bir meslek yapıyoruz, kamu hizmeti yapıyoruz. Bir ülkede halkın haber alma hakkının güvencesi gazetecilerdir, bir ülkede demokrasinin güvencesi gazetecilerdir, hukukun bağımsızlığının güvencesi gazetecilerdir.
"Bu durum son yıllarda uygulanan politikalar nedeniyle ağır yarala aldı. Biz bugün Türkiye'de basın özgürlüğü yok derken, Türkiye'de demokrasinin de olmadığını rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Bu tablonun değişimi için birlikte mücadele etmekten başka seçeneğimiz de yok. Değiştirebiliriz ve gerçekten mesleğimizi hak ettiğimiz biçimde, değer gördüğü bir şekilde yapabiliriz.
Gökhan Durmuş'un ardından söz alan Ülkü Şahin ise hazırladıkları raporu okudu.
Şahin: 142 gazetecinin tutuklu olması ülkede basın özgürlüğünü bitirdi
"26 yıldır Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak anılan 3 Mayıs'ı Türkiye maalesef bir kez daha sorunlar ile karşılıyor" ifadelerinin kullanan Şahin, "Son yıllarda gazeteciler üzerinde artan baskılar, medyanın iktidar kontrolüne geçmesi, 142 gazetecinin tutuklu olması ülkede basın özgürlüğünü bitirdi" diye konuştu.
Gazetecilerin adliye koridorlarında basın özgürlüğünü savunmak durumunda bırakıldığını ifade eden Şahin, gazetecilerin daralan sektör nedeniyle işsizlikle yüz yüze olduğunu söyledi. Şahin rapordan şu detayları verdi:
"Geçtiğimiz son bir yılda, 74 gazeteci çeşitli suçlardan dolayı toplamda yaklaşık 256 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 3 gazeteci hakkında müebbet hapis cezasına hükmedildi. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde 142 meslektaşımız özgürlüklerinden mahrum şekilde Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde tutuluyor.
"Gazetecilere yaptıkları haberlerden dolayı 170 milyon TL para cezası verildi"
"Son bir yıl içerisinde gazetecilere yaptıkları haberlerden dolayı toplamda yaklaşık 170 milyon TL adli para cezası verildi veya tazminata mahkûm edildiler. 18 gazeteci yargılandıkları davalardan beraat etti. Bu rakam, davası sonuçlanan gazetecilerin yaklaşık yüzde 19'una tekabül ediyor. Yani davası sonuçlanan her 5 gazeteciden 1'i beraat ederken, 4'ü ceza aldı.
"Gazetecilere isnat edilen suçlara baktığımız da ise yüzde 42'lik kısmı propaganda suçu, yüzde 16'lık kısmı örgüt üyeliği suçu, yüzde 13'ü kamu görevlisi ve cumhurbaşkanına hareket suçu, yüzde 6'sını ise terör örgütüne yardım suçu oluşturmaktayken kalan yüzde 23'lük bölümü ise halkı kin ve düşmanlığa tahrik, sosyal medya paylaşımları, hedef gösterme, dini değerleri aşağılama, gizlilik ihlali gibi çeşitli suçlar paylaşıyor. Bu suçlamalara ilişkin yargılamalarda ise gazeteciler yazdıkları yazıları, yaptıkları yorumları savunmak zorunda kalıyor.
"Gazetecilerin mağdur taraf olduğu dosyalar takipsizlik ve cezasızlıkla sonuçlandı"
"Son bir yıl içerisinde 20 gazeteci görevleri esnasında veya yaptıkları haber ve paylaşımlarından dolayı gözaltına alındı. Gazeteciler, geçtiğimiz yıl çok sayıda sözlü saldırıya ve tehdide maruz kaldılar. Kamu görevlileri tarafından hedef gösterildiler ve fiziksel saldırıya maruz kaldılar. Buna karşın gazetecilerin mağdur taraf olduğu dosyalar takipsizlik ve cezasızlıkla sonuçlandı.
"Basın Enformasyon Genel Müdürlüğünün kapatılarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kurulmasının ardından Basın Kartı Yönetmeliği değiştirilerek gazetecilerin basın kartı almasını zorlaştıran düzenlemeler yapıldı.
"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, son üç yılda bin 954 gazetecinin basın kartının iptal edildiğini açıkladı. Basın Kartları Komisyonu yaklaşık bir yıldır toplanmayarak yeni kart başvurusu ve sürekli basın kartı başvurusu yapan yüzlerce gazeteciyi mağdur etti.
Ekonomik kriz gazetelerin kapanmasına yok açtı
"2018 yılının ikinci yarısında başlayan döviz kurlarındaki artış özellikle basılı medyayı derinden etkiledi. Demirören Medya Grubuna bağlı Vatan gazetesi ve Aydın'da yayın yapan Özgür Ses gazetesi kapandı ve Aydınlık Gazetesi 3 gün yayınına ara verdi, İzmir'de 7 yerel gazete haftada bir gün çıkmama kararı aldı.
"2018 Ocak ayında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre sektörde çalışan sayısı 92 bin 159 iken bu rakam 2019 Ocak ayında 86 bin 366'ya düştü. Sektörde bir yıl içerisindeki daralma oranı yüzde 6.28 oldu.
Sendikalaşma oranı çok az
"Gazetecilik mezunu olup iş bulmakta zorlananlar 2017 yılında yüzde 19.1'ken, 2018 yılında yüzde 23.8'e yükseldi. Gazeteciler arasında işsizlik oranı yüzde 25 civarındadır. Yani 4 gazeteciden birisi işsizdir. Sektördeki sendikalaşma oranı ise Türkiye ortalamasının çok altında sadece yüzde 7.79'dur." (HA)