Şırnak, Cizre’de 1993-95 yıllarında 21 kişinin gözaltında kaybedilmesi ve faili meçhul cinayetle öldürülmesiyle ile ilgili davanın karar duruşması 5 Kasım’da görülecek.
TIKLAYIN - CEMAL TEMİZÖZ SUÇSUZ İSE #21İNSANIKİMÖLDÜRDÜ?
Savcı mütalaasında, emekli Jandarma Kıdemli Albay Cemal Temizöz’ün de arasında olduğu sanıklar hakkında beraat talep etti. Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği ise kampanyasında sorumluların cezalandırılmasını talep ediyor.
TIKLAYIN - TANIKLAR, ABDULLAH EFELTİ’NİN ZORLA KAYBEDİLMESİNİ ANLATIYOR
Cezasızlıkla Mücadelede Güçbirliği, “Cemal Temizöz Suçsuz ise #21İnsanıKimÖldürdü?” kampanyası kapsamında, zorla kaybedilenlerin hikayelerini ve davayla ilgili tanıklıkları yayınlıyor.
İfadelerde Cemal Temizöz’ün adı
Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi’nin internet sitesinde Mehmet İlbasan ve Mustafa Aydın’ın öldürülmesiyle ilgili ifadelerde, ölümlerin sorumlusu olarak Cemal Temizöz’ün adı geçiyor.
“Mehmet İlbasan ve Mustafa Aydın’ın zorla kaybedilmeleri ve yasadışı keyfi infaz edilmeleri ile ilgili Temizöz davası kapsamındaki tanık ifadeleri, aynı olayla ilgili çok sayıda tutarlı ifadenin mevcut olduğu bir başka olay.”
"Kardeşime taş ve sopalarla vuruyorlardı" |
Mustafa Aydın’ın kardeşi Ramazan Aydın’ın Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifade şöyle: “1994 yılında biz Bozalan köyünün yanına çadır kurmuştuk. Ağustos ayı içerisinde ikamet ettiğimiz yere askerler geldiler, bize Cemal binbaşının emriyle geldiklerini, Mustafa Aydın ile Arafat Aydın‘ın adına silah ruhsatının olduğunu, bunu konuşmak üzere karakola götüreceklerini söyleyerek Mustafa ile Arafat’ı alarak Bozalan köyü karakoluna götürdüler. Ertesi gün şu anda yaşamayan babam Mahmut Aydın Bozalan karakoluna giderek Mustafa ile Arafat’ı sormuş, oradan kendisine Mustafa ile Arafat’ın şu anda Hisar Jandarma Taburunun bulunduğu o zamanlar operasyon bölgesi olan yere götürülmüş olduğunu söylemişler. Bunu bana babam söyledi. Ertesi gün babam bana ve Mehmet Özdal’a erzak, yiyecek, içecek, su götürmemizi söyledi, biz de Mehmet ile birlikte babamın söylediği hisar tabur komutanlığının bulunduğu yere gittik. Oraya vardığımızda askerler bize neden geldiğimizi sordular. Biz de erzak getirdiğimizi söyledik, bu esnada biraz ilerimizde kardeşim Mustafa’nın yerde elleri ve ayakları bağlı bir şekilde yattığını gördüm. Kardeşime iki kişi taşlarla ve sopalarla vuruyorlardı, bunun üzerine biz oraya doğru uluşmak için Mehmet ile birlikte hamle yaptık, ancak askerler oraya geçmemize izin vermediler. Bu esnada Cemal Temizöz isimli komutan ne olduğunu sordu, askerler de yiyecek getirdiğimizi söylediler, bunun üzerine bunları da öldürün diye askerlere söyledi. Kardeşim yerde elleri ön taraftan bağlanmış vaziyette yatıyordu, orada bulunan askerlere kardeşimizi kimin dövdüğünü niye dövdüğünü sorduk, onlar da itirafçı olan Bedran ve Tayfur isimli şahısların kardeşimi döven şahıslar olduğunu söylediler. Bu şahıslar kardeşimi döverken Cemal Temizöz de vurun öldürün diye Bedran ve diğer şahsa emir veriyordu. Ertesi gün babam Hisar Taburuna doğru kardeşimi almak için gitti, bu esnada yolda Abdulcebbar Özkan isimli şahısla karşılaşmışlar, birlikte o gün kardeşimin cesediyle döndüler. Kardeşimin üzerinde o gün gittiği günkü kıyafetler vardı, herhangi bir şeye de sarılı değildi, üzerinde kıyafetlerinden başka bir şey yoktu. Biz daha sonra kardeşime baktığımızda ayaklarının ateşe bastırılmış olduğunu, sırtının yara bere içerisinde olduğunu, ayrıca her iki kalçasının üst tarafının yara bere içinde olduğunu gördük, bunun dışında da her yerinde de yara bere vardı, boynu ve yüzü tertemizdi, orada bir şey yoktu. Ancak vücudunun diğer bütün yerleri yara bere içerisindeydi. Sadece her iki ayağı yanıktı. Bunun dışında vücudunda yanık yeri yoktu. Biz yıkadıktan sonra cenazesini havuzlu köyüne gömdük.” |
(AS)