Haberin Kürtçesi için tıklayın
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri İsminaz Temel, yarın 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hakim karşısına çıkacak.
Ekim 2017’den beri Bakırköy L Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Temel, 16 Temmuz 2018’de görülen ilk duruşmada tahliye edilmemişti. Duruşma öncesinde bianet’e mektup gönderen Temel, hapishane koşullarına dikkat çekti ve “ O halde şimdi daha gür haykırmalıyız tutuklu gazetecilere özgürlük” diye seslendi.
Temel’in mektubu özetle şöyle:
“13 ay insan yaşamında hem uzun hem de şuncağız bir yaşam dilimi. Ancak, mahpus olmak yani özgürlüğünden mahrum olmak bu zaman diliminde başka bir anlam yüklüyor. Tutsak ediliyorsunuz dört duvar arasında bir yaşam dayatılıyor. Hedef elbette, yaşam tarzımız ve ideallerimizden dolayı cezalandırılmamız.
Ancak, bu tutsaklığı “özgür tutsaklığa” çevirmek, yaşamı her anlamda, dün olduğundan daha dolu yaşayarak, üzerine yeni şeyler ekleyerek hedeflerini boşa çıkarıyoruz.
Hapsedilmek, hapis olmak zor. Ancak burada yeşertilen hayat bu zorluğu başka bir güzelliğe çeviriyor. Sabretmeyi, anamayı, öğrenmeyi, sormayı, sorgulamayı öğrenerek yaşama başka bir pencereden bakıyorsun.
Hapiste olmak hzılı olan yaşamı toprağa basmayı, denizin kokusunu içine çekmeti uzunca yürümeyi sevdiklerinle yan yana olmayı özletiyor. Özgürlüğün değerini bir kez daha hissettiriyor sana.”
“Suç delili takip ettiğim haberler"
Temel, mektubunda, hakkındaki iddialara da yanıt verdi:
“Bir yıldır tutuklanmama gerekçe gösterilen iddiaların tamamı takip ettiğim haberler. 2013- 2016 yılları arasında farklı zamanlarda takip ettiğim basın açıklamaları ve anmalar. Polisler tarafından isnat edilen suçlar yine onların çektiği fotoğraflardan oluşuyor hepsi de haber fotoğrafları. Tüm fotoğraf karelerinde boynumda fotoğraf makinem elimde not defterimle görünüyorum. Bunlar arasında en çarpıcı olan 14 Şubat 2016’da “Aşktan önce yaşam, yaşamak için barış” eylemi.
Orada videodan görüntü keserek fotoğraf yapmış polis. Oysa videonun 7.04’üncü dakikasında grubun resmini çektiğim görülüyor. Görüntüde haber için grubu takip ettiğim halde görüldüğü halde polis eylemdeydi diye not düşmüş. Bu görüntülerin yanına bir de iki gizli tanığın ifadelerine yer verilmiş. Onlar da “ETHA’da muhabir olarak grev yapıyor” demiş. Gizli tanığın ifadeleri bile muhabir olduğumu ifade ederken neden mahkeme bunu dikkate almıyor? Yani tüm deliller benim gazeteci olduğumu söylüyor ancak ben serbest bırakılmıyorum. Bu da gazeteciliğin yargılandığını gösteriyor.”
“Serbest bırakılsam da tutuklu gazeteci sorunu devam edecek”
29 Kasım’da serbest bırakılabilirim ama benim serbest bırakılmam Türkiye’deki tutuklu gazeteciler sorununu çözmeyecek. O zaman tüm gazeteciler ve mücadeleler kendi gazetecilerine sahip çıkmalı. O halde şimdi daha gür haykırmalıyız tutuklu gazetecilere özgürlük.” (EMK)