TEKEL işçilerinin örgütlendiği TEKGIDA-İŞ sendikası, 26 Mayıs'ta, daha önce açıklandığı gibi "genel eylem" yapılmasını istedi.
"26 Mayıs amacının dışına çıkarıldı"
Sendika, açıklamasında, "Dört konfederasyonun yöneticileri, 22 Şubat'ta ilan edilen mücadele takvimini uygulamak ve sahip çıkmak konusunda, işçi sınıfına borçludurlar. Ancak kamuoyuna yapılan açıklamalardan, 26 Mayıs eyleminin hedef ve amacı dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır" dedi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (KAMU-SEN), 22 Şubat'ta, TEKEL işçilerinin Ankara'daki 78 günlük direnişinin bitiminde, 26 Mayıs'ta genel eylem yapılması üzerine ortak bir karar almıştı.
Ancak geçen hafta yeni bir açıklama yapan dört konfederasyon, her konfederasyonun kendi eylemini düzenleyeceğini duyurmuş, genel bir miting düzenlenmeyeceği mesajını vermişti.
Aralarında TEKEL işçilerinin çoğunlukta olduğu 100 kadar işçi, dün (24 Mayıs) Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (TÜRK-İŞ) İstanbul'daki 1. bölge binasını işgal etmişti.
"Böyle olursa, 27 Mayıs sabahı AKP çok daha acımasız olacak"
TEKGIDA-İŞ konfederasyonlardan kararlarını gözden geçirmelerini istediği açıklamasında şunları dile getirdi:
22 Şubat'tan bu güne "koşulların değiştiği" tezine sığınmak, sorumluluk ve görevden kaçmaktır.
22 Şubat'tan bu güne, eylem kararında mücadele konusu olarak belirtilen hususların bir tanesinde bile ilerleme sağlanmış değildir.
Hükümet, emekçilerin sorunlarının çözümü için parmağını bile kımıldatmamış, en küçük bir hamle bile yapmamıştır.
Bu durumda 22 Şubat'ta planlanan "genel eylem"den vazgeçmek, "saatlik bildiri okuma" eylemine dönüştürmek, umudunu bu mücadeleye bağlamış olan çalışanlar ve işsizlere yapılacak en büyük kötülük olacaktır.
Daha da vahimi artık 27 Mayıs sabahı iktidar partisi, emek hareketi, çalışanlar ve örgütlerine karşı çok daha pervasız, acımasız ve vurdumduymaz olacaktır.
Konfederasyonların emek hareketini böylesi bir acz içine düşürmeye hakları yoktur. Alınan kararın arkasında durmak ve eylemin hakkını vermek zorundadırlar.
O nedenle Konfederasyon yöneticilerini almış oldukları bu "hafifletilmiş" genel eylem kararını yeniden gözden geçirmeye davet ediyoruz. Emekçiler kendilerinden gerçek mücadele önderi olmalarını beklemektedir.
Aksi takdirde, en azından TÜRK-İŞ Başkanı Mustafa Kumlu'nun, bu kararın bedelini ödemek zorunda kalacağı açıktır. (TK)