Düzce Çilimli T Tipi Cezaevi’nde bulunan siyasi mahpus Resul Baltacı’nın tahliyesi, keyfi disiplin cezalarıyla 13 aydır engelleniyor.
Avukatı Lezgin Özalp, müvekkilinin tahliyesinin engellenmesine gerekçe yapılan disiplin cezalarının üst mahkeme tarafından kaldırılmasının hemen ardından, tahliyesinin bu kez yeni disiplin cezalarıyla engellendiğini, cezaevi idaresinin bu hususta kasıtlı davrandığını söyledi.
bianet’e bilgi veren Avukat Özalp, müvekkiline verilen ve infaz edilmeyen disiplin cezası kapsamındaki hücre cezaları nedeniyle, Terörle Mücadele Kanunu’nun 17. maddesindeki “tutuklu veya hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan mahkum edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar” ibaresi gerekçe gösterilerek tahliyesinin engellendiğini söyledi.
“Lehte olan kanun uygulanmalı”
Özalp, bu maddenin müvekkilinin suç tarihindeki ilgili kanunda “disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar” ibaresinin yer almadığını, bu ibarenin 2006 yılında eklendiğini, dolayısıyla ilke olarak lehte olan kanununa göre karar verilmesi gerektiğini savundu.
Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesine göre suçun işlendiği zaman geçerli olan kanun ile yürürlükte olan kanunun hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır.
Diğer yandan, şartlı tahliye hakkının engellenmesine gerekçe olarak gösterilen söz konusu TMK’nın 17. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında “Umut hakkı ihlali” olarak değerlendiriliyor.
Anayasa Mahkemesi’ne taşındı
Özalp, disiplin cezalarının kaldırılmasının ardından İnfaz Hâkimliği’ne 18 Nisan 2022 tarihinde yaptıkları “müddetnamenin yeniden düzenlenerek müvekkilin tahliye edilmesi” talepli başvuru ile bu başvurunun reddedilmesinden sonra Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptıkları itirazın, TMK’nın 17. Maddesinden hareketle reddedildiğini ve şartla tahliye tarihinin 36 yıl olarak hesaplanması gerektiğine karar verildiğini aktararak şöyle devam etti:
“Ret kararına karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptık, ancak henüz herhangi bir karar çıkmadı.”
“Cezaevi idaresi kusurlu”
İnfaz edilmeyen cezalar nedeniyle normalde üst seviyeden bir ceza olan hücre cezasının verilmesine de dikkat çeken Özalp “Disiplin cezalarının; cezaevi idaresi tarafından ilk verilen cezadan itibaren disiplin cezaları infaz edilmemiş olması nedeniyle, müvekkilimin “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle “hücre cezasına” dönüştürülmesi cezaevi idaresinin kastını da ortaya koyuyor. Zira idarenin kusurundan kaynaklanan disiplin cezalarının infaz edilmemesi nedeniyle tahliyesinin engellenmesinin hukuka aykırı olduğu kararı Yargıtay içtihatlarıyla doğrulanmıştır” dedi.
“Basit bir yardımlaşma, örgütsel bağ görüldü”
Babası hakkında bianet’e bilgi veren Baltacı’nın oğlu Azad Baltacı, cezaevi idarelerinin keyfi cezalarla mahpusların şartlı tahliye haklarını engellediklerini ifade ederek, “Babamın iyi halli olarak değerlendirilmemesinin bir gerekçesi, hesabında para yokken, oda arkadaşının adına, dolayısıyla onun adına ailesine mektup yazması gösteriliyor. Yani burada basit bir yardımlaşma “örgütsel bağ” olarak değerlendiriliyor” dedi.
Baltacı ayrıca, babasının ailesinden kilometrelerce uzak bir cezaevinde tutulduğunu ve sevk talepli dilekçelerinin “yer yok” denilerek reddedildiğini aktardı.
Resul Baltacı hakkında
6 Ekim 1992’de Batman’da PKK davasından tutuklandı. Gözaltı sürecinde gördüğü işkenceler nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı davada Türkiye mahkûm edildi.
Yaklaşık 8 yıl tutuklu yargılandıktan sonra 2000 yılında müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Azad Baltacı, babasının birçok sağlık sorunu yaşadığını söyledi.
Sırasıyla Batman, Diyarbakır, Antep, Diyarbakır, Siirt, Muş, İzmir Şakran, Urfa Siverek cezaevlerinde kaldı.
Şu anda Düzce Çilimli T Tipi Kapalı Cezaevinde.
(BA/AS)