Matbaa atölyelerinde çalışan iki oğlan çocuğu, hemşehri ve esprili iki iş arkadaşı. Kuyumcu atölyesinde çalıştırılan Moldovalı kız çocuğu "Okula gidemiyorum, yabancı olduğum için yasak" diyor. Adları bizde saklı. Sorulara yanıt verirken yüzlerindeki gülümseme, bu hayata nasıl dayandıklarının da yanıtı aynı zamanda...
13 yaşında: "Okumak herkese nasip olmuyor, kader..."
Matbaada baskı yapıyorum. İlk defa bir gazeteciyle karşılaşıyorum (gülüyor). Niğde'den geldim. Ailem hâlâ orada. 13 yaşımdan beri çalışıyorum. Şu anda 15 yaşındayım. Okuyordum ama bıraktım. Okulda da başarılıydım. Bazen teşekkür bile alıyordum. Ama okumak herkese nasip olmuyor, kader... Evde abimle ben çalışıyorduk. Ama abim askere gitti. Ben de arkadaşlarda kalmaya başladım. O arkadaşlar da bu işi yapıyor. Sigortam yok. Bazen çizim eşyası satıyorum yolda. Ama zabıta gelip alıyor. Hatta geçen gün biri gelip durduk yere bana tokat attı. "Ne yaptım" dedim, bir daha tokat attı. Suçsuz yere vurdu. Ama suçum olsa da yine de vuramaz. Silahını gösterdi "Ben polisim" dedi. Sivildi. Ben o polisi ileride... neyse... Günde 30-40 milyon kazanıyorum sokağa çıkınca. Hayalim yunus polis olmaktı ama o da yattı. Okula gitmek gerekiyormuş.
15 yaşında: "Avrupa Birliği'ne girsek çalışmak zorunda kalmam"
Ben 15 yaşındayım. Ben de aynı işi yapıyorum burada. 8. sınıftayım. 11 senedir İstanbul'dayım. Ailem Esenler'de oturuyor. Sabahçıyım. Okul bitince otobüsle buraya geliyorum. Ben de Niğde'den geldim. Haftalık değişiyor benim param. İşe bağlı... Ben öğretmen olacağım ileride. Hem okuyup hem çalışacağım. Kimse memnun değil bu hayattan ama çekeceğiz mecbur. En azından dilenmiyoruz. Ama Avrupa Birliği'ne girsek çalışmak zorunda kalmam. O zaman okulda daha başarılı olurum.
Gümüş işçiliğinde çalışan çocuklar ise, hastalıklarla karşı karşıya... Gümüş atölyesinin cilacısı Mirka, bu durumu "Kader" deyip kabullenmiş... Anna'nın ise en büyük şikayeti, havalar güzel olduğunda dışarıya çıkamamak...
17 yaşında: "Kimyasallardan herkes kanser oluyor"
17 yaşındayım. Erzincanlıyım. Okula gittim ama ortaokul ikide bıraktım. Gazi Mahallesi'nde oturuyorum. Ailede annem babam çalışıyor bir de ben. Kardeşlerim okuyor. Hayalim kuyumculuk. Bu işi seviyorum. Haftada 70 milyon alıyorum ama ben parasına bakmıyorum. Sigortam yok ama patronum "Yapacağım" diyor. Burada kimyasallar var. O yüzden herkes kanser oluyor. Bu işin kaderi bu. Burada cila işi yapıyorum. Benim patronum iyi çünkü o da ilkokul üçten ayrılıp burada çalışmış sonra atölyesi olmuş. O yüzden beni akşam 6'da bırakıyor. Okula gitmek istemiyorum. Okuyup ne yapacağım.
13 yaşında kız çocuğu: "Hava güzel olunca dışarı çıkmak istiyorum"
Türkçe'm iyi değil. 13 yaşındayım. Patron babamın bir arkadaşı. Beni buraya iş öğreneyim diye gönderdi. Bu gümüşleri parlatıyorum. Okula gidemiyorum, yabancı olduğum için yasak. Harçlık alıyorum. Ama hep aynı değil, değişiyor. Memnunum yaptığım işten. Bazen sıkılıyorum ama. Hava güzel olunca dışarı çıkmak istiyorum. Bir de burası çok sıcak. Oda çok küçük. Bazen sıkılıyorum. Ailem Moldova'da. Ailem beni kurtarmak için buraya gönderdi. Bazen 7 bazen 6 saat çalışıyorum. (BT/TK)