“Kadınların Barış Mücadelesinde Dünya Deneyimleri” kitabı çıktı.
Demokrasi, Barış ve Alternatif Politikalar Merkezi DEMOS’un ilk kitap çalışmasını, Güneş Daşlı ve Nisan Alıcı hazırladı, çalışmanın akademik danışmanlığını Dr. Ulrike Flader yaptı.
Savaştan en çok etkilenen kesim olan kadınların bir taraftan barış mücadelesini yürüten aktivistler olarak öne çıkarken, diğer taraftan birçok örnekte resmi barış müzakerelerinden dışlandığını hatırlatan araştırmacılar, “Savaşın temelinde yatan sebep ne olursa olsun, kadın bakış açısı içermeyen barış süreçleri eksik kalıyor ve kalıcı bir toplumsal barış inşasıyla sonuçlanmıyor” diyor.
Kitap Sırbistan, Kosova, Sri Lanka ve Suriye’deki kadın barış mücadelelerini inceliyor. Sırbistan ve Kosova’da etnik temelli çatışma, Sri Lanka’da ulusal kurtuluş hareketleriyşe bir devletin silahlı güçleri arasındaki çatışma, Suriye’de ise farklı örgütlerin çatışması incelenirken, bu farklılıkların kadınların barış mücadelesinde seçtiği yöntemlerde belirleyici olduğu ifade ediliyor.
Daşlı ve Alıcı, Sırbistan’da Siyahlı Kadınlar’ın hafıza aktivizmini, yani geçmişle hesaplaşmayı öncelikli hedef olarak belirlediklerini, Atina İnsan Kaçakçılığı ve Cinsiyete Dayalı Her Türlü Şiddetle Mücadele için Yurttaşlar Derneği’nin ise barış mücadelesinin mülteci kadınlarla dayanışmayla nasıl iç içe geçtiğini gösterdiğini ifade ediyor. İnsancıl Hukuk Merkezi ise savaşın sorumluların ortaya çıkması, mağdurların adalet taleplerinin desteklenmesi, kayıplar üzerinden savunuculuk ve belgeleme çalışması yapılması için çalışıyor.
Kosova’da savaş sonrası devam eden kadın mücadelesinin en önemli ayağının cinsel şiddete maruz kalan kadınların travmalarını iyileştirmek olduğunu söyleyen araştırmacılar, bu konuda çalışan Medico Kosova ile yaptıkları mülakatlar aracılığıyla, savaştan çıkmış bir toplumda kadınların hem psiksosyal hem de ekonomik olarak güçlendirilmesinin nasıl mümkün olacağıyla ilgili deneyimler aktarıyor.
Sri Lanka’da çocukları kaybedilen kadınların örgütlediği Savaştan Etkilenen Kadınlar Derneği, savaşın yıkıcı etkisi olan yoksullaşma ve toprak kaybı sorununa dair Kadın Gelişim Merkezi ve geçiş dönemi adaleti alanında Ulusal Barış Konseyi’nin deneyimleri aktarılıyor.
Suriye’de ise savaşın en önemli sonuçlarından göç sorununa odaklanılıyor ve Türkiye’de mültecilerle ilgili faaliyet yürüten Kadınlarla Dayanışma Vakfı’nın (KADAV) çalışmaları ele alınıyor.
Araştırmacılar, bu dört bölgede de kadın mücadelesinin güçlü olduğunun altını çiziyor. Ele alınan örneklerde barış mücadelesini yürütenlerin sosyalist kadınlar, feministler, kadın örgütlerinde yer alanlar ve çocukları zorla kaybedilen kadınlar olduğunu belirtiyorlar.
Daşlı ve Alıcı, bu kitabı “Türkiye’de barış ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlara” adıyor. (ÇT)
* Kadınların Barış Mücadelesinde Dünya Deneyimleri, Güneş Daşlı, Nisan Alıcı, Ulrike Flader, DEMOS, 2016, 127 sayfa.