Artık birçok Avrupa ülkesinde canlı hayvan kullanan sirklere karşı ciddi protestolar yapılıyor. Bolivya ve İngiltere gibi pek çok ülkede de vahşi hayvan kullanan sirkler yasaklandı.
Belli ki yeni dünyanın sirkleri, hayvansız olacak. Çocuklar, hayvanları doğal ortamlarında, gezilerde ya da televizyonda, sinemada tanıyacak.
Çünkü biz neşe içinde sirklerdeki gösterileri izlerken, perdenin arkasında olanlar çok farklı.
Hayvanların şaşkınlık içinde izlediğimiz hareketleri yapmayı öğrenmek için nasıl bir bedel ödediğini hiç düşünmemiş olanların ya da görmediği için önemsemeyenlerin Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden öğrenecekleri var.
İstanbul Beylikdüzü'nde kurulan Paris Sirki, Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyeleri ve diğer hayvan hakları savunucularından oluşan yaklaşık 30 kişilik bir grup tarafından protesto edildi. Eylemciler hayvanlı sirklere son verilmesini istedi ve kamuoyunu hayvanlı sirkleri boykot etmeye çağırdı.
Grup sirki ziyarete gelenler için iki farklı broşür hazırlamıştı. Biri çocuklar için, diğeri ise veliler için. Broşürlerde, vahşi hayvanların nasıl kafeslere kapatıldığı ve turlar sırasında ne gibi sağlık sorunları yaşadıkları anlatıldı.
Sevgiyle eğitilen bir maymun robot gibi davranır mı?
Gösterilerde ödülle eğitilirmiş gibi gösterilen hayvanların perde arkasındaki durumlarının ne olduğunu, bu konuda çocuklara nasıl ulaşılabilineceğini Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Güray Tezcan bianet'e anlattı.
Tezcan özetle şunu düşünmemizi istiyor: Bir kaplan kendiliğinden iki ayak üzerinde dakikalarca bekler mi? Ya da sevgiyle eğitilen bir maymun robot gibi davranabilir mi?
"Sirklerde hayvanın eğitimi, şiddetin bir biçimini içerir. Dövmek yoksa alttan ayaklarına elektrik vermek, bunlar yoksa çivili sopalar veya aç bırakma vardır. Elbette seyircinin önünde sert cezalar uygulanmaz. Mesele ilk eğitimlerde, özellikle de hayvanlar yavru iken neler yapıldığında..."
Çocuklar, protestodan çok etkilenmiş
Tezcan ideal bir sirk olamayacağı görüşünde. "Sıfır işkence ile eğitim olduğunu varsayalım ki böyle bir şeye rast gelmedik- hayvanların tırlarla ülkeden ülkeye taşınması bile zaten kendi başına işkencedir."
Yaptıkları protesto, en çok çocukları etkilemiş.
Doğrudan çocuklara seslenen ilk sirk broşürünü yapan Yeryüzüne Özgürlük Derneği, eylemde çocuklara bol bol broşür vermiş.
"Reklambozum da denebilir o broşürümüze. Çizgifilm kahramanları ile bezeli ve ön sayfada yalnızca soruyor: "Çocuklar, sirk hayvanlarının nasıl eğitildiğini biliyor musunuz?"
Çocuklar arka sayfayı çevirdiklerinde çok da şiddet içermeyen ama hayvanlara sirk için neler yapıldığını anlatan resimler ve kısa cümlelerle karşılaşmışlar.
Pek çok çocuk broşürü aldıktan sonra sesli okumuş, kimi girmek istememiş. Bir tanesi ise şok olmuş. Anne, babasının kolundan çekiştirerek "İşkence ile eğitiliyorlarmış!" diye defalarca bağırmış.
Hayvanlara verdiğimiz zararları, daha doğrusu hayvanlar üzerinde kurduğumuz köle-efendi ilişkisinin çocuklara nasıl anlatılacağı hayvan hakları savunucuları arasında hep tartışılan bir konu olmuştur.
Türcülük, çocuklukta başlıyor
Tezcan, "Kimisi bizim broşür gibi daha yumuşak görsellerle ifade etmekten kimisi ise onlardan gerçeği sakınmamak adına şiddet görsellerini de göstermekten yanadır" diyor.
"Anlayacağınız üzere, şu konuda hemfikiriz: Türcülük, çocukluktan ekiliyor. Çocuklara hayvan sevgisi aşılamaktan daha etkilisi, onların kendi başlarına varlıklar olduğunu anlatabilmek ve onların da bizler gibi hakları olduğunu ifade edebilmektir."
Tezcan, hayvansız sirkleri destekliyor. Hayvansız sirklerin, insan emeği ve yeteneğinin varacağı en ileri noktaları sergilediğinin altını çiziyor.
Hayvan sevgisi değil hak bilinci
Şu fark çok önemli: "Hayvan hakları bilinci, hayvanseverlik anlayışına galip gelmeli."
Türcülük kavramının, ırkçılık ve cinsiyetçiliğe eş bir faşizm biçimi olduğunu düşünüyor. Ve etkiyi genişletmek için daha fazla kişiye, daha fazla bilince ve daha fazla köprü eyleme ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
"Daha fazla insanın toplantılarımıza ve eylemlerimize gelmesi bize hem insan gücü hem yaratıcılık kazandırır. Buna ihtiyacımız var."
Yarın 15:00'te Boğaziçi'nde
Hayvan hakları ve türcülük kavramları ile bir sunu izlemek ve görüş alışverişinde bulunmak isteyenler 7 Mart saat 15:00'te Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi Ayhan Şahenk Salonu'na gidebilir.
Sonuçta, hayvan hakları konusunda dünyada bir bilinç oluşmasının tarihi de çok eski değil. 1960'ların sonundan itibaren sesler yükseldi.
Tezcan, "Yavaş ve geç de olsa biz de nasibimizi alıyoruz" diyor. "Eskiye göre daha bilinçli bireyler kazandı Türkiye."
Hayvanlar ve hayvan hakları konusunda biraz daha fazla düşünmek isteyenlere iki önerisi var. Bir belgesel: Earthlings ve Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan Hayvan Özgürleşmesi kitabı. (IC)