İstanbul Şişli'de 19 Ocak 2007'de Agos gazetesi önünde öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayeti davasının 21. duruşması bugün (14 Kasım) Beşiktaş Adliyesi'nde görülüyor.
"Hrant'ın Arkadaşları", duruşma öncesinde, ellerinde yine "Bu dava öyle bitmez" dövizleriyle Beşiktaş İskelesi önünde toplandı.
Aralarında Alper Taş, Ufuk Uras, Ahmet İnsel, İpek Çalışlar, Sevda Alankuş, Yeşim Büber, Osman Kavala, Mehmet Esen, Gençay Gürsoy, Pakrat Estukyan, Ümit Kıvanç, Oral Çalışlar, Alp Selek, Necmiye Alpay, Joost Lagendijk, Nevin Sungur, Nesrin Sungur, Ahmet Çakmak, Yıldırım Türker, Hüseyin Eroğlu, Zeynep Tanbay, Neşe Erdilek, Ümide Aysu, Ayça Damgacı'nın da olduğu grup, Dolmabahçe'den iskeleye yürüyen diğer grupla birleşerek, "Öldür diyenler yargılansın", "Muammer Güler, Celalletin Cerrah yargılansın" sloganları eşliğinde Beşiktaş Adliyesi'ne yürüdü.
"Örgütsel irtibat ortaya çıkarılamadı; çünkü araştırılmadı"
Hrant'ın Arkadaşları adına konuşan Ümit Kıvanç, geçen duruşmada, savcının mütalaasında "Bu sadece milliyetçi duyguları kabarmış gençlerin işlediği bir cinayet değil, Ergenekon örgütünün Trabzon'daki bir hücresinin işi. Bu hücrenin üst yapı ile örgütsel irtibatları ortaya çıkarılamamıştır" demesine karşı "Elbette çıkarılamadı, çünkü ne araştırdılar ne soruşturdular" dedi.
Kıvanç, savcının bu mütalaasına karşı kendi sembolik mütalaarını açıklayarak, Hrant'ı öldürtenlerin devlet içinde olduğunu ve ortada bunun sayısız kanıtı olmasına rağmen araştırılmadığını söyledi.
"Ayrıntılı soruşturulma için özel bir savcı ekibinin görevlendirilmesi gerekirken buna gerek görülmedi. Bölük pörçük ve üstünkörü yürütülen davalar birleştirilmediği gibi, yargıçlar ve savcılar, avukat taleplerini reddetme konusunda yarışa girişti. Resmî görevliler hakkında bütün soruşturma taleplerini reddeden yerel yöneticiler, savcılar ve yargıçlarla aynı safta yer aldılar. Bu örgütsel irtibata işaret etmekte."
Cinayet davasında yargılanan sanıkların, sadece Ergenekon örgütü de değil, pek çok devlet görevlisiyle irtibatlarının olduğunu söyleyen Kıvanç, hakikati gizlemek için sürdürülen örgütlü çabanın sorumlularının devlet görevlileri olduğu, onları koruduğu için polis, jandarma, il yöneticileri, hükümet ve yargının, yani topluca devletin bu cinayetten doğrudan doğruya sorumlu olduğu söyledi.
Ayrıca, Hrant'ı hedef haline getirme sürecine katkıları nedeniyle, birçok gazete ve televizyon yöneticisinin de, cinayetten sorumlu devlet görevlileriyle birlikte soruşturulması, yargılanması gerektiğini belirtti. (NV)