Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “Kobani soruşturması” kapsamında, HDP’li çok sayıda kişinin gözaltına alınmasına ilişkin partinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Partinin MYK üyeleri ve milletvekillerinin de katıldığı basın toplantısında konuşan Sancar, operasyonu “planlı” olarak değerlendirdi:
“Yargı uzun süredir olduğu gibi burada da iktidarın sopası olarak kullanılmaktadır. Bahçeli’nin her söylediğini talimat olarak uygulayan, serbest bırakılmak istediği kişiyi serbest bırakan, iktidarın tutuklanması gerektiğini belirttiği kişileri, ertesi gün rehin alan bir yargıdır. Buna evrensel anlamda yargı demek elbette mümkün değildir. Ortada iktidar sopası işlemi gören bir aygıt vardır.”
TIKLAYIN - Kobani operasyonu: Avukatlarla görüşe kısıtlama
Sancar’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Sorumlusu partimiz değil”
“Bu operasyonlar 6-8 Ekim olayları bahane edilerek yürütülmüştür. 6 yıldır uğraşmalarına rağmen bu olaylarda partimizin sorumluluğunu ortaya koyacak hiçbir delil ortaya koyamadılar. Hiçbir makul inandırıcı gerekçe ortaya koymamışlardır. 6-8 Ekim eylemlerinin sorumlusu, partimiz asla değildir.
“Tam tersine o dönem uyguladıkları politikalarla, IŞİD’in saldırılarını müjdeler gibi duyuran ve ardından sokakta saldırıların yaygınlaştırmasını, şiddetin yaygınlaşmasına zemin hazırlayan siyasi iktidardır.
“O dönem hem Kobani’de yaşananlara karşı izlediği tutum hem de IŞİD saldırılarına gösterilen tepkilere, yöneltilen saldırılar, 6-8 Ekim olaylarından iktidarın sorumlu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
"Niye şimdi?"
"Ben de bu davanın seyrini hukuken açıklayabilecek durumda değilim. Ayhan Bilgen de başka arkadaşlarımız da yargılandı. Daha önce açılmış davalar var, beraatle sonuçlananlar, takipsizlikle sonuçlananlar var. Aradan 6 yıl geçti. Her seçim döneminde Cumhurbaşkanı kampanyasının odağına 6-8 Ekim olaylarını almıştır.
"Niye şimdi? İntikam operasyonu için ellerinde başka bir şey kalmayınca eski defterleri açıyorlar. İktidarın acizini açıkça gösteriyor. Çoktan kapanmış eski defterleri açarak sonuç almaya çalışıyor. Biz herkesi sorumluluğuyla baş başa bırakıyoruz.
“7 Haziran hezimeti”
“7 Haziran seçimlerinin hezimetini unutamayanlar, o seçimde iktidarı kaybedenler, bunun sorumlusu olarak gördükleri partimize karşı her türlü karalama kampanyasıyla sistematik bir saldırıya başladı.
“Bu saldırıların da içinde yer aldığı politikaları, darbe planlarıyla adlandırmıştık ve çeşitli uygulamalarla kademe kademe hayata geçirileceğini söylemişti.
“HDP mücadelesinden hiç vazgeçmedi”
“Bizim söylediğimiz gibi oldu, iktidar 7 Haziran seçimlerini geçersiz kıldı. Kaos ortamının yaşandığı bir zamanda seçimlerin yenilenmesi sürecini başlattı. Ardından dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla büyük siyasi soykırım operasyonu gerçekleştirdiler.
“Eşbaşkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil olmak üzere çok sayıda milletvekili arkadaşımız gözaltına alındı. Çeşitli zamanlarda saldırılar devam etti. Ama HDP diz çökmedi, HDP mücadeleden vazgeçmedi, tam tersine kararlığını yükseltti. Cesaretli mücadelesini daha da güçlendirdi.
“Kaybettikçe saldırıyorlar”
“Bu kararlı mücadele de iktidarın en büyük korkusudur. Çünkü iktidar biliyor ki kendisine kaybettirecek esas aktör HDP’dir, güçlü halk desteği ve kararlılığıdır. İktidar haksız değil, HDP’den korkmakta haksız değil, çünkü bir seçimde daha yeniden yenilgiyi HDP tattırmıştır. Kaybettikçe saldırıyorlar, saldırdıkça daha fazla kaybediyorlar.
"Kimsenin moralinin bozulmasına gerek yok, mücadele ve kararlık, inanç, haklılık temelimizdir. Yolumuz açıktır. Bu ülkeyi barışı, demokrasiyi ve adaleti bizler getireceğiz. (TP)