Nalan Yırtmaç, Aykut Atasay, Tayfun Serttaş ve Extramücadele, ahlaki kriterlerin yönünü belirleyen devlet, hukuk ve medya kurumlarının sistematik taktiklerle travesti ve transseksüel bireylere yönelik "yok etme" stratejisine karşı bir ara geliyor. Ayrımcılığa sanatla "Nakka!" diyor.
Adını "Lubunca"dan alan sergi bu akşam saat 19.00'da, travesti genelevlerinin var olabildiği son sokaklardan biri olan Beyoğlu Küçük Bayram Sokak'taki The Hall'de açılıyor. Sanatçıların mekan tercihinin nedeni farklı toplumsal katmanlara ait bu iki mekan arasında daha önce deneyimlenmemiş bir iletişim ve devinim ortamı yaratmak.
HaZaVuZu'nun Nakka! için özel olarak hazırladığı koro programı da bu akşamki açılışta katılımcılar için "özel bir seçki" sunacak.
Terkedilen tüm yaşamlara...
Nakka kelimesi Lubunca'da, "hayır - yok - burada değil - benden bu kadar - pes ettim" gibi anlamlar taşır. Lubunca, Türkiye'de yoğun olarak travesti ve transseksüeller tarafından kullanılan eşcinsel jargonudur. Kamusal ve özel alanda, diyalogların anlaşılmaması için tercih edilir. Roman dili, Rumca, Arapça, Ermenice ve Fransızca gibi pek çok dilden harmanlanan terimlerle oluşmuş ortalama dört yüz kelimelik bir dildir. Kökeninin Osmanlı dönemine kadar uzandığı varsayılır.
Nakka!, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır gibi kentlerde doğrudan trans bireyleri hedef alan kitlesel linç girişimlerinden, gündelik yaşamda süregelen bireysel ayrımcılık pratiklerine uzanan bir perspektifte, toplumsal yaşamın dışına atılanların hayatta kalma deneyimlerine odaklanıyor. Sokakta görünmenin dahi para cezası ile karşılık bulduğu bir şiddet ortamına toplumun nasıl kayıtsızlık içerisinde kaldığına ve bu ortamın edindiği meşruiyet zeminine yanıt aranıyor.
Nakka!, varoluşsal kimliklerinden ötürü tek bir alt kültüre angaje edilerek terkedilen tüm yaşamlara ithaf ediliyor.
!f İstanbul kapsamında gerçekleşen Nakka!, 11 - 21 Şubat tarihleri arasında, her gün 15:00 - 19:00 saatleri içerisinde The Hall'da görülebilir.(BÇ)