Sanatçılar, 51. gününe giren açlık grevlerine dikkat çekmek için Taksim'de oturma eylemi yaptı.
Yazar Vedat Türkali'nin çağrıcılığında yapılan eyleme aralarında Deniz Türkali, Funda Şirinkal, Mustafa Alabora, Jülide Kural, Nur Sürer, Orhan Alkaya, Vedat Yıldırım, Şebnem Sönmez gibi isimlerinde bulunduğu çok sayıda sanatçı katıldı.
Sanatçılar adına yapılan açıklamada toplumsal hafızaya başka bir "kara leke"nin sürülmemesi için Başbakan'ın ve yetkililerin bir an önce grevdekilerin taleplerini dikkate alması istendi.
"Ana sütü gibi ak anadilim için"
Üzerlerinde grevdekilerin isimlerinin olduğu tişörtler giyen sanatçılar, grevdekilerin yolladıkları mektupları okudu. Mektuplardan biri şöyle:
"18 yaşında cezevine girdim; şimdi 22 yaşındayım. Çocukluktan gençliğe uzanan günlerimi cezaevinde geçirdim, geçiriyoruz. Mahkeme salonlarında adaletin hangi mülkün temeli olduğunu sorguluyoruz. Kürt Zaza bir ailenin çocuğuyum. Ancak okuduğum yıllarda anadilimi kullanamadığım için dilimi unutma eşiğine geldim. 51 gündür İmralı duvarlarını parçalamak ve ana sütü gibi ak anadilimi kullanabilmek için açlık grevindeyim. Annelerimiz alanlarda 'çocuklarımız ölmesin biz ölelim' diye çağrıda bulunuyorlar. Annelerimizle kendi dilleriyle konuşabildiği günleri getirmek ve tecridi kaldırmak için ölüme yol aldık."
Türkali: Devlet vatandaşına zulüm etmez Başbakan
Sağlık problemleri nedeniyle eyleme katılamayan Vedat Türkali'nin mektubu okundu:
"Bu açlık grevleri sizden acımanızı, göz yaşı dökmenizi değil en yasal, en doğal haklarım engelsiz duyurmak için destek vermenizi bekliyor. Böyle bir yasal girişimdeki insana destek vermeniz için düşüncesini değil insanlığıyla ortak yanınızı anımsamanız yeter. Bir yaratıcı kişi, bir sanatçı olabilirsiniz. Sıradan biri, işçi, memur, iş insanı, ev kadını, öğretmen, bir eğitim aşamasında öğrenci olabilirsiniz. Dindar olabilirsiniz. Ya da herhangi bir dinsel inanca bağlı olmayabilirsiniz. Hangi türden olursanız olun, sonunda insansınızdır. Şu ya da bu biçimde vicdan sahibisinizdir.
"'Devlet pazarlık etmez' diyor Sayın Başbakan. Devlet vatandaşına zulüm de etmez sayın Başbakan. Vicdanınız olması gerekir. Evet, çözüm yolunu açmanızı, kanı durdurmanızı, ölümlere son vermenizi bekliyor. Koca bir ülkenin sorumlu yöneticisi olarak temel görevinizdir bu. Bağışlayın, sonunda sormak zorunda kalırsak, vicdanım da yok mu diyeceksiniz Sayın Başbakan."
Eylem, Kardeş Türküler'in şarkılarıyla devam etti. (NV)