Sendikalar ve sivil toplum örgütleri açlık grevlerine dikkat çekmek için Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemleri yaptı. Açlık grevinde kritik aşamaya gelindiğinin vurgulandığı açıklamalarda bir an önce taleplerin dikkate alınmasının gerektiği uyarısı yinelendi.
Eğitim-Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi, Hapiste Sağlık Girişimi, GIT Türkiye, Öğrencime Dokunma Kampanyası, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Galatasaray'da oturma eylemi yaptı. İmzacı kurumlar adına yapılan basın açıklamasını Özgür Mumcu okudu. Açıklamada şu noktalara vurgu yapıldı:
* Cezaevlerinde açlık grevleri yapan mahpusların sağlık durumları kritik aşamada.
* Kötüleşen sağlık durumlarına rağmen mahpuslara düzenli hekim kontrolü sağlanmayıp tecrit uygulanıyor. Başbakanın açıklaması ise cezaevlerine zorla müdahale edilmesinin yakın olduğunu gösteriyor.
* Durumun ciddiyetine rağmen, iktidar, görüşme yoluna gitmek, ölümleri engellemek için hiçbir somut atmadığı, açlık grevini yok saydığı, hatta görünmez kılmak için çaba harcadığı ortada.
Talepler, demokratik çözüme zemin sağlayabilir
* Terörle mücadele adına, Kürt siyasi hareketine karşı uygulanan insan haklarına ve demokratik ilkelere aykırı baskılar, ötekileştirme ve marjinalize etme politikaları ve nefret söylemleri grevcilerin bu direniş biçimini son çare olarak gördükleri bir ortam yaratmıştır.
* Eylem tarzının sebep ve sonuçları tartışılmalıdır. Bu ise ancak ölümlerin önüne geçildikten sonra mümkün olabilecektir.
* İnsan hakları hukuku bağlamında meşru olan talepler, demokratik bir çözüm ve uzlaşının zeminini sağlayabilir.
* Açlık grevlerine seyirci kalmak, ölümlere, çatışmalara, savaşa seyirci kalmaktır. Türkiye'nin demokratikleşmesini isteyen, anadilde savunma ve eğitim hakkını savunan, tecrit politikalarına karşı çıkan, Kürt sorununun demokratik çözümünden yana olan herkesi bu sorun karşısında hızla adım atmaya çağırıyoruz.
Fidancı: İletişim talepleri dikkate alınmıyor
Basın açıklamasının ardından Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "Çok uzun zamandır bu topraklarda insanlara bedenlerinden başka protesto aracı bırakmadılar" diyerek konuşmasına başladı. Açlık grevi yapan kişilerin sonraki hayatlarında ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Fidancı, meslek örgütlerinin grevdekilerle iletişime geçme taleplerinin dikkate alınmadığını vurguladı.
Erdoğan: Yaşam hakkı korunmalı
İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu üyesi İncilay Erdoğan, cezaevlerinde tıbbi izleme yapma başvurularının dikkate alınmadığını belirtti. Açlık grevi yapan insanların yaşam haklarının korunması ve daha sonra kalıcı bir hasar olmadan yaşamalarına devam etmelerini gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Adalet ve Sağlık Bakanlığı'nın bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Demir: Niyet ölüm değil çözüm
Avukat Ramazan Demir, cezaevinde açlık grevi yapan müvekkillerinde gözlemlediğine göre ölümlerin çok yaklaştığının farkına varılması gerektiğini vurguladı. Demir, mahpusların açlık grevlerine ölüme niyetiyle değil, çözüm geliştirilmesi amacıyla başladıklarını ancak gelinen noktada ölümü düşünür olduklarını belirtti. Silivri Cezaevi'nde açlık grevindeki mahpusların tek kişilik hücrelere konulduğunu, Tekirdağ cezaevinde B1 vitaminine ulaşımın olmadığını ve bazı cezaevlerinde grevdekilerin ihtiyaçlarının kendi iaşelerinden karşılandığı, aksi halde karşılanmadığını söyledi.
Açlık grevi bir protesto biçimidir
KESK, DİSK, TTB, TMMOB'un Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ve oturma eylemine Kolektifler, Halkevleri, Sürekli Devrim Hareketi de katıldı. Grup basın açıklamasını KESK İstanbul Şubeler Dönem Sözcüsü Mustafa Turgut okudu. Açıklamada Dünya Tabipler Birliği'nin Malta Bildirgesi'ndeki açlık grevcisi tanımı yer aldı: "Açlık grevcisi, zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle kara vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişidir."
Açlık grevinin bir intihar biçimi değil bir protesto biçimi olduğu belirtilerek grev sonrasında kalıcı nörolojik sekellerin görülmemesi için B1 vitaminini alınmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
Meslek örgütleri grevdekilerle görüştürülmeli
Açıklamada Adalet Bakanlığı, başta Tabip Odaları olmak üzere insan hakları savunucularının açlık grevi yapılan cezaevlerini ziyaret etmesine izin vermesi gerektiği vurgulandı. Cezaevi yönetimlerinin tecrit uygulamalarına başvurmaması, grevdekilerin sağlık koşulları için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği söylenen açıklama şöyle devam etti:
"Seçtikleri yöntemi onaylayıp onaylamamız karşı karşıya bulunduğumuz insanlık dramını değiştirmemektedir. Sorun, diyolog ve müzakere yöntemi ile çözülecektir." (BK/HK)