Ergenekon Soruşturması'ndan 20 ay sonra, 45'i tutuklu 86 sanıklı dava sürerken, Ankara Gölbaşı'nda bir ormanlık alanda çok sayıda silah bulundu.
Kazılara, Susurluk Davası'nda 6 yıl hapisle cezalandırılan eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'in evinde ele geçirilen krokilerden hareketle girişildiği bildirildi.
Şahin'in evinin yakınındaki bir ormanlık alanında detektörler aracılığıyla yürütülen kazı aramasında, üç lav silahı, uzi silahı, plastik patlayıcı, TNT kalıpları ve çeşitleri 30 kadar olduğu ifade edilen çok sayıda seri numaraları silinmiş el bombası bulunduğu ifade ediliyor.
Ancak bu silahların, Susurluk sürecinde Emniyet görevlilerinin el koyamadığı silahlar olup olmadığı bilinmiyor. Bir iş makinesiyle yapılan kazı çalışmalarının tamamlandı ve güvenlik şeridi de kaldırıldı.
Elkatmış: Tüm bunlar tesadüfi olamaz
NTV'ye bağlanan eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili ve Susurluk sürecinde Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun eski başkanı olan Mehmet Elkatmış, son olarak silahların ele geçirilmesiyle ilgili "Bütün bunlar tesadüfi olamaz diye düşünüyorum" dedi.
"Umutlanmak istiyorum. Ama bir takım insanlar Ergenekon'un avukatlığına soyunuyor. Bu insanlar gözaltına alınamaz diyorlar. Herkes gözaltına alınabilir, neden alınmasın? Sonuçta buna savcılar karar veriyor. Yargı üzerinde psikolojik baskı oluşturuluyor. Gelişmelere baktığımızda olumlu yöne doğru gidiyor."
Bayramoğlu: Ergenekon ete kemiğe büründü
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, son silahlarla birlikte Ergenekon davasının Susurluk olayına doğru ilerleyen bir süreç haline geldiğini söyledi: "Susurluk'a doğru evrildiği andan itibaren Ergenekon'un daha bir ete kemiğe büründüğünü görüyorum...Bence bu soruşturma genişleyecek Mehmet Ağar ve Tansu Çiller de sanık sandalyesine oturacaktır. Bu Türkiye'nin en önemli davasıdır" dedi.
Nuray Mert: Gözaltılar aklıma pek yatmıyor
"Gözaltına alınanların birbiriyle ilişkilerini bilmiyoruz. Yalçın Küçük ve Kemal Gürüz bizde bir intibah bırakabilir. Ama bu kişilerin İbrahim Şahin gibi birisiyle bir araya getirilmesi, benim aklıma pek yatmıyor."
Can Dündar: Şahin'in hafızasının geri gelmesi önemli
"İbrabim Şahin'in orada olması, hafızasının canlanması, Ergenekon ve Susurluk davasını birleştirmeyi beraberinde getirdi. Bu hafızanın canlanması Türkiye'ye çok şey kazandıracaktır. Bu insanlar, ciddi bir şey yaşamadılar, cezaları çekmediler, kaza geçirdiler,
"Temel sıkıntı, elmalarla armutların bir araya konması. Bu silahlar, son 40 yıldaki faili meçhul cinayetleri aydınlatabilir. Ama bir çok unsurun bir araya gelmesi soruşturmanın dağılmasına neden olabilir.
"Özgür Gündem gazetesinin bombalanması, Gazi Katliamı ve birçok olay aydınlanabilir. İyimser olmak için erken ama Türkiye, Susurluk'u ortaya çıkarmak için yeni bir fırsat elde etti."
Susurluk Kazası neydi?
3 Kasım 1996'te Balıkesir'in Susurluk İlçesi'nde trafik kazasında eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli Gonca Us kazada ölmüştü. Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekili Bucak yaralanmış, araç içinde çok sayıda silah bulunmuştu. (EÖ)