Avrupa'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük ahşap yapısı olan Büyükada Rum Yetimhanesi Europa-Nostra ve Avrupa Yatırım Bankası tarafından 2018 yılı "Tehlike Altındaki 7 Kültürel Miras Programı"na seçildi.
Adalar Vakfı, Europe Nostra Türkiye Temsilciliği ve Galata Rum İlkokulu tarafından gerçekleştirilen toplantıda Europa Nostra Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Burçin Altınsay, Mimar Korhan Gümüş, RUMVADER kurucusu Laki Vingas Yetimhane'nin kurtarılması için fikirleri tartıştı.
Galata Rum Okulu Vakfı Başkanı Meri Komorosano ve Sanat Koordinatörü Hera Büyüktaşçıyan'ın sunumuyla başlayan toplantıda Hera Büyüktaşçıyan, Galata Rum Okulu ve Büyükada Rum Yetimhanesi'nin ortak özelliğinin öğrencisiz kalmaları ve asıl sahiplerinin elinden alınmış eğitim kurumları olduğunu vurgulayarak İstanbul'da bir Rum hafıza merkezi kurulma çabaları olduğunu kaydetti. Büyüktaşçıyan "Bu, yapıların korunması için de bir fırsat olacaktır" dedi.
Europa Nostra'nın Türkiye temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Burçin Altınsay, Europe Nostra'dan bir heyetin Eylül ayında gelerek Yetimhane'de incelemelerde bulunacağını kaydederek, "Ekümenik Patrikhane başta olmak üzere bu başvuru yapılmadan önce de yapıyı kurtarmak için defalarca çalışmalara girilmiş. Büyük bir birikim var bu çabanın arkasında ama ne yazık ki şu anda yine de Yetimhane'yi her an kaybedebiliriz.
"Bir an önce kurtarmak için bir yol haritası oluşturmamız ve başlamamız gerekiyor. Bu çalışmaların başlatılması ve Yetimhane'nin kurtarılması için büyük bir kampanya başlatmamız gerekiyor bunu yapacağız. Bu kampanyadan kastettiğimiz de bu tür toplantılarla herkesin bütün katkılarıyla bir araya gelmesi.
"Bu binanın harekete geçirdiği hafıza malzemesinin korunması, bu hafızayla yüzleşmek, bu hafızanın öğrenilebilir bir şekilde sergilenmesini sağlamak, binanın yeniden kamuya açılmasını, sürdürülmesi, yaşatılması gibi çok kapsamlı, farklı fikirler var.
TIKLAYIN - "Rum Yetimhanesi'ni Kurtarmak Hepimizin Mesuliyeti"
"Önce korunmalı sonra fonksiyon kazandırılmalı"
Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı ve Rumvader Kurucusu Pandeli Laki Vingas ise binanın kurtarılması için acilen finansal destek sağlanması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Biraz da kısmetsiz bir bina Yetimhane inşaatından itibaren. Önce otel olarak düşünülüyor, Marsilya'dan, şuradan, buradan emek ve para harcanarak malzemeler getiriyor, olmuyor yasaklanıyor. Ardından 6 bin çocuğa hizmet veren bir yetimhaneye dönüşüyor. Yetimler çıkarılıyor tekrar getiriliyor, büyük bir yangına maruz kalıyor vs. derken bugünkü çökme tehlikesi altındaki konuma geliyor.
"2010 yılında mülkün iadesi oldu dolayısıyla hukuki statüsü patrikhaneye tescillendi. Tapusu da bu şekilde çıktı ve hukuki sorunu çözüldü. Tekrar 2010-11 dönemlerinde tekrar heyecanlandığımız bir an önce buraya yardımcı olunması gerekiyor diye çatı yapalım, yağmurları karları engelleyelim en azından fiziki şartlardan biraz kurtaralım dedik.
"2010 yılından sonra finans kaynaklarıyla uğraşırken biraz daha da iş sektörünün anladığı şekilde bir çalışma yapıldı. Hem dinler arası diyalog merkezi hem de fonksiyonu olan bir yer olması konusunda görüş birliği vardı. Bu sürecin sürdürülebilir hale getirilmesi için devletin burada devreye girmesi gerekiyor.
"Şu an fonksiyondan da önce acil olan binanın korunması. Biraz romantik bir bakış açısı olsa da şu an bir kısmını da olsa kurtaralım diyenlerdenim. Bu noktada Kültür Bakanlığı'nın desteğini istiyoruz. Devletin çok hızlı bir desteği olmazsa kurtarmak imkânsızlaşacak".
"Kaybedecek tek bir saniyemiz yok"
Europe Nostra Türkiye temsilciliğiyle birlikte binanın kurtarılması için aktif çalışmalara katılan Mimar Korhan Gümüş, Eylül'den önce binanın nasıl kurtarılabileceğiyle ilgili somut projelerin yapılması gerektiğinin altını çizerek "Kaybedecek tek bir saniyemiz yok" dedi ve ekledi:
"Binanın sahibi aslında herkes, kültür mirasları böyle yapılardır çünkü. Europa Nostra sürecinde Laki Bey'in (Vingas) ve binanın sahiplerinin kararlı duruşu çok etkili oldu. Finansman için öngörülerimiz var, Eylül'den önce bu çalışma yapılırsa uluslararası heyet buraya geldiğinde önlerine somut belgeler konulabilir.
"Projenin zorlukları aslında yeniden işlevlendirme, mimarlık açısından başarıyı sağlayacak fırsatlar olarak görülmeli. Nasıl 'En Çok Tehdit Altındakı 7 Miras' listesinde yer aldıysa, bundan sonraki hedef de "En Başarılı Restorasyon" listesinde yer almak olmalı. Hatırlayalım, 2010 yılında Aya İrini'de düzenlenen görmekli bir törenle, Avrupa birliği Miras Ödülleri İstanbul'da verildi. İstanbul'da Avrupa Birliği adına bakanların katıldığı Avrupa'dan ve Türkiye'den en üst düzey temsilciler eliyle sahiplerini buldu. Yetimhane projesi de bu 1. lik ödülü alan David Chipperfield'in projesi bir örnek olabilir".
"Yapılacak ilk iş çatının örtülmesidir"Mimar Korhan Gümüş, toplantı sonrası Rum Yetimhanesi için öncelikleri şöyle sıraladı:
|
(PT)