Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 8 Mart Dünya Kadınlar gününde kadınların medyadaki temsili ve kadına yönelik erkek şiddetine ilişkin etik ilkeler belirledi.
Kadın temsiliyetinin ve şiddetin medya eliyle derinleştirildiğini belirten RTÜK bu kapsamda “Televizyon Yayınlarında Şiddet Araştırması” yaptı. Buna göre izleyicilerin yüzde 70’i televizyon yayınlarında şiddete çok fazla yer verildiğini düşünüyor. Ayrıca ekranlarda en fazla rahatsız olunan şiddet görüntüsü yüzde 36,8 oranıyla erkeklerin kadına yönelik şiddeti.
RTÜK İçin Erkek Daha Eşit
Yayınlar yoluyla toplumsal problemin aşılmasının hedeflenmesi gerektiğini anlatan RTÜK’ün “Medyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeleri” şöyle:
Mağduru değil faili göster: Haber içeriklerinde kadınları küçük düşürücü ve aciz gösteren ifadelerden sakınılması, şiddetin mağdurunu işaret eden bir dil yerine şiddet eyleminin suç olduğu, asla kabul edilemeyeceği ve normalleştirilemeyeceği kapsamında, eylemin failinin işaret edilerek gösterilmesi,
Şiddeti meşrulaştırma: Şiddet olayını aktarırken olayı meşrulaştıran bir dil ve müstehcen hikayeleştirmelerden kaçınılması, psikolojik, ekonomik, siber vb. şiddet türlerine ilişkin farkındalık oluşturulması, geleneksel ve yeni medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeleyi destekleyici ve duyarlılık kazandırıcı rol üstlenmesi,
Saygın değil suçlu: Şiddet failine itibar katan, suçu hafifleten veya suça peşinen bahane sunan (cinnet geçiren eş, öfkelenen koca, uzun zamandır işsiz olan koca) ifadelerden ve suçu olumlayan nitelendirilmelerden (saygın iş insanı, iki çocuk babası, ünlü sanatçı) kaçınılması, kadına yönelik şiddet olayının gerçekleştiği şart ve durumlara (gece yarısı parkta), kadının bireysel özelliklerine (giyim tarzı, medeni durumu, kişiliği) odaklanılmaması, şiddet mağdurunun ve ailesinin kişisel verilerinin korunması ve mahremiyetine saygı duyulması,
Mücadeleyi destekle: Tüm yapım ve yayınlarda şiddete uğrayan kadını yargılayan ve tetikleyici detay içeren ham görüntüler, ağır ayrıntılı çekimler, suç tekniğini öğretici detaylar, atmosferik müzik ve ses efektlerinin kullanılmaması,
Çocuklara örnek ol: Başta çocuk programları olmak üzere tüm yayınlarda gerçek ve kurgusal şiddetin olumsuz etkilerinin dikkate alınması, hayata işe ve eve dair sorumlulukların dengeli sunulması, kadın erkek arasında iş bölümünü vurgulayan mesajların verilmesi,
Güçlü kadını anlat, kadını güçlü anlat: Kalıp yargıları ortadan kaldırmak amacıyla kadınların sadece belirli meslek grupları dâhilinde değil farklı yaş, meslek, kültür ve sosyoekonomik grupları temsil edecek şekilde (milli sporcu, başarılı çiftçi, girişimci ev kadını) güçlü ve başarılı karakterler olarak yansıtılması, rol model kadın karakterlerin görünürlüğünün arttırılması,
Cezayı yayınla adaleti göster: Caydırıcılığın artırılması amacıyla faile verilen cezaların kamuoyu ile paylaşılması ve şiddetin cezasız kalmayacağı yönündeki mesajların sıklıkla tekrarlanması,
Destek al destek ver: Medya içerik üreticilerinin kadına yönelik şiddet konusunda uzman görüşlerine başvurması (psikolog, pedagog, avukat, sosyolog vb.), özdenetim mekanizmalarının geliştirilmesi kapsamında etik kurulların oluşturulması, kamunun sağladığı şiddeti önleme ve destek mekanizmalarının (KADES, ALO 183 vb.) bilinirliğinin artırılması gerekecek.
RTÜK kararların sıkı bir şekilde takip edilerek radyo ve televizyon yayınlarında şiddet içeriklerinin yer almasının önleneceğini kaydetti.
İlkenin adı var kendisi yok
RTÜK etik ilke belirlemesine rağmen daha önceki yıllarda şiddeti gündemine almamasıyla çokça tartışılmıştı.
Örneğin 2019’da RTÜK’e gelen 16 binden fazla şikayetin 13 bini “şiddeti özendirici veya kanıksatıcı yayınlar” oluşturmuştu. Şikayetlerin yüzde 90’ını da dizi-film içeriklerine aitti.
Ancak Üst Kurul üyesi İlhan Taşçı, RTÜK’ü bu şikayetlerden bir teki bile gündeme almamakla eleştirmişti.
RTÜK’ÜN CHP’Lİ ÜYESİ İLHAN TAŞÇI
“16 Bin Şiddet Şikayeti Yapıldı, Üst Kurul Tekini Gündeme Almadı”
(HA)