Hatay Reyhanlı’daki bombalı saldırıyla ilgili yayın yasağı koyan Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi kararına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ile Basın Konseyi itirazda bulundu.
Cihaner: Karar AİHS'e ve Anayasa'ya aykırı
Cihaner avukatı aracılığıyla Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ne yaptığı itirazda kararın basın özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesine, Anayasa’nın 28. maddesine aykırı olduğunu ayrıca kararın dayandırıldığı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 153. maddesinin “Müdafiinin Dosya İnceleme Yetkisi” başlığı taşıdığı belirtilerek maddenin “sansür” uygulamasının dayanağı olamayacağı belirtildi.
İtarazda şu ifadeler yer aldı:
“Yurttaşların bilgi edinme hakkı bu kadar ağır bir şekilde sınırlanmışken, Yetkisiz Bakanlar olayın sorumlularının (özellikle dikkat çekmek isteriz: “şüphelilerinin” değil!) yakalandığını hemen ilan etmişlerdir. Masumiyet karinesinin ihlali bir yana, soruşturma aşamasında asıl gizli kalması gereken bilgiler hükümet tarafından ifşa edilmektedir. Etkin bir soruşturmanın yapılmasına esas bu durum engel olmaktadır. Fiili olarak bakanların istedikleri gibi konuşup medyayı ve toplumu yönlendirdikleri ancak yurttaşların haber alamadıkları bir durum yaratılmıştır.
“Uygulanan sansür nedeniyle, “fısıltı gazetesi” aracılığı ile ölü sayısının yüzleri geçtiği, olayın önceden bilindiği ve bazı yurttaşların uyarıldığı, sansür kararının bizzat Bakan tarafından talep edildiği gibi haberler yayılmaktadır. Yakınlarından endişe duyan yurttaşlar bilgi alamamaktadırlar.
“Benzer toplumsal olaylarda yurttaşların ve görgü tanıklarının katkısı önemlidir. Medyanın ve yurttaşların elindeki görüntülerden ve kayıtlardan soruşturmaya katkı sağlayacak bilgiler edinilebilir.”
Basın Konseyi: Hukuki dayanağı yok
Basın Konseyi de Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit tarafından hem Basın Konseyi hem de kendi adına yapılan itirazda şu noktalar yer aldı:
* Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’nin böyle bir karar verme yetkisi bulunmamaktadır. Böyle bir kararın hukuki dayanağı yoktur. Dahası, meri hukukumuza göre herhangi bir mahkemeyi, bu türden bir karar vermekle yetkilendiren bir düzenleme de mevcut değildir.
* Kararda gösterilen yasal dayanaklar ile verdiği karar arasında fikri bağ bulunmamaktadır.
* Verilen kararda anılan madde yalnızca soruşturma aşamasında müdafiin dosyayı inceleme yetkisini düzenlemektedir, bunun dışındaki kimselerin hak ve yetkileri yoktur.
* Kararda dayanılan Basın Kanunu’nun 3. maddesi de birden fazla temel hakkın sınırlandırılmasını öngören böyle bir karara dayanak teşkil edemez.
* Halkın haber almasını imkânsız kılacak kapsam ve ölçüde verilen kararın gerekçesinde, konuyla ilişkili bir kanuni dayanak dahi gösterilememiştir.
* Yapılacak yayınlarda soruşturmanın gizliliği açısından bir sakıncanın ortaya çıkması durumunda ise, Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesine göre işlem yapılması mümkündür.
* Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hakların kısıtlanması sonucunu doğuran tedbir ve sair kararlar, ancak açık bir kanuni dayanağa sahip olunması halinde alınabilir. Bu konuda yorum yoluyla hukuk yaratılamayacağı gibi, kıyas da yapılamaz.
Temel hak ve özgürlükler ancak açık bir yasal düzenlemenin mevcut olması durumunda kısıtlanabilir. Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvuru çerçevesinde yayım yasağı konulmasını mümkün kılan bir yasal düzenleme yoktur. (EA)