Haberin Kürtçesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı'nın yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul Adalet Sarayı 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Avukatların reddi hakim talebi reddedildi. Tutukluluğu devam eden Korur-Fincancı'nın davası 11 Ocak 2023'e bırakıldı.
Duruşmayı, yurtdışından gelen heyet, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri, Serpil Kemalbay, Oya Ersoy, Hüda Kaya, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, STK temsilcileri izledi.
Duruşma, savcının mütalaasını tekrar etmesiyle başladı.
Ardından Korur Fincancı'nın avukatı Meriç Eyüboğlu, duruşma salonunun değişmesi talebini tekrarladı.
Daha sonra konuşan Batman Baro Başkanı Erkan Şenses, mahkemenin geçtiğimiz duruşma üç avukat sınırı getirmesine karşı beyanda bulundu. Avukat sınırlandırmasının CMK'ya aykırı olduğunu ifade etti.
Mahkeme, salonun değiştirilmesi ve üç avukat sınırı taleplerini reddetti.
Usule ilişkin taleplerin ardından Prof. Dr. Korur- Fincancı beyanda bulundu.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, savcıya teşekkür ederek konuşmasına başladı.
Savcının mütalaada "ön tanı" ve "tanı" ayrımı yapabilmiş olmasını takdir etti.
"Kimi vatanından kovuyorlar"
Korur-Fincancı, "savunma" değil, "beyanda" bulunacağını söyledi ve şöyle konuştu:
"Bu davanın başından beri bir talimatla yürüdüğünü görüyoruz, AKP sözcüsü hedef gösteriyor, iktidarın küçük ortağı ise; 'vatansız kalsın' diyor.
"Kimi vatanından kovuyorlar. Kim bu vatana daha hayırlı işler yapmış, bu halk görüyor, görecektir.
"Dünyanın en tehlikeli sanığıyım muamelesi yapılıyor"
"MSB başkanı geçtiğimiz hafta sonu yeniden konuştu ve 'iftaraları affetmeyeceğiz' diyor bu talimat değildir de nedir?
"Geçtiğimiz hafta çıktığımda Çağlayan'ın etrafının sarılmış olduğunu gördüm, sanki ben dünyanın en tehlikeli sanığıymışım gibi bir muamele var, bütün bunlar talimat değildir de nedir? Bütün bunların sizin üzerinizde baskı kurduğunu gözardı edemezsiniz.
"Silahlı terör örgüt propagandası yaptığım söyleniyor. Silahlı örgüt propagandası tıbbi değerlendirmeyle nasıl mümkün oluyor? Uzman sıfatıyla bu propagandayı sürdürdüğüm söyleniyor, belli ki adli tıp da anlatmak gerekiyor.
"TTB siyasi otoriteleri rahatsız etti"
"Bu yargılamanın asıl amacına dönmek istiyorum, TTB kurulduğu günden beri bütün siyasi otoriteleri rahatsız etti. Bağımsız nitelikli bir organı başlarına bela ettikleri için kahrettiler.
"2018 yılında TTB MK, 'savaş halk sağlığı sorunu' dedikleri için gözaltına alındı. Haklarında dava açıldı ve beraat ettiler. TTB'yi seçimle ele geçiremediler şimdi davalar açarak ele geçirmeye çalışıyorlar.
"Pandemi döneminde toplumun en güven duyduğu kurum TTB idi. Kara tabloya karşı açıklamalar yaptığımız için iktidarın küçük ortağı 'TTB kapatılmalıdır' dedi. Göreve geldiğimde Cumhurbaşkanı 'nasıl olur da bir teröristi göreve getirirler' dedi. Terörist dediği benim. Terörist dediği kurum da 11 yıl boyunca gururla başkanlığını yaptığım Türkiye İnsan Hakları Vakfı'dır.
"Suç işleyen bütün devletlerle derdim var"
"Biz TİHV de yıllarca işkenceyi belgeledik arkadaşlarımızla, rehabilitasyon merkezleri kurduk. İşte bütün bunlardan kaynaklı, Sokrates'in dediği gibi 'ben bu devletin başına musallat olmuş at sineğiyim'.
"Sadece bu devlet için değil, dünyanın neresinde olursa olsun devletler suç işlediğinde benim derdim olur. ABD'de Biden suç işlediğinde de benim derdim, Netanyahu suç işlediğinde de benim derdim, onlar suç işlemeye devam ettiği sürece ben de onların sırtında at sineği olacağım.
"Suçlamalarınızı reddediyorum"
"İntikam alıyorlar benden. 2015 yılında bu ülkede bombalarla katlettiler. Ben bombalar yağdırılırken bodrumda çocuk çenesi buldum ben "terörist çocuk". Devlet bunun intikamını henüz alamadı benden. Fakat benden kurtulamayacak bu devlet, TTB'den de... Dört duvarlarla susturamayacaksınız. Nazım'ın dediği gibi 'vız gelir bize duvarlarınız vız.'
"Barış olduğunu iddia ediyorlar. Keşke olsa. Dört duvar arasında da olsak, denizin içinde de olsak mücadeleye devam edeceğiz.
"Biz yeni hayatlar filizlensin, tüm canlılar yaşamlarını onurla, umutla sürdürsün diye mücadele ediyoruz. Suçlamaları kabul etmiyorum. Suçlamalarınızı reddediyorum."
Yavuz: "Propagandanın karşılığı gözaltı dahi değil"
Korur- Fincancı'nın ardından avukat Barış Yavuz savunma yaptı. Yavuz, savunmasında şunları söyledi:
"İddaa makamına katılmıyoruz, algılar var. Mahkeme heyeti ilk duruşmadan itibaren usullere dikkat etmiyor.
"Şebnem Hocanın açıklamalarında TSK'nin adı geçmemesine rağmen, iddianame Şebnem ocanın açıklamalarında, TSK'nin adı geçiyormuş gibi hazırlanmıştır.
"MSB, Şebnem Hocayı propaganda ile suçlamaktadır. Fakat propagandanın karşılığı gözaltı bile değildir. Olay terör örgütü ile ilişkilendiriliyor. Siyasi iktidara terör lazım, siyasete terör hoş geliyor ama Şebnem hoca suçlu değildir."
Kaya: "MSB neden araştırma heyeti kurdu?"
Avukat Şevin Kaya ise; savunmasında yargılamanın adil olmadığını değindi ve şöyle devam etti: "Şebnem Hoca bir bilimsel görüş vermiştir. Hiçbir kurum ve kuruluşu suçlamamıştır. Şebnem Hocanın araştırma yapılması önerisine soruşturma açıldı. Peki o zaman MSB, kimyasal silahların kullanımıyla ilgili neden araştırma heyeti oluşturdu?
"Siyasal iktidar, kadınlığın sınırını çizmeye çalıştı, savunmanın sınırlarını çizmeye çalıştı, şimdi de hocamız nezdinde bilimin sınırlarını çizmeye çalışıyor."
Mahkemenin üç avukat sınırlandırması nedeniyle son savunmayı Meriç Eyüpoğlu, yaptı. Eyüpoğlu, savunmasını tamamlamasının ardından reddi hakim talep etti, mahkeme heyeti talebi değerlendirmek üzere ara verdi.
(RT/ED/AÖ)