Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrin’e yönelik askeri harekata karşı çıkarak "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" başlıklı bildiri yayımlayan Türk Tabipleri Birliği’ne (TBB) “terörist sevici” demesini İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez’le konuştuk.
TIKLAYIN - Erdoğan TTB’ye “Terörist Seviciler” Dedi
“Biz hekimliği meslek edinmiş insanlar olarak savaşı değil daima barışı yeğleriz” diyen Prof. Erez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terörist sevici olarak yorumlanamaz”
“Özellikle bizim askerlerimizin, yani çocuklarımızın yaşamına son verecek savaş söz konusu olduğunda bu konudaki duyarlılığımız tabii ki artar. Ancak bu duyarlılığımız komşularımızın çocukları için de geçerlidir. Bu, terörist sevici olarak yorumlanamaz.
“Bizim üst kuruluşumuz olan Türk Tabipleri Birliği'nin açıklaması dikkatli okunursa, orada terörist sevmenin değil, savaşın getireceği felaketleri, insanlık dramlarını, hastane yıkımlarını, sağlıkçı yitimlerini önleyebilme endişe ve isteğinin yer aldığını görürsünüz.
“Bu tutum hem BM hem de uluslararası hekim örgütlerinin yasal ilkeleriyle bağdaşmaktadır. Bu asla terörist seviciliği olarak yorumlanamaz.”
“İnsan sever bir tutum”
Erez’e İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yayınlanan ve TTB’nin “şer odaklarıyla yan yana durmak” ve “milli olmamak” ile itham edildiği metni de sorduk.
“Savaşı istememek, kendi çocuklarımızın ölmemesini istemek milli değilse nedir? İl Sağlık Müdürlüğü'nün açıklaması mı millidir? Ülkemizin ve komşularımızın çocuklarının ölmemesini istemek vatansever, insan sever bir tutumdur.”
SAĞLIK SEN ve MEMUR-SEN'den çağrı
Öte yandan Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (SAĞLIK SEN) ve Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) 29 Ocak Pazartesi günü, söz konusu bildiri nedeniyle İstanbul Tabip Odası önünde düzenleyecekleri protesto için çağrıda bulundu.
Çağrıyı değerlendiren Prof. Dr. Erez, "Herkesin demokratik hakkıdır. Buyursunlar gelsinler" dedi.
TTB'nin açıklamasıBiz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi! |
(EKN)