Yeni torba yasaya eklenen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yasasına internet yayınları için lisans verme, lisans iptal etme ve Sulh Ceza Hakimlikleri aracılığıyla erişim engelletme yetkisi vermesine ilişkin tasarıyı, YouTube sansürünü AİHM’de mahkum ettiren sürecin mimarlarından hukuk profesörü Yaman Akdeniz değerlendirdi.
Prof. Akdeniz: Hedef internette yayın yapan muhalif siteler
bianet’e konuşan Prof. Dr. Akdeniz, 5651 sayılı internet içeriklerinin kaldırılmasını düzenleyen yasa ile zaten erişim engellendiğini hatırlatarak, “Siyasi kişiler, Bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu erişim engelleyebiliyordu, bir de bunlara RTÜK eklendi” diyor.
Yasada ne var?* İnternette yayın yapmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar Üst Kuruldan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri yayın iletim yetkisi almak zorunda. * Üst Kuruldan alınan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunmayan ya da bu hak ve/veya lisansı iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin yayın hizmetleri RTÜK tarafından tespit edilirse RTÜK'ün talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. * İçerik veya yer sağlayıcısının yurtdışındaysa da "Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu Üst Kurulun görev alanına ilişkin uluslararası anlaşmalar ve bu Kanun hükümlerine aykırı yayın yaptığı Üst Kurulca tespit edilen" internet ortamından Türkçe, Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının için de aynı süreç işler. * Bu kuruluşların internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de yayın iletim yetki belgesi alması zorunlu. |
Tasarı halindeki torba yasanın 73. maddesinde yer alan değişiklikle sadece internette yayın yapan kurucuların RTÜK’ten yayın yetkisi alma zorunluğu getiriliyor, tasarı yasalaşırsa lisans ya da geçici lisans almayanlar RTÜK’ün talebi doğrultusunda Sulh Ceza Hakimliklerinden 24 saatte çıkacak bir kararla erişime engellenebilecek.
Prof. Akdeniz, bu tasarı ile özellikle internette yayın yapan muhalif haber sitelerinin hedef alınacağını söylüyor.
“Hedeflenen 3 kategori var. Birincisi Türkiye’de bulunan ve internette görsel yayın yapan yayın kuruluşlar hedef alınacak. Bu her ne kadar Adnan Oktar’ın A9’u ile tartışılsa da olayın esasının Oktar olduğunu düşünmüyorum.
“İkincisi yurtdışında kurulmuş ama Türkiye’ye odaklı yayın yapan kuruluşlar hedef alınacak, Özgürüz ya da Artı TV gibi.
“Üçüncüsü ise sadece internette yayın yapan özel şirketleri de kapsayacak, Netflix, Puhu TV, BluTV gibi.”
Peki ne olacak?
Tasarı radyo ve televizyonların internet yayınlarını, sadece internette yayın yapan televizyon ve radyoları, yurtdışından Türiye'ye yönelik internette yayın yapanlar, blog, site ve uygulama üzerinden yapılan video yayınları (streamler) kapsıyor.
Netflix, Blu TV...
* Tasarı yasalaşırsa, RTÜK, Netflix ya da BluTV gibi dizi, sinema, belgesel yayını yapan platformlarda aynı karasal yayında yaptığı gibi değerlendirme ve rapor hazırlayabilecek. Akdeniz, bu durumda içeriği sağlayan hizmetin içerik kaldırma talebi ile bilgilendirilebileceğini söylüyor.
Ama misal Game of Thrones hakkında bir şikayet olduğu takdirde RTÜK yayınla ilgili “müstehcenlik”, “gençlerin gelişimini kötü etkileme” gibi bir gerekçeyle rapor hazırlayıp, platformdan içeriğin kaldırılmasını isteyebilecek, kaldırılmayan içerik nedeniyle hizmetin kendisi erişime engellenebilecek. Bu durumda korsan yayınlar haricinde, telifli bir şekilde izlenen eserlerin yayınlanmayacağı ya da sansürlenebileceği anlamına geliyor.
Persicope da etkilenebilir, Faceboook da
* Yine tasarı, internette videolu (canlı ya da kayıttan) yayın yapan herhangi bir sitenin de lisans almasını zorunlu kılıyor. Bu ne demek? Örneğin ABD’de görülen Reza Zarrab davasında olduğu gibi duruşmada olup bitenleri kendi Facebook ya da Periscope hesaplarından yayınlayan kişilerin sayfaları da “lisans olmadığı” gerekçesiyle erişime engellenebilecek.
* Bir diğer ihtimalse, halihazırda yayını olan televizyon kanalları da, internette yaptığı ama uydu yahut dijitaldeki televizyon yayınında yer vermediği içerikler nedeniyle ceza alabilecek, cezalardan sadece internet değil, geleneksel televizyon yayını da etkilenebilecek.
"İnternette frekans sınırı yok ki lisans gereksin"
Prof. Akdeniz, uydu ya da kabloludaki televizyon frekansı, ya da radyo için FM’deki frekans sayısının belli olduğunu, bu durumda lisansın bir gereklilik olduğunu söylüyor.
“Frekans sayısı sınırlı olduğu için lisans gerekiyor. Örneğin en son NTV Spor’u satın alan Discovery Channel aslında NTV Spor’un frekansını satın almış durumda. Ama internette böyle bir sıkıntı yok.
"Dolayısıyla burada müdahaleyi gerektirecek bir durum da yok. Tasarı bu nedenle aslında kullanıcıların haber ve bilgi almak için eriştiği kanalları engellemek.”
"AYM ve AİHM süreçleri çok hantal"
Torba yasaya eklenmiş değişiklikle sürecin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Akdeniz, Türkiye’de bu tip yasalara yönelik hukuki sürecin de işlemediğini vurguluyor.
Tasarı yasalaştığı takdirde uygulamaya geçerse Anayasa Mahkemesi’ne ve sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını söyleyen Prof. Akdeniz yargı yolunun yavaşlığını da eleştiriyor:
“Ama bu süreçler de çok hantal. Hem Wikipedia yasağında hem de tutuklu gazetecilerin başvurularında göründüğü gibi AYM’de de AİHM’de de süreç çok yavaş yürüyor. Ama bu örneklerde ihlal olup bitmiş değil, sürekli olarak devam ediyor. Bu süreçlerde AYM ve AİHM’in de hızlı karar alması gerekiyor."
Tasarıdaki maddeye şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. (EA)