Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın dördüncü duruşmasının üçüncü celsesi sona erdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında'nun savunması tamamlandı.
"Askerdeydim, kurstaydım"
Mumcu'nun savunması özetle şöyle:
* Cinayetten altı ay önce 20 Temmuz 2007'de izne ayrıldım, silahımı verdim, memuriyetle ilişiğimi kesip askere gittim. Askerden cinayetten 20 gün sonra döndüm.
* Cinayet ben askerdeyken işlendi. Ben, görevli olmadığım bir dönemde işlenen cinayette “görevini kötüye kullanmak”tan yargılanıyorum. Bunun için 15 ay tutuklu kaldım.
"Zeynel Abidin Yavuz'u, Ogün Samast'ı bigmiyordum"
* Erhan Tuncel, Zeynel Abidin Yavuz ismini Nisan-Mayıs 2006 tarihlerinde bildirdi. Ben o tarihlerde Ankara'da temel istihbarat kursundaydım. Döndükten sonra da bana intikal eden bir bilgi yok. [Zeynel Abidin Yavuz, Tuncel'in Trabzon Emniyeti'ne bildirdiği ilk isimdi. Yasin Hayal cinayeti kendi işlemekten vazgeçtiğinde tetikçi olarak Yavuz'un ismini vermişti. Yavuz daha sonra Kocaeli'ne gitmiş, tetikçi olarak Ogün Samast belirlenmişti.]
* Erhan Tuncel'in Ogün Samast'in ismini bana söylediği, benim terör örgütünün amaçlarına hizmet etmek adına F4 raporuna geçirmediğim iddiası kuyruklu yalan. Tuncel savcılıktaki ifadesinde Samast'ın ismini2006'nın Eylül – Ekim ayında öğrendiğini söyüyor. Ben o sırada askerdeyim. Samast ismi kesinlikle bana ulaşmış değil.
* Bana verilmiş fotoğraf yoktur. [Erhan Tuncel, önceki ifadelerinde Yasin Hayal'in internet kafeden çıktısını aldığı Hrant Dink fotoğraflarını daha sonra Trabzon İstihbarat'tan aralarında Mumcu da olan iki memura verdiğini söylemişti.]
"Ses getirecek eylem" ifadesi
* Tuncel, Yasin'nin ne pahasına olursa olsun Dink'i öldüreceğini Muhittin Zenit'e söyledi. Aynen bu ifadelerle istihbarat daire başkanlığı raporu Ercan Demir ve Engin Dinç'e sunuluyor. Okunup paraflanıp Ramazan Akyürek'e gönderiliyor. Dinç “Bu konu önemli İstanbul'a yazı gönderelim” dedi. Bunun üzerine ben elemanın aynı ifadelerini resmi yazı olarak döktük. Dinç de yazının eleman ağzıyla yazıldığını resmi yazı formatına uymadığını belirtip değiştirdi. Bu yazıdan Dink'in öldürüleceğini anlamayan var mı?
* Yazı İstanbul'a gittikten sonra görevdaşım Volkan Altınbulak beni aradı. “Durum önemli Yasin'i takip ediyor musunuz” dedi. Ben de kendisini telefon ve fiziki takiple izlediğimizi, söyledim. “İstanbul'a gelirse haberimiz olur mu” dedi, kontrolümüzde olduğunu söyledim. Ben Trabzon'dayken izliyordum. Ama ben askerdeyken nasıl kontrol edeyim. Ben üç ay sonra askere gittim fakat müfettişler bu kısmı kesmiş.
Mumcu'nun savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Sorguda mahkeme heyeti, Mumcu'ya İstanbul'a bilgi verdikten sonra olayın akıbetini sorup sormadığını sordu:
Mahkeme Heyeti (MH): Burada adam öldürme gibi ciddi bir durum var. İstanbul'a haber verdikten sonra ne olup bittiğini sordunuz mu? Başka bilgi verdiniz mi? Özkan Mumcu (ÖM): Hayır. MH: Ortada ciddi bir konu var. “Ben bildirdim, sorumluluk bitti” mi? Ne önlem aldınız ne yaptınız diye sorabilirdiniz. Siz ki, normalde olmayacak şekilde İstanbul'a yazı yazdığınızı, olayın önemli olduğunu söylediniz. Olayın sonrasında akıbetini araştırdınız mı? ÖM: Benim öyle bir görevim yok. |
Mahkeme heyeti, Mumcu'ya Engin Dinç'in Erhan Tuncel ile görüşmesini de sordu. Mumcu, istihbrat elemanı olmadan yapılan görüşmenin “etik olmadığını” söyledi.
Özkan Mumcu kimdir? |
2004 yılı Ekim ayında Trabzon Emniyeti’ne atandı. Komiser yardımcısı ve sonrasında komiser olarak görev yaptı. Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutukluydu. İddianamede Mumcu hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme, görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları öngörüldü. Mumcu, 19 Nisan'da tahliye edilmişti. |
Duruşmaya yarın (12 Ağustos) devam edilecek. (EA)