Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dava, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü.
Cinayette kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin hazırlanan iddianameyle birleştirilen davada tutuklu sanıklardan dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olan Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit tahliye edildi.
Sekizi tutuklu 34 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasına tutuklulardan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Muhittin Zenit, Ercan Demir, Özkan Mumcu ve Yasin Hayal katıldı.
Başka suçlardan tutuklu bulunan Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz ve Hamdi Egebatan telekonferans ile duruşmada yer alırken, tutuksuz sanıklardan Erhan Tuncel, Osman Hayal, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Faruk Sarı, Hasan Durmuşoğlu, Sabri Uzun, Onur Karakaya, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ayhan duruşmada hazır bulundu.
Sanık vekilleri Kemal Angın, Melih Baytan ve Hüseyin Ataol'un, ayrı ayrı dilekçelerle reddi hakim talebinde bulunduğu duruşmada mahkeme davadan tutuklu sanıkların tahliye taleplerini aldı.
Duruşmada mahkeme heyeti, ileri tarihte tanık olarak dinleneceği için gazeteci Nedim Şener'i salondan çıkardı.
Mumcu: Askerdeydim
Duruşmada konuşan Mumcu, 20 Temmuz 2006'da, kamu görevinden ilişiğini keserek zorunlu askerliğini yaptığını, cinayetin de bu dönemde olduğunu ifade etti. Mumcu, cinayetten önce görev başındayken, polis muhbiri sanık Erhan Tuncel'in istihbaratı üzerine Yasin Hayal'i fiziki takibe aldıklarını, askere gidene kadar takip ettiği süreçte Hayal'in silah temin etmediğini, İstanbul'a gitmediğini söyledi. Mumcu, cinayetten 20 gün sonra görevine geri döndüğünü ifade etti.
Özkan Mumcu kimdir? |
2004 yılı Ekim ayında Trabzon Emniyeti’ne atandı. Komiser yardımcısı ve sonrasında komiser olarak görev yaptı. Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutukluydu. İddianamede Mumcu hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme, görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları öngörüldü. |
Zenit: Öldürüleceğini biliyorduk
Zenit de, Dink'in öldürüleceğine dair tek resmi kaydın devletin arşivlerine kendisi tarafından geçirildiğini savundu. Türkiye'de pek çok siyasi cinayetin işlendiğini belirten Zenit “Dink'i diğerlerinden ayırdan özellik, cinayetten 11 ay önce bilgi vardı. Dink'i ölüme götüren ateş yakılmış, üstüne en ok benzin de basın tarafından dökülmüştür” dedi.
Zenit, basına yansıyan, cinayetten yarım saat sonra Erhan Tuncel ile yaptığı ve “Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar... Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı” dediği konuşmayla ilgili de şunu söyledi:
Muhittin Zenit kimdir? |
Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olan Özkan Mumcu ile birlikte tutuklanan polis memuru Muhittin Zenit, cinayeti organize etmekle yargılanan muhbir Erhan Tuncel’le cinayetten yarım saat sonra telefonda konuşmuş, cinayet planlarından haberdar olduğunu gösteren bu ses kaydına rağmen Zenit, 2013 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in Özel Kalem Müdürlüğü’ne atanmıştı. Hrant Dink cinayetini organize etmekle yargılanan ve beraat eden polis muhbiri Erhan Tuncel’in cinayetten yarım saat sonra polis memuru Muhittin Zenit’le yaptığı telefon konuşmasının kayıtları 2007 yılında ortaya çıkmıştı. Bu kayıtlar, Zenit’in, Hrant Dink öldürülmesiyle ilgili tüm planlardan haberdar olduğunu ortaya koyuyordu. Hrant Dink cinayetini organize etmekle yargılanan ve beraat eden polis muhbiri Erhan Tuncel’in cinayetten yarım saat sonra polis memuru Muhittin Zenit’le yaptığı telefon konuşmasında Zenit, “Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar... Tek farklılık, kaçmayacaktı ama bu kaçtı” demişti. |
“Ben o telefon görüşmesinde, istihbarat yöntemleriyle Erhan Tuncel'den bilgi almaya çalışıyorum. O ise gerekli bilgiyi vermediği için ısrarla soruyorum. Kendi kusurlarını örtmek için bu görüşmeyi medyaya pazarlayanlar devlet ahlakından yoksundur.”
Zenit konuşmasında “Dink cinayetine devlet olarak göz yumduk” ifadesini kullandı.
Sanıklardan Ercan Demir konuşmasında “Tehcirin 100. yılında, cinayetin yıldönümü 19 Ocak'ta tutuklanmamı kimse bana tesadüf diye izah edemez” derken, Ramazan Akyürek ise “Cinayetin faillerini tanımıyorum, hiçbir temasım olmadı” diye konuştu.
"Kimse Engin Dinç'in adını anmasın"
Duruşma sırasında, bazı sanık avukatları ile sanıklardan İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in avukatı Necdet Pakdil arasında da karşılıklı konuşma oldu.
Özkan Mumcu'nun avukatı Zafer Kiremitçi de “Müvekkilim kendisine gelen istihbaratı sıralı amirine söyledi. Resmi yazıda Dink'in öldürüleceği ifadesinin neden yer almadığını Engin Dinç'e sorun” demesi üzerine, Pakdil “Kimse Engin Dinç'in adını anmasın” dedi.
Ercan Demir'in avukatı Emre Telci de dava sanıklarından birinin de Dinç olduğunu hatırlatarak, Dinç'in bulunduğu pozisyon itibariyle dosyaya birinci dereceden etki etme imkanına sahip olduğunu belirtti.
Bunun üzerine Pakdil “Engin Dinç de aksi ispat edilene kadar suçsuzdur. Ha bire Engin Dinç Engin Dinç diyorsunuz. Engin Dinç demeyin, savunma yapın” dedi.
Sanık Ali Fuat Yılmazer'in avukatı da “Bu cinayetin fitili Trabzon'da ateşlenmiş, cinayet İstanbul'da işlenmiş. O döneme dair üst düzey yetkliler tutuklu değilken benim müvekkilim daire başkanı olmasına rağmen tutuklu” dedi.
Duruşma 24-25-26 Mayıs'a ertelendi. (EA)
Bu haberde Agos'tan yararlandık.