Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB), Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB üst düzey yöneticileriyle ilçe belediye başkanları ve yöneticilerine yönelik "darbe"nin 100. gününde yeniden Saraçhane'deydi.
Özel, "darbe"ye yönelik olarak her hafta sonu bir ilde ve her hafta ortası İstanbul'un bir ilçesinde İBB ve CHP'ye yönelik hukuksuzluklara karşı gerçekleştirilen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingleri" kapsamında salı akşamı Saraçhane'de halka seslendi.

Özel konuşmasına mitinglere ısrarla katılan ve protestolara yakın dönem Türkiye siyasi tarihinde görülmedik ölçüde süreklilik kazandıran katılımcılara ve halka duyduğu saygıyı dile getirerek başladı.
"100. günde, bu yüz karası günde milletin evindeyiz"
“Bugün yine hep birlikte birilerinin planına, tertibine karşı, birilerinin kurduğu kumpas planlarına karşı, ‘Artık Ekrem bitti, CHP bitti’ hesaplarına karşı her şeyin başladığı yerdeyiz; Saraçhane’deyiz. Adaletin ve demokrasinin 100’üncü kara gününde, 19 Mart darbesinin 104’üncü, Ekrem Başkanımızın tutsaklığının 100’üncü gününde, bu yüz karası günde hep birlikte milletin evindeyiz. Hoş geldiniz” dedi.
"Faşizme karşı durdunuz, boyun eğmediniz, gurur duyuyorum"

Özel özellikle gençlere seslendi: “Sevgili gençler, değerli emekçiler, emekliler, burada hep birlikteyiz. Gözümün içine bakın, gözünüzün içine bakıyorum. Siz 19 Mart’ta da bir hafta boyunca, yedi gün-yedi gece Saraçhane’de omuz omuza, yan yana, birlikte durdunuz. Gecenin karanlığında adaleti haykırdınız. Birliğimizi, beraberliğimizi savundunuz. İradenizi savundunuz, seçtiğinizin arkasında durdunuz. Siz faşizme karşı, darbecilere karşı, cuntaya karşı boyun eğmeyenlersiniz. Hepinizle gurur duyuyorum."
Özgür Özel, süreklilik kazanan ve gerilemeyen mücadelenin 100 günlük muhasebesini yaptı: "[...] Bundan tam 100 gün önce Erdoğan televizyonların karşısına çıktı. Sizin dördüncü eylem gününüzdü. Dedi ki ‘Bir ay sonra birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar, ailelerinin gözünün içine bakamayacaklar."
"Bu meydanın 'ötekisi' yoktur"
Özel Erdoğan'a seslendi: "Ey Erdoğan, bu sözden beri bir ay değil; üç ay geçti, 100 gün geçti. Biz bugün ailelerle beraberiz. Yan yanayız, omuz omuzayız, göz gözeyiz. Kimsenin kimsenin gözünden gözünü kaçıracak hali yok. Biz birbirimizin yüzüne değil, emanet evlatlarına bakacak kadar kardeşiz. Yedi gün-yedi gece Saraçhane’de, sonra köprüyü geçip; Anadolu’ya geçip Maltepe’de 2,2 milyon kişiyle, sonra her cumartesi bir ilde; 11 lide, her çarşamba İstanbul’da bir ilçede; 10 ilçede, bugüne kadar 29 büyük mitingde birlikteydik. Bugün akşam sayı 30.
"Hep birlikte buradayız, mücadeleye devam ediyoruz. Herkes çok güzel sloganları ayrı ayrı yerlerden, bir başından bir başına kilometrelerce olan bu meydandan haykırıyor. Hep beraber burada bir mücadeleye geldik. Bu meydan birilerinin sandığı gibi bir siyasi partiye, bir görüşe ait değildir. Bu meydan İstanbul’daki bütün demokratların; sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, sosyalist demokratların hep birlikte olduğu bir meydandır. Burası milletin meydanıdır, demokratların meydanıdır. Bu meydana gelen herkes bilir. Bu meydanı gören, evlerinden izleyen, yürekleri bu meydanda atan herkes bilir ki bu meydanın ‘ötekisi’ yoktur. Bu meydanda ‘diğer’ yoktur. İtilen, kakılan, dışlanan yoktur. Bu meydan bilir ki ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.’"

"19 Mart darbedir, darbeninin cuntası vardır, Recep Tayyip Erdoğan, artık Cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır"
Özgür Özel, yaşanan sürecin bir darbe olduğuna ilişkin saptamasında ısrar ederek gelişmeleri bu saptama çerçevesinde ayrıntılı olarak değerlendirdi ve adlandırdı.
O gün 19 Mart’ta yaşadığımıza bir darbe demiştik. Tüm darbeler gibi bu darbenin de hedefinin bir kişi, bir mekan ama esas hedefinin milletin iradesi olduğunu söylemiştik.
Her darbenin bir bildirisi olur. Bunun da vardı. 19 Mart’ta ‘550 milyar lira yolsuzluk var. İmamoğlu suç örgütüdür’ diye servis ettikleri haber, bu darbenin bildirisidir. Tüm darbe bildirileri gibi önce TRT’den okunmuştur, her tarafa yayılmıştır ancak milletin vicdanından dönmüştür. Buna millet inanmamış, darbeyi de darbecileri de püskürtmüştür.
Her darbenin bir planı olur. Bu darbenin planı, 18 Mart’ta diplomayı iptal etmek, 19 Mart’ta yüzlerce polisle birlikte Ekrem Başkan’ın evine gitmekti. Bu darbe neyi planladıysa yaptı. Ahmet Özer, 244 gündür tutuklu. Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat, 165 gündür tutuklu. Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler, 119 gündür tutuklu. Şişli Belediye Başkanımız Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık, Ekrem Başkan’la birlikte 100 gündür tutuklu. Büyükçekmece Belediye Başkanımız Hasan Akgün, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanımız Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Aydar ve Seyhan Belediye Başkanımız Oya Tekin 27 gündür tutuklular. Onlarla birlikte 27 gündür, 100 gündür, 165 gündür, 244 gündür belediye meclis üyelerimiz, pırıl pırıl bürokratlarımız, bu darbe planının, bu kirli planın bir parçası olarak, bu darbe girişiminden dolayı cezaevlerinde tutuluyorlar. Ancak bu tüm baskılara rağmen millet seçtiğinin arkasında duruyor, iradesinin arkasında duruyor. Ekrem Başkan’a ve arkadaşlarımıza sahip çıkıyor. Biz de kaya gibi onların arkasında duruyoruz.
Her darbenin başında bir cuntası olur. Bu darbenin de üç savcısı, üç hakimi, üç tane gizli tanığı, iftiracıları var. Ve bu darbenin başında bir başkan, bir cunta başkanı var. Milletin geçmişte Cumhurbaşkanı diye seçip yetki verdiği birisi Recep Tayyip Erdoğan, artık Cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır, cunta başkanı.
Her darbenin bir görevlendirme listesi olur, hiç şüphesiz bu darbenin de vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım, ismi belliydi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyım, ismi belliydi. Bu millet; darbeyi, darbe planlarını yırttı, çöpe attı. Bu millet, sizler meydanlarda bu darbeye direndiniz. Birileri darbe için direnirken sizler özgürlüğünüz, iradeniz için direndiniz. Ve birileri darbe beklerken, kayyım beklerken siz Cumhuriyet tarihinin en büyük direnişini, en büyük mücadelesini ortaya koydunuz. Her birinizle ayrı ayrı gurur duyuyoruz.”
"Ekrem İmamoğlu'nun bir vesikalık resmine yanileceksin"
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan'ın karşısına çıkmasını engellemek amacıyla yaratılan düzmece davalar, kanıtlar ve tanıklara ilişikin ayrıntılı gözlem ve düşüncelerini aktardıktan, mahpus belediye başkanları ve yöneticilerin ailelerinin uğradıkları baskı ve tehditleri sergiledikten sonra "Buradan Erdoğan’a sesleniyorum" dedi.

"Ekrem Başkan’ın afişinden, broşüründen, resminden, sesinden korkuyorsun. Ancak korkunun ecele faydası yok, onun bir vesikalık resmine yenileceksin. Bir vesikalık resmine yenileceksin. Sen gideceksin Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanı olacak. Herkesin gönlünden o slogan geçiyor. Şimdi bu slogan ta Tuzla’dan Silivri’ye kadar İstanbul’u inletiyor. Cumhurbaşkanı İmamoğlu. O zaman zamanı geldi. Anlayanlar anladı."
"10 yerde değil 1000 yerde operasyon yapsan bin yerde direneceğiz"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik olarak başlatılan opearsyonu da güdeme getiren Özel, operasyonların gerisinde Erdoğan'ın kendisinin olduğunu söyledi.
"Erdoğan, daha beş gün önce başka şehirlere de sıçrayacağını söylüyordu. Sen gizli dosyaların savcısı mısın, yargıcı mısın? Bunların hepsini bilip siyasete alet ediyorsun. Sanıyorsun ki bizim mücadelemizi İzmir’de bir iş yaparak İstanbul’da zora sokacaksın. Buradan sana açıkça meydan okuyoruz. Bir yerde, iki yerde, 10 yerde değil; bin yerde operasyon yapsan bin yerde direneceğiz, bin kere direneceğiz.”
"Ant olsun ki bu haramilerin saltanatı bitecek"
Özgür Özel, ülke ölçeğinde yaygın olarak süre giden baskılar, adaletsizlikler, yolsuzluk, sömürü, kayırmacılık ve talan örneklerini sıraladıktan sonra "Ant olsun ki bu haramilerin saltanatı bitecek. Ant olsun ki emekçiler kazanacak, öğrenciler kazanacak, biz kazanacağız; Türkiye kazanacak." dedi.
Bundan sonraki seçim Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanacağı ama kimsenin kaybetmeyeceği seçimdir. AK Parti’ye oy vermiş, kaydolmuş kimse korkmasın. Bir tek hırsızlar korksun, yolsuzlar korksun, çeteler korksun. Talimat verenler, talimatı alıp da adaleti katledenler korksun. Onlardan hesap soracağız. Biz emekliye zam isteriz. ‘Para yok.’ Asgari ücrete zam isteriz. ‘Para yok.’ Memur emeklisine zam isteriz. ‘Para yok.’ Çiftçiye destek isteriz. ‘Para yok.’ Darbeye gelince para var. Biz bugün bu meydandayken, evlerde kullandığımız doğalgaza yüzde 25 zam yaptı Erdoğan. Geçen ay 2 bin lira gelen doğalgaz faturası, bu ay 2 bin 500 lira gelecek ve bunun bir tek sebebi var. O da bu darbedir, bu darbecilerdir. Bu darbecilerden hesap soracağız. Bu milleti bu iktidardan derhal kurtaracağız.”
"Sadece 'terörsüz' değil, 'terörsüz ve demokratik' Türkiye istiyoruz"

CHP Genel Başkanı, süre giden "çatışmanın sonlandırılması" çabalarını da değerlendirdi: “Birileri ‘Terörsüz Türkiye’ diyor. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi de tarihsel bir tutarlılıkla ‘Terör bitsin, barış gelsin. Analar ağlamasın. Kimsenin anasının gözünden yaş akmasın. Bu ülkenin parası teröre değil; hizmete, emekliye, emekçiye, öğrenciye, esnafa, çiftçiye gitsin istiyoruz. Ancak sadece ‘Terörsüz Türkiye’ demekle olmuyor. Terörsüz ve demokratik Türkiye istiyoruz. Terörsüz, çetesiz, mafyasız bir hukuk devleti istiyoruz." dedi ve sözü seçime getirdi: "Bu milletin karşısına çıkamayacak halde olan Erdoğan’a seslenmek istiyoruz: Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.”
"Sandık gelecek, Erdoğan gidecek"
Özgür Özel, sözlerini “Size söz veriyorum. O sandık gelecek, Erdoğan gidecek. İktidar gelecek, huzur gelecek, adalet gelecek." diyerek bitirdi. Saraçhane'deki direnişi başlatan gençlere, çğrencilere ve halka teşekkür derek 100 gün sonra Saraçhane'den, iktidara meydan okuyarak ayrıldı.
"O gün Beyazıt’tan buraya yürüyenler yine burada mı? Yürümeye devam edelim mi? İktidara hep birlikte gidelim mi? Haramileri yollayıp halkın iktidarını hep birlikte kuralım mı? Hazır mıyız? Hazır mıyız? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Hep beraber yürüyelim.”
(AEK)






