CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisini grup toplantısında yaptığı konuşmasına hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'i anarak başladı.
Özel, Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için aday ofisini kurulduğunu açıkladı. Özel, konuya ilişkin olarak; "Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun. Bu irade bizim gücümüzdür. Korkunuz sizin çaresizliğinizdir. Biz kazanacağız. Millet kazanacak, halk kazanacak" dedi.
Gürlek'e araç tahsis edildi mi?
İBB operasyonları üstünden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'i eleştiren Özel, "Tahsis tarihi belli. Plakası 34 NZ 2301 Kime tahsis edilmiş? Akın Gürle'in kendisine arkadaşlar. Akın Gürlek'in kendisine. 34 N Z 2301 plakalı Opel İnsigna arabasına İstanbul Büyükşehir tarafından verilip de bu araca 540 gün boyunca bindiniz mi?Bindin OGS'sini, HGS'sini benzinini şoförünü, bakım masraflarını hepsini İBB karşıladı mı, karşıladı mı?" dedi.
🗣 Özgür Özel: "Akın Gürlek'in 87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları harcamayıp biriktirip verse alabileceği bir lüks yat ile gezdiğini biliyorum. İspatı elimde inkar etmesini bekliyorum" pic.twitter.com/tLxdVH9qZm
— bianet (@bianet_org) June 17, 2025
"Akın Gürlek'in 87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları harcamayıp, biriktirip verse alabileceği bir lüks yat ile gezdiğini biliyorum" ifadelerini kullanan Özel, Gürlek'e seslenerek "İnkar etsin bekliyorum, açıklayacağım" şeklinde konuştu.

CHP grup toplantısında en ön sıraya hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in fotoğrafı konuldu.
"Herkesi hak aramaya davet ediyorum"
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Tam da 15-16 Haziran işçi direnişinin 55. yıl dönümünde bütün emekçilere seslenmek isteriz. Sofrasında ekmeği her gün biraz daha küçülenlere, evladının ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma hatta kasabın, manavın önünden geçemez duruma gelenlere market fişi ile elektrik faturası arasında sıkışıp kalanlara açıkça ve dayanışma ruhuyla sesleniyoruz. Artık mesele onurumuzca insanca, kardeşçe yaşama meselesidir. Burada hakkını alamayanlar var. Bunun AK Partili, MHP'li, Demli, İyi Partili, CHP'li olmasının bir önemi yok. Bir yanda hakkını alamayanlar var, bir yanda hakkınızı vermeyenler var. Artık partileri, siyaseti bir kenara bırakıp alın terinin emek mücadelesinin başında birlikte mücadele etme zamanıdır. Geçmişte bu iktidara oy vermiş de olsa, halen veriyor da olsa ama artık hakkını alamayan, evladının ihtiyaçlarını karşılayamayan, zenginlere her imkan tanınırken bir yandan ezilen bütün yoksulları, bütün işçileri, bütün memurları mücadelenin parçası olmaya, meydanlara çıkmaya, sendikalarının çağrılarına uymaya, yapılan mitinglere destek vermeye, sokakta, meydanda hak aramaya davet ediyorum. Siz mücadeleye dahil oldukça hep birlikte çok daha güçlü olacağız.

Çözüm sürecini değerlendirdi
Yazıklar olsun. Ha değilse duymak isteriz böyle değilse. Çevrede bunlar olurken elbette Türkiye güçlü olmalıdır. Lafa gelince iç cepheyi tahkim etmekten bahsedenlere sesleniyorum. İç cepheyi tahkim edelim. İç cephe elbette güçlü olsun. İçeride dışarıda bu ülkenin menfaatleri, bu ülkede yaşayan insanların menfaatleri ortak. Artık iç barışımızı tehdit eden her şey ülke için güvenlik sorunu. Toplumsal barışı sağlamadan bir bütün olarak mücadele etmek imkan dahilinde değil. Onun için öyle değil mi ya? Eğri oturup doğru konuşalım. Eleştirdiğim için falan da söylemiyorum. Birbiriyle didişmenin, 50 yıllık sorunları çözmemenin, bütün ekonominin en büyük giderlerini silahlanmaya, terörle mücadeleye ayırmanın her gün şehitlerin gelmesinin, anaların gözyaşı akmasının bu ülkeye bir faydası yok. Sayın Bahçeli, DEM'e gitti el sıktı. Biz, sadece selam veriyoruz diye terörist ilan ettiği partiye gidip el sıktı. Bize karşı bambaşka bir tutumda. Ne için gerekçelendiriyor? İç cepheyi güçlendirelim. Birbirimizle çatışmayalım. Birbirimizle kavga etmeyelim. Peki bunu yapmak için demokrasiye dönmek, hukuka dönmek gerekmeyecek mi? Böyle bir dönemde iktidar ne yapıyor? Demokrasiyi zedeleyerek iç barışımızı tehdit ediyor. Siyasi rakiplerine darbe yaparak Türkiye'yi zayıflatıyor. Zorda olan ekonomimizi sırf kendi siyasi çıkarları için 60 milyar dolar ilk elden yan etkileriyle birlikte 110 milyar dolar zarara uğratmış bile şimdiden.
Hem Erdoğan'a hem Bahçeli'ye seslendi
Türkiye'yi bu kabustan uyandırmak lazımdır. Bunun için buradan hem Erdoğan'a hem Bahçeli'ye sesleniyorum. İç cepheyi tahkim etmek 50 yıldır süren son dönemde en zayıf hallerinden birini yaşayan terör örgütünü silah bırakmaya ikna etmek ve bundan sonrası için olumlu adımlar atmaksa evet bu iç cepheyi tahkim edecekse hep beraber edelim. Ama bunun yanında ülkenin kurucu partisini, bunun yanında son seçimlerde belediyelerin yüzde 65'ini, ekonomik açıdan yüzde 80'ini alan partiyi şu andaki anketlerde AK Parti'den 7 puan önde olan Cumhuriyet Halk Partisi'ni cezaevlerinde mahkeme salonlarında belediye başkanlarının çocuklarıyla, babalarıyla, eşleriyle gencecik bürokratları küçücük evlatlarıyla tehdit ederek iç barışı sağlayamazsınız. Bunun Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur.
19 Mart'ın 90'ıncı günü
19 Mart darbesinin üzerinden tam 90 gün geçti. Arkadaşlarımız dünya kadar iftiraya rağmen bir kuruşu bile ispatlanamayan bir yolsuzluk iddiası ile içeride tutuluyorlar. Her gün televizyonlarda kendilerinin, yakınlarının, ailelerinin haysiyetiyle oynanıyor. Tıpkı gözaltında günlerce tutuluyorlar. Çağırıldıklarında gidecekleri bir Emniyet Müdürlüğü'ne apar topar sabahın köründe tıkılıyorlar. 4 gün tutuluyorlar. Kimi bırakılıyor. 3 gün sonra bir daha alıp 4 gün daha aynı işkenceye tabi tutuluyor. Silivri'de zindanlarda yüksek güvenlikli cezaevlerinde terör örgütünün, suç örgütlerinin başıymışcasına tecritte tutuluyorlar. İçlerinden çocuğu olanlar çocuklarıyla tehdit ediliyor. Gel şuraya imza at çocuğuna kavuş. Yoksa 20 yıl göremezsin. Birbirlerine düşürmek için yalanlar, iftiralar söyleniyor. Hangisinin annesi yola gidemeyecekse 500 kilometre öteye o arkadaşımız yollanıyor. Hangisinin evladı, eşi ona ulaşamayacaksa 400 kilometre öteye yollanıyorlar. 50 kişiliğin yatması gereken koğuşlarda 80 kişinin kaldığı yer yatağında nöbetleşe yatıldığı kendine ait yataklarının olmadığı koğuşlarda tutulup sonra kızla geri çağırılıp oraya mı gidersin evine mi gidersin. Bence sen bu iftira metnine imza atarsın diyorlar. Böyle bir zulüm varken böyle bir zulüm varken Cumhuriyet Halk Partisi kendi doğrularından sapmadan kendi tutarlılığını terk etmeden ama asla mücadeleyi bırakmadan ve bu Tayyip Erdoğan'ın iç cepheyi güçlendirmek lazım. Çatışmamak lazım derken bir yandan da bu bu zulme asla ve asla sessiz kalmayacaktır. Mücadelemizi sonuna kadar meydan meydan miting miting, eylem eylem sürdüreceğiz. Ya aklınızı başınıza alacaksınız ya onu biz aklınıza getireceğiz.
"Gaziosmanpaşa'yı almadınız, çöktünüz"
AK Parti Belediye Meclis çoğunluğu elinde olduğu için Gaziosmanpaşa'da geçen bir karardan dolayı başkan içeride. Başkan içeride o belediye meclis grubu kendi içinden bir AK Partili'yi seçiyor belediye başkan vekili diye. Ya düşünün. Gaziosmanpaşa'da millet oturmuş karar vermiş belediye başkanı Hakan demiş. Kendinden önceki AK Partilinin yolladığı AK Partili komisyon üyelerinin onaylayıp meclise yolladığı AK Partili belediye meclis üyelerinin oylarıyla geçmiş bir karardan Hakan'a tutuklama yapıyorlar. Yerine de Gaziosmanpaşa'yı Hakan yönetecek diyor. Hala Hakan, belediye başkanı unvanı onda. Maaşının 3te 2'si yatıyor. Vekil seçilecek AK Parti çoğunluğuyla bir AK Partili'yi vekil çıkarıyorlar. Sonra da Sayın Erdoğan arıyor bu kişiyi kahkahalar arasında gülerek tebrik ediyor. Gaziosmanpaşa'yı aldık diyorlar. Siz Gaziosmanpaşa'yı almadınız. Gaziosmanpaşa'yı Gazi Osmanpaşalılar Hakan'a verdi. Siz yamyam gibi gittiniz. Gaziosmanpaşa'nın iradesine çöktünüz.
"Her birinin dökümü uzun uzun var"
Şimdi şimdi bütün milletimizin gözünün içine bakarak öyle bir noktadayız ki bizim arkadaşların suçu neymiş? Bu iftiracı adam güya bir iki araba giydirmiş. AK Parti'ye yolladığı gibi bizimkilere yollamış. O araçlar kampanyada kullanılmış. Belediye başkanı suçluymuş içeride. 2019 yılı Ekrem İmamoğlu İBB başkanı olur. Bir envantere bakalım. Araçlarımız kaç taneymiş, neredeymiş der. Sonuç 879 tane İBB aracı İBB'nin kendi ya da kiraladığı araçlar yok. Belediye hizmetinde değil. Nerede bunlar? Okçular Vakfında TÜGVA'da AK Parti'de AK Parti Genel Merkezinde, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında, AK Parti'nin İstanbul'daki çeşitli ilçe başkanlıklarında. 879 tane. Bunlardan sadece 59'una bakalım. Her birinin dökümü uzun uzun var.
"2019'un öncesine gitmen lazım"
Bakın gazeteci arkadaşlarıma vereceğim. Plaka 34 NZ 7552. Marka Volkswagen Pasat 2.0. Model 2017, o gün için 2 yıllık araba. Tahsis edilen kurum AK Parti İl Başkanlığı. Tahsis tarihi 28 Mart. Böyle tam 59 tane var. Haydar başkanım bir numara söyle 1'den 59'a. 49 dedi. 49 neymiş? 34 Hakkari Erzurum, Datça, Lodi Marka 2018 model AK Parti İl Başkanlığında. 59 tanesi AK Parti İl Başkanlığında bu araçların. Damatların kızların, oğlanların vakıflarında bolca araç var. Böyle en tepedekiler çoğunlukla kendileri tarafından kullanılıyorlar vakfın başkanı olarak. 879 tane araç. Örneğin bu araçlardan bir tanesi 343819 Renault Fluence binek oto Tahsis tarihi 2019 7 Şubat AK Parti İl Başkanlığına verilmiş. Ne zaman kullanılacakmış? Seçim süresince yazıyor. Bakın seçim süresince. Belediyenin aracını, belediyenin şirketten kiraladığı aracı AK Parti İl Başkanlığına seçim süresince pek çoğu 18 - 20 ay boyunca. Bakın Gaziosmanpaşa'nın yeni belediye başkanı var ya 10 yıl boyunca hiç çalışmadan bankamatik memuru olarak İBB'den maaş almış. O da ispatlı. Bu arkadaşlar bu arkadaşlar şimdi buradan Gürlek'e söylüyorum. Sen 2019 öncesine bakmıyorsun ya. Neden? Çünkü adaletin peşinde, suçun peşinde, yolsuzluğun peşinde değilsin. O yüzden bir şey bulamıyorsun. 2019'dan sonra. Sen ismin peşindesin. Ekrem İmamoğlu'nun peşindesin. Suç arasan 2019'un öncesine gitmen lazım.
2019 öncesine gitse Akın Bey ne görecek? Ekrem İmamoğlu'nun gelir gelmez Teftiş Kuruluna bir yazı yazdığını, Teftiş Kurulu'nun 879 arabayı bulamadığını, arayınca bunların kiminin AK Parti Genel Merkezi'nde, kiminin o vakıfta, bu vakıfta AK Parti siyasetine emanet olduğunu görecek. Bir tane bu arabaların bazılarının konu gündeme gelince hemen getirilip bırakıldığını. Bazılarının Teftiş Kurulu'nun raporundan sonra geldiğini ama bazılarının Teftiş Kurulu'nun bakanlığa yazı yazmasından, bakanlığın da aracın peşine düşmesinden bir ay sonra ancak geri geldiğini görecek.
"İBB'den verilen araca bindiniz mi?"
Bunlardan bir tanesi lüks bir araç Opel İnsignia. En lüksü Opel'in. Aynı yöntemle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Soruşturma Raporu Teftiş Kurulu Başkanlığı Sayfa 34. Tahsis tarihi belli. Plakası 34 NZ 2301 Kime tahsis edilmiş? Akın Gürle'in kendisine arkadaşlar. Akın Gürlek'in kendisine. 34 N Z 2301 plakalı Opel İnsigna arabasına İstanbul Büyükşehir tarafından verilip de bu araca 540 gün boyunca bindiniz mi?Bindin OGS'sini, HGS'sini benzinini şoförünü, bakım masraflarını hepsini İBB karşıladı mı? Şimdi seçim döneminde seçim dönemi arıyorsan bak AK Parti'ye verilmiş. Bir müteahhitin bir belediye kampanyasına araç yollamasından belediye başkanı tutukluyorsun. 11 belediye başkanımız tutuklu Bu rezilliğin içinde bizzat kendin varsın. Ondan 2019'un öncesine gitmiyorsun. Şu kadarını söyleyeyim. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden CHP'li ne il başkanlığına, ne ilçe başkanlığına ne bir başka yere ta 5 yıl önce İstanbul İl Başkanlığına bir araç tahsisliymiş Beşiktaş'tan dediler.
"İnkar etsin açıklamayı bekliyorum"
Emniyetin kullandığı koruma aracı çıktı. Ondan bile bir siyasiye tahsis çıkmadı. Emniyetin dört şoförünün istediği koruma aracı çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bu işler asla ve asla yaşanmazken AK Parti burasına kadar içinde. İçinde olanlardan bir tanesi de bir araba için belediye başkanı tutuklayan Akın Gürlek. Buradan devam ediyorum. Akın Gürlek'in 87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları harcamayıp, biriktirip verse alabileceği bir lüks yat ile gezdiğini biliyorum. İspatı elimde inkar etmesini bekliyorum. Akın Gürlek'in korunması gereken kültür varlığı olarak geçen Maliye Hazinesine kayıtlı İstanbul öngörünün Boğaziçi bölgesinde imar mevzuatına aykırı ekleri var diye tutanak tutulmuş bir yerin kendisine tahsis edildiğini, aşırı lüks döşendiğini kurşun geçirmez camlarla donatıldığını projede olmayan havuz yapıldığını yakınları, korumaları, şoförleri için kaçak müştemelat inşaatı yapıldığını biliyorum. İnkar etsin açıklamayı bekliyorum! Hodri meydan!
"Tuz değil tuzluk kokmuş"
Bu kadar açık, bu kadar net tuz kokmuş diyeceğim, tuz kokmamış. Kokmuş bir şeyi tuzun, tuzluğun içine koymuşlar. Tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Tuz diye yutturmaya çalışıyorlar. Buradan, buradan AK Parti'nin vicdan sahibi siyasetçilerine sesleniyorum. Şu kadar vicdanınız varsa 879 araba partinize tahsis edilmiş. Açıp bakan yok. Seçimde 1,5 ay bir Peugeot Partner kullanılmış diye belediye başkanı görevden alıyorsunuz. Başkanın haberi yok, ilgisi yok. Bu kadar zulüm, bu yaptıklarınızın açtığı yoldan yarın başkası yürür. Bir taneniz dışarıda kalmaz. Bir taneniz dışarıda kalmaz. Bu kadar haksızlık, bu kadar hukuksuzluk, bu kadar vicdansızlık hala hiçbir şey yokmuş gibi yüzümüze bakıyorsunuz ya vallahi bu da bu kadar büyük bir yüzsüzlük. Yazıklar olsun ya.
"Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun"
Zor günlerden geçtik, geçmeye devam edeceğiz. Çok acılar çektik, çekmeye devam edeceğiz. 23 yıllık böylesine suça, tire, kötü ilişkilere, elde ettiği yetkiyi en kötü şekilde kullanmaya alışmış bir iktidar herhalde çiçeği yaptırıp da iktidarı devretmek için bizi kapıda beklemeyecekti. Elbette zor olacaktı. Bu kadar hukuksuzluğu, bu kadar haksızlığı, bu kadar vicdansızlığı beklemiyorduk ama bir gül bahçesinden yürüyerek iktidara gitmeyi de kimse beklemesin. İktidar yürüyüşü kurtuluş kurtuluş savaşı bedel ödenerek gerekirse ölünerek, gerekirse o günü hapiste bekleyerek ama teslim olmayarak yürünecek bir yoldur. Teslim olmayanlara selam olsun. Teslim olmamızı bekleyenlere dert olsun. Bu irade bizim gücümüzdür. Korkunuz sizin çaresizliğinizdir. Biz kazanacağız. Millet kazanacak, halk kazanacak. Hepimizin yolu açık olsun."
(AB)





