“….
iki elleri iki düşman
ömürleri geçiyor
gözlerinin önünden
ilerisi gurbet, gerisi işgal
çıkmışlar dinden, imandan
taş taşa değince bir ses çıkar
ama insandan acı kolay çıkmaz.”
Fadıl ÖZTÜRK / taş taşa değince
Tuhaf ülkenin koskoca Bakanı, durduk yerde, hemen taze seçimin akabinde ilk uğrak yeri memleketinde ve yeniden vekil bir de üstüne üstlük yeniden de bakan olmanın keyfiyle bir basın mensubuna Diyarbakır’ı ve belediyeyi kastederek: “Başarısızdırlar!” diyor. (Mehmet Mehdi Eker-Tarım ve Köyişleri Bakanı: “Belediyecilik hizmeti iyi değilse bunun sebebini iyi düşünmemiz lazım. Emaneti ehline vermemiz lazım.”).
İlla ki Diyarbakır'ı istiyorlar...
Tabii bu beyanat pek de durduk yerde değil. Bilenler biliyor. Öncesi var. 2004 yerel seçimleri öncesinde birkaç ili saymıştı Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Van, Siirt, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır. Batıdan başkaları da vardı. Ama mevzuumuz onlar değil.
O seçimlerde Van, Siirt ve Bingöl Adalet ve Kalkınma Partililer'ce (AKP) alınmıştı O aldıkları üç ildeki (Siirt, Van ve Bingöol) başarıları! orta yerde duruyor ve cümle bölge halkı da biliyor. Anlaşılan bu üç ilin o seçimde alınışı AKP kurmaylarını ve Başbakanı pek de tatmin etmemişti. İlla ki Diyarbakır’ı istiyor(lar)dı.
Her fırsatta Diyarbakır’ı istiyorum diyordu. “Bari önümüzdeki seçimlerde olsun.” (Seçim erkene alınmazsa 2009’da). İşte hikâyenin hali pür melali böyle. Diyarbakır’ı isteyen isteyene, varsın AKP’de istesin!
Şimdi ortada bir kurgu var. Ve iktidar (AKP) cephesinden epeydir yürütülen ciddi bir hazırlık var. Bütün yollar, iktidar olmanın bütün olanakları olumsuz manada kullanılarak Diyarbakır Belediyesi'nin alınma senaryosuna dair gayretler var.
Projelerin askıya alınmasından tutun, gönderilmesi gereken bütçe paylarının olmadık bahanelerle kısılmasına varıncaya kadar. Umarım Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi hayırlı bir iş daha yapar ve bu engellemelerin bir dökümünü de kamuoyu ile paylaşır. Akyüz ile karayüz ortaya serilir…
Başarılı işler görmezden geliniyor...
Uygulanan senaryoda ve kurguda elbette hedef şaşırtılırken yönlendirmeler de var. Mesela koca başkenti bir ay boyunca susuz bırakmış bir iktidar belediyesinin (Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Melih Gökçek) başarısızlığı, gayretsizliği hiçbir iktidar partisi mensubu tarafından tartışılmazken, siyaseten muhalif bir belediye (Diyarbakır), iktidara, hükümete rağmen, yaptığı onca başarılı işler görmezden gelinerek “Başarısız” addedilecek.
"Çizmeyi aşmak..."
Hem de icranın en başındakiler, Başbakan ve Bakanı tarafından. Tabii bunun doğal adı da “siyaset yapıyorlar” sayılacak. Akabinde hedef gösterilen belediyenin (Diyarbakır) başkanı (Osman Baydemir) da kendi haklı açıklamasını bir vesileyle yapınca “Çizmeyi aştı” (Hürriyet Gazetesi 4.9.2007) denerek elbirliğiyle, AKP, MHP, CHP ve bilumum medya marifetiyle topa tutulacak…
Bin defa haklıdır Osman Baydemir. İktidarların, muktedir ya da değil bilcümlesinin onca çabalarına, yıllardır gayretlerine karşın dimdik ayaktadır. Muhaliftir Diyarbakır, teslim olmamıştır iktidarların üç kuruşluk nimet! addettiklerine, paçavralarına.
Ol sebepten ötürü aynı zamanda siyasetçi kimliği de olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir diyor ki; “Evet Sayın Başbakan, evet Sayın Bakan Diyarbakır bir kaledir. Siz bu kaleyi düşürmek istiyorsunuz. Pek çok kişi geldi geçti. Bu kent düşmeyecek, göreceksiniz ki bu kent düşmeyecektir.”
Bundan sonrası Baydemir'e destek olmak
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bir siyasetçi ve yerel yönetici olarak hem kendisine, hem de kentine, kadim ve diri muhalif şehrine yakışanı bihakken temsiliyetin hakkını vererek yapılması gerekeni yapmış ve söylenmesi gerekeni söylemiştir. Bundan sonrası Osman Baydemir’e destek olmaktır. (ŞD/NZ)