* Serdar Kadakal, 5 Haziran’daki doğum gününü Gezi Parkı’nda kutlamış, Facebook sayfasına, “Hayatımda geçirdiğim en güzel doğum günüydü” diye yazmıştı.
Serdar Kadakal, 13 Eylül’de Kadıköy’deki evinde hayatını kaybetti. Ölümüyle ilgili otopsi raporu ise üç ay sonra çıktı.
Adli Tıp Kurumu’nun İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’na sunduğu 24 Aralık tarihli raporunda kesin ölüm sebebi belirtilmedi:
“Kişinin ölüm sebebi hakkında varsa olay yeri inceleme raporunu içerir adli soruşturma dosyasının gönderilerek Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan görüş alınmasının uygun olduğu kanaatini bildirir rapordur.”
Kadakal’ın yakınları, ölümünden önce üç gün boyunca Kadıköy direnişine yapılan polis saldırısında atılan biber gazından etkilendiğini açıklamıştı.
“Kalp krizi demişlerdi, değilmiş”
Avukat İsmail Demirci bianet’e yaptığı açıklamada, yetkililerin Kadakal ile ilgili “kalp krizinden öldü” şeklinde açıklama yaptığını ancak raporda bunu işaret eden hiçbir bulguya rastlanmadığını söyledi.
Demirci, “Zaten Metin Lokumcu’dan da biliyoruz, Adli Tıp ‘gazdan etkilenerek hayatını keybetti’ şeklinde bir rapor düzenlemiyor. Bu raporda da olay yeri raporunun gerekli olduğu belirtiliyor. Ancak bir olay yeri raporu yok” dedi.
Avukat Demirci, Kadakal’ın ölümünün hemen ardından da şunları söylemişti:
“Özellikle 12 Eylül akşamı Kadıköy’de hem evinin hem de çalıştığı yerin sokağına yoğun şekilde gaz atılıyor. Yakınları gazdan etkilenip kalp krizi geçirdiğini düşünüyor. 1998’de kalp kapakçığının değiştiği bir ameliyat geçirmiş, o zamandan beri kalp hastası.”
Emniyet: Alkol ve sigara kullanıyordu
37 yaşındaki Serdar Kadakal 13 Eylül akşamı Kadıköy’de hayatını kaybetmişti. Kalp hastası olan Kadakal, Kadıköy’de çalıştığı mekanda akşam 23:00 civarında rahasızlanınca ambulans çağrıldı. Bir süre beklediler, ambulans gelmeyince yanındaki arkadaşları Kadakal’ı Kadıköy Şifa Hastanesi’ne götürdü.
Hastaneye geldiğinde ölmüş olduğu kayıtlara geçti.
Kadakal’ın Kadıköy’deki eylemlerde yoğun şekilde biber gazına maruz kaldığı ve ölüm sebebinin bu olabileceği iddiaları üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü açıklama yaptı:
"Serdar Kadakal'ın işyeri ve yakın çevresi, Kadakal'ın '1996 yılında kalp kapakçığının değiştiği, halen kalp pili kullandığı, alkol ve sigara kullanması yasak olmasına rağmen alkol ve sigara kullandığı, kullanması gereken ilaçları düzenli olarak kullanmadığı, bu konuda eşinin kendisini sürekli uyardığı, vefat ettiği gün bulunduğu yerde herhangi bir polis müdahalesinin de olmadığı' şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır."
Emniyet, Kadakal’ın fenalaştığı anda çekilen kamera görüntülerini de basına dağıtmıştı. (AS)