"Kaç kişiyi öldürüp, çukurlara attılar, biliyor musun? Haberin var mı? Konuşmazsan seni de o hale getirirler. Dün akşam senin yanında duran adamı öldürdüler. Çukura attılar...
Remziye Rüzgar, 12 eylül darbesinin ardından gözaltına alındığında 14 yaşındaydı. İşkencelere, toplu mezarlara tanıklık etti. Son gözaltına alındığında, 1994'te hamileydi. Bir yıl sonra eşini işkencede öldürdüler.
Rüzgar, gazeteci Evin Çiçek'e* yaşadıklarını ve tanıklıklarını şöyle anlattı :
* İlk kez 12 eylül darbesinin ardından Batman'da gözaltına alındım, 14 yaşındaydım. Tutuklandım, Diyarbakır Cezaevi'ne gönderildim. Esat Oktay Yıldıran dönemini yaşadım. Kasım 1984'te tekrar gözaltına alındım, bir hafta hücrede tutuldum. Babamı da gözaltına almışlardı.
* Şırnak'a götürüldüm, orada da bir ay tutuldum. Hepimizin elleri zincirliydi, gözlerimiz bağlıydı. Askerler nöbet tutuyorlardı. Nöbet tutan komandolar, ayaklarındaki botlarla bizi tekmeliyorlardı. Komandoların komutanı onlara bağırıyordu : "Kemik sesi gelsin, kemik sesi gelsin." Uyumamız yasaktı, sürekli şiddet uygulanıyordu. Sadece günde bir veya iki kez kuru somun getirilir, bölünür ve dağıtılırdı. İstedikleri zaman da su verirlerdi. 350 kişi bir aradaydık.
"Kaç kişiyi öldürüp çukura attılar"
* Ankaralı bir çavuş vardı. Kendisine "Mustafa Çavuş" diyorlardı. Gerçek miydi, kod isim miydi? Bilmiyorum. Bir gece, işkence yapılanların seslerini duyunca kriz geçirdim. Askerler beni bulunduğum yerden aldılar, lavaboya götürdüler.
* Mustafa Çavuş bana, "Kaç kişiyi öldürüp, çukurlara attılar, biliyor musun? Haberin var mı? Konuşmazsan seni de o hale getirirler. Dün akşam senin yanında duran adamı öldürdüler. Çukura attılar. Köpekler, kurtlar yiyecek" dedi. Sonra Siirt'e götürüldüm, 40 gün de burada sorguda kaldım, sonra Diyarbakır Cezaevi'ne gönderildim.
* Evlendim, Antalya'ya yerleştik. 1994'te yeniden gözaltına alındım, üçüncü çocuğuma hamileydim. O halde Emniyet Müdürlüğü'nde iki gün boyunca tazyikli suyla işkence yaptılar. Tutuklandım, Buca Cezaevi'ne gönderildim. Doğum yapmam için Yeşilyurt Hastanesi'ne gitmeme izin verdiler.
* 7 Ocak'ta hastaneye götürüldüm. Doğum yaptıktan sonra tutuklu odasına götürüldüm, doktorlar hiç ilgilenmedi. Ellerim, ayaklarım yatağa bağlandı. Bebeğimi çıplak olarak lavabonun üstüne koymuşlardı. Temizlikçi bir kadın geldi, bir bez parçasını çocuğuma sardı. Yatağın üstüne koydu. Dört gün hastanede kaldık. Ne bana ne de bebeğime yiyecek ve su verildi. Bebeğim Mazlum Pir hayatta kalmayı başardı.
* 1995'de eşim Antalya'da işkencede öldürüldü. Çocuklarımı tek başıma büyüttüm. (AS)
* Eski Siirt İHD Şube Başkanı Evin Çiçek, bölgede uzun yıllar gazetecilik yaptı. 18 yıldır İsviçre'de siyasi sığınmacı olarak yaşıyor. Kasaplar Deresi'yle ilgili yazısını okumak için tıklayın.