Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CNN Türk canlı yayınında Eğitim Vizyonu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Selçuk, yaz tatili süresinde değişikliğe gidilebileceğini söyledi. Zorunlu din dersiyle ilgili ise "İçinde 'zorunluluk' geçen bir kelimeden bahsediyoruz. Zaman içerisinde demokrasinin dönüşmesiyle bazı insanlar başka ders almak isteyebilir" ifadesini kullandı.
Bakan Selçuk'un açıklamalarından satır başları şöyle:
"Eğitim sisteminde sık değişiklik yapıldı"
“Eğitimde tümüyle sancısız bir değişim öngörüyoruz. Türkiye'de algısal olarak sık sık değişiklikler yapıldı ve bu çocukların huzursuz olmasına yol açtı.
“İstiyoruz ki önümüzdeki üç yıl içerisinde neyin hangi aşamada olacağı belli olsun. Net bir yol haritası olsun ve insanlar huzursuz olmasın istiyoruz. Biz yarım insan yetiştirmeyelim, tam insan olsun.
"Sistem yaklaşımı sorunu"
“Temelde bizim arkadaşlarımızla beraber yaptığımız yorum şu; meseleye bir sistem yaklaşımı sorunu. Eğitimin bileşenlerinin birkaç tanesini alıp değişiklik yapmak sistemin bütününü değiştirmiyor.
“Sadece sınavın adını ya da tekniğini değiştirerek herhangi bir şey yapmak mümkün değil. Eğitim de bir değişim olacaksa sistem bütün olarak ele alınmalı.
“İş garantili mesleki eğitim”
“Meseleye sınav olarak bakmıyoruz. Sınav bir araçtır ama zaman içinde amaçlaşmış. Biz sınavı yine araç haline getirmek istiyoruz. Okullar arasında çok olanak farkı var, bunu düzeltmek istiyoruz.
“Zamanla sınavla öğrenci alan okullar da azalacak. Mesleki eğitimin güçlendirilmesi de hayati önemde. Bu konuda zayıfız ama hamle yapabiliriz. İş garantili mesleki eğitim için çalışıyoruz.
"Herkesin üniversiteye gittiği bir yerde istihdamı sağlayamazsınız"
“Sınav sisteminin baskısıyla herkes üniversiteye girmek istiyor. Dünyada bu böyle değildir. Bazı üniversiteler kota koyar, herkes üniversiteye girmesin diye. Herkesin üniversiteye gittiği bir yerde siz istihdamı sağlayamazsınız.
“ABD'de bile üniversite demode olan fikre dönüşüyor. Birtakım uygulamalar var.
“Diyor ki ben 4-5 sene üniversitede okuyacağıma tam da işim için önemli olan birkaç sertifakayı aldığımda daha başarılı olurum diyor. Biz de bunu yapabiliriz.
“Bizim tatilimiz uzun”
“Bizim tatilimiz uzun. Avrupa ortalaması 200 okul günü. Bizde 180 iş günü var. Japonya’da 220 gün. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 iş günü olabilir.
“Türkiye’nin yüzde 90’ı tarım toplumuyken yazın 3 aylık boşluğu bırakmışlar çünkü tarım yapılıyor. İş tersine dönmüş yüzde 80’i şehirleşmiş ama bu takvim yine aynı kalmış temel çıkmaz bu.
“Değişebilir. Şu anda 180 iş gününü hemen artırmak gibi bir derdimiz yok. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra orta vadede 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 gün olabilir.
"Merkezi sınava ihtiyaç azalacak"
"Okullar arasındaki farkları azaltmamız lazım. Bu temel hedeflerimizden biri. Derslik ve öğretmen sayısı açısında çok büyük mesafeler alındı.
“Okullar arasındaki farklar azaldığında, merkezi sınava ihtiyaç ve bu şekilde öğrenci alan okulların sayısı da azalacak.
"Sigorta primlerinin 9. sınıftan itibaren ödenmesi"
Türkiye’de mesleki eğitim ile iktisadi hayat örtüşmüyor. Almanya’da bunun örtüşmesi sağlanmış. Biz de kırılma şimdi değil, 1970’lere kadar uzanıyor. Meslek liselerinin iş garantili olması için çalışılıyor.
4-5 sene üniversite eğitimi yerine, 5 sertifikaya tamamlayarak bir alanda çalışabiliyorsunuz. Özel sektör ve üniversitelerle birleşerek farklı sertifika programları olabilir.
“Öğrencilerin doğrudan doğruya iş başına geçmesi lazım. Sigorta primlerinin 9’uncu sınıftan itibaren ödenmesi düşünülüyor.
"Türkiye'nin beyin göçü vermesinde fayda var"
“Üstün zekalı çocuklar ya hiç dikkate alınmıyorlar ya da çok dikkate alınmıyor. Türkiye'de çok dikkate alınıyor ama yeterince eğitim götürülemiyor.
“Onlara ayrılan pay yüzde 1'in altında. Özellikle lisans üzeri düzeyde bu çocuklara yapılan yatırım o ülkenin ekonomisini götürür.
“Beyin göçü meselesi iki taraflı bir iş. Güçlü bir devletseniz beyin göçü iyidir, zayıf bir devletseniz başka sorunlar ortaya çıkar. Türkiye'nin beyin göçü vermesinde fayda var. Bizim dünyada daha bilinir, tanınır hale gelmemiz lazım.
"680 bin Suriyeli çocuk eğitim görüyor"
“Türkiye'de 680 bin civarında okullaşan Suriyeli çocuk var.
“1 milyona yakın bir çocuktan bahsediyoruz ama göç sürekli olarak devam ettiği için net bir rakam söyleyemiyorum. Finlandiya'nın bütün öğrenci sayısı 600 binin altında.
"Yeni dersin ilave edilmesi için çalışıyoruz"
“Birçok yeni dersin ilave edilmesi için çalışıyoruz. Geleceğin meslekleri ile birçok alanın girmesini planlıyoruz. Aslında önemli olan şey bu derslerin kendisi değil. Gerçek doğada, hayatta böyle bir ayrım yok aslında. Bizim giderek daha bütünsel bir anlayışa gitmemiz gerekir.
“Hayatın kendisiyle daha uyumlu, bilgi değil de daha görgü temelli bir yaklaşıma gidilmesi gerekiyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Yüzme bilmeyen çocuk kalmayacak.
"LGS'nin sistematiğinde problemler oluştu"
“Bizim bu sene LGS sistematiğinde uyguladığımız yaklaşımda bazı problemler oluştu. Yine haziran ayında oluşturulan bir LGS kılavuzu vardı.
“O kılavuzda adrese dayalı yerleştirmenin parametreleri ortaya konulmuştu. O parametreler doğrultusunda işlem yapmak zarureti vardı çünkü sınav ona göre yapılmıştı.
“Bizim o parametreleri değiştirme gibi bir seçeneğimiz yoktu ama önümüzdeki yıl çok rahatlıkla, içtenlikle söyleyebilirim ki bu tür sorunların tamamına yakınının çözüleceğini görecekler.
Din dersi: “Milletimizin beklentisi önemli”
“Din dersleri içinde 'zorunluluk' geçen bir kelimeden bahsediyoruz. Kimin için zorunlu diye baktığımızda bu tartışılır.
“Zaman içerisinde demokrasinin dönüşmesiyle bazı insanlar başka dersler almak isteyebilir. Devlet politikası var. Bununla ilgili milletimizin beklentisi bizim için önemli.
Öğrenci andı
“Andımız kararı 5 yıldır beklemede olan bir karar. Eğitimde vizyonun olduğu bir haftada Danıştay açıklama yapıyor. Gelecekle ilgili bir kurgulama yapmaya çalışıyoruz.
TIKLAYIN - Danıştay'ın Andımız Kararına Kim Ne Dedi?
“Cumhurbaşkanımız 'neden şimdi çıkıyor?' dedi haklı olarak. Bu konu bilimsellikle iglili bir konu değil bu siyasal bir mesele.” (TP)