KCK Basın Davası'nın İstanbul Silivri'deki 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki sekizinci duruşmasını izleyen Gazetecilere Özgürlük Platformu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFC) duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı.
TGC Yönetim Kurulu üyesi Recep Yaşar, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) Dünya İfade Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye'nin altı sıra gerilediğini hatırlattı.
"Türkiye, RSF basın özgürlüğü listesinde küme düşmüştür. Artık Türkiye gazetecilerin tutuklandığı bir ülke olma utancından kurtulmalıdır. Gazeteciler yargılanabilir ancak tutuksuz yargılanmalıdırlar."
"Özellikle bu davada da geçerli olan anadilinde savunmaya engel, yasal düzenlemeyle aşılmıştır. Cuma günkü duruşmada bu konuda bir sorun yaşanmayacağını, arkadaşlarımızın tahliye olacağını umuyoruz."
"Basın özgürlüğü hepimizin mücadelesi"
EFC Başkanı Arne König de Türkiye'deki basın özgürlüğü mücadelesinin aslında dünyadaki tüm gazeteciler için basın özgürlüğü mücadelesi olduğunu ifade etti:
"Türkiye'deki bu mücadele, kaybetme lüksümüzün olmadığı bir mücadele. Çünkü Türkiye'deki gazetecilerin özgürlüğü Avrupa'nın, tüm dünyanın özgürlüğüdür."
"Birileri bilgiyi elinde tutmak, insanların hangi televizyonda neyi izleyeceğine karar vermek istiyor. Biz bununla mücadele ediyoruz."
König, 2011'den beri basın davaları için her ay Türkiye'ye geldiklerini, olumlu değişimler görmek istediklerini ancak hiçbir gelişmenin olmadığını belirtti.
König bu mücadele Avrupa'dan ve tüm dünyadan parlamenterlerin de destek vermeleri gerektiğini belirterek "artık farklı mücadele araçları bulunmalı" dedi.
König ayrıca, "Bir muhabirle editör arasındaki görüşme suç delili sayılırsa gazetecilik mesleği ortadan kalmış demektir. Biz mesleğimize sahip çıkıyoruz" dedi. (EA/AS)