Fotoğraf: Guido Bergman
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İstanbul ziyaretinde Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve bianet raportörü Erol Önderoğlu, gazeteci Murat Yetkin, ifade özgürlüğü ve hak savunucuları Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Feray Salman, Veysel Ok ve Asena Günal ile bir araya geldi.
Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığına vurgu yapılan toplantı basına kapalı gerçekleştirilirken Erol Önderoğlu bianet’e görüşmenin ayrıntılarını anlattı.
STK temsilcilerinin ortak vurgusunun “Türkiye’de hukuk devletinin zemin kaybettiği ve yargı reformunun yargı bağımsızlığını mutlaka sağlaması gerektiği” olduğunu dile getiren Önderoğlu, Yargı Reformu’nun birinci paketinde yargı bağımsızlığının yer almaması üzerine konuştuklarını söyledi.
"Gazetecilerin mesaisi adliyelerde geçiyor"
Şansölye Merkel’e gazeteci dosyalarının terörle mücadele yasası, cumhurbaşkanlığına hakaret ve diğer yasal temellerden çok boyutlu olduğunu ve gazetecilerin mesaisinin büyük bir kısmını adliyelerde geçirdiğini aktardığını söyledi.
Yargı Reformu’nda ifade özgürlüğü davalarının, Yargıtay yolu açılması dışında esaslı bir düzenlemeye kavuşturulmaması üzerine görüş belirttiklerini ifade eden Önderoğlu, şu bilgileri aktardı:
“Toplantıda yargı içi çatışma ve yargı üzerindeki politik müdahalelerin bir sonucu olarak gazeteci Ahmet Altan’ın üç yıllık tutukluluk süresinin ardından mahkûmiyetle tahliyesinin, bir hafta sonra yapılan itirazla sonlandırılması ve yeniden tutuklanmasını gündeme getirdik.
“Yargı bağımsızlığı meselesi ışığında Terörle Mücadele Kanunu’nun otoriter bir katinin uzantısı olarak ifade özgürlüğü savunucularını, eleştirel düşünce sahiplerini ve gazetecileri hedef almaya devam ettiğini vurguladık.
“Cumhurbaşkanına hakaret düzenlemesinin son beş yılda 61 gazetecinin mahkumiyetine yol açtığını belirttik. Kamuoyunu yakından ilgilendiren meselelerin yayın yasaklarıyla keyfi sulh ceza hakimliği kararlarıyla ve internet sansürü yoluyla hukuka aykırı şekilde kısıtlanması üzerine konuştuk.
Türkiye demokrasisi
Bunun yanında basın kartları meselesinin yine eleştirel medyanın hareket alanını kısıtladığına değindik. Almanya gibi müzakere gücüne inandığım bir ülkenin Türkiye’de yargı reformu sürecini yakından izlemesinin önemine, iki ülke arasındaki çok sektörlü ilişkilerin iyileştirilmesi bakımından elzem olduğunu ifade ettim. Medya özgürlüğü meselelerinin ve insan hakları meselelerinin dosya bazlı stratejik görüşmeler yoluyla değil Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi nihai amacıyla yürütülmesi üzerine konuştuk ve temel değerlerin geliştirilmesi yönünde güçlü görüşmelerin Türkiye’nin demokrasisi üzerinde daha kalıcı bir etki oluşturacağını ifade ettim.”
Gazetecilerin basın kartlarının iptal edilmesinin de görüşmede gündeme geldiğini belirten Önderoğlu, “Bu, Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın devlet yönünden ne gibi sonuçları olduğunu açıkça ortaya koyan bir mesele. Çünkü basın kartlarının ya sağlanmasının ya da yenilenmesinin reddedilmesi, iktidar çevrelerinin kendi modellerine uymayan tüm medya çevrelerini dışlamak için kullandıkları bir araç haline geldi” diye konuştu.
"Türkiye'nin Rusya'yla yakınlaşması zorlaştırıcı bir unsur"
Önderoğlu, Merkel’in “Türkiye’nin stratejik olarak Rusya ile yakınlaşmak gibi başka bir yönelime girdiğini ve bunun da ilişkileri karmaşık hale getirdiğini ifade ettiğini” söyledi.
Merkel’in Türkiye’deki değerleri geliştirmek için çaba sarf ettiklerini söylediğini ifade eden Önderoğlu “Tabii ki söylediklerimiz not edildi. İyi dinlendik. Temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve durumun iyileştirilmesi yönündeki beklentilerimiz karşısında Türkiye’nin Rusya’ya doğru kayması, Türkiye’nin stratejik tercihini bu yönde kullanması zorlaştırıcı bir unsur olarak kayıtlara geçti” dedi. (HA)