Büyük bir insan ticareti davasının merkezi olan Hotel Verde. Fotoğraf: InSight Crime
“İnsan ticareti dünyadaki en karmaşık ve yanlış anlaşılan suç ekonomilerinden biri.”
Organize suça dair analizler yayınlayan InSight Crime’ın son araştırması, insan ticaretiyle ilgili.
Organize suçun, uyuşturucu veya silah ticareti gibi diğer “türlerine” göre daha karanlıkta kalan bu parçası, InSight Crime’a göre de çok bilinmeyenli bir denklem.
Göçmen kaçakçılığı değil, insan ticareti
Bu çalışmasında Meksika-ABD sınırındaki insan ticaretine odaklanan internet sitesi, daha ilk cümleden doğru bilinen yanlışları düzeltiyor:
“Yetkililer genellikle insan kaçakçılığının büyük, organize suç grupları (karteller) tarafından kontrol edildiğini resmeder ancak ABD-Meksika sınırındaki gerçeklik, bu sorunun arkasında çok daha fazla sayıda irili ufaklı grubun olduğunu gösteriyor.
Şu anda Meksika'da, her biri farklı derecelerde güce sahip ve farklı suçlarda faaliyet gösteren birkaç yüz çete bulunuyor. Birçoğunun insan ticaretiyle de bağlantısı var. Bu bağlantılar, yerel dinamikler, kanunu uygulayanların kapasitesi ve göç gibi çeşitli faktörlere bağlı.
İnsan ticaretinin göçmen kaçakçılığıyla da bağlantısı var ama ikisi ayrı suçlar. Ancak savunmasız göçmenler sıklıkla kendilerini organize suç grupları için çalışmaya zorlanırken bulabilir veya cinsel istismara maruz kalabilirler…”
“Dışarıda ‘çok büyük bir canavar’ var”
Tijuana’nın ana caddelerinden biri olan Revolution Avenue boyunca kayıpların anneleri, el ilanları dağıtıyor. El ilanları, sevgili kızlarının bilgileri ve fotoğraflarıyla dolu. Bazı kayıplar, yıllar öncesinden.
InSight Crime, resmi suç istatistiklerinin ötesinde, çocuk ticaretine ilişkin kamuya açık çok az bilgi olduğunu yazdı.
Eyalet hükümetinin Çocukları Savunma Dairesi (Procuraduría de la Defensa del Menor y la Familia) de kayıp çocukların ilanlarıyla dolu…
Meksika’nın Tijuana kentinde, insan ticareti mağduru çocuklara kapılarını açan sığınmaevinin psikoterapisti, sürekli tehditler aldıklarını, basına ilk kez konuştuklarını anlatıyor: “Bu gruba, çok basit bir soruya yanıt vermekte zorlandığım için katıldım: Neden çocuklar kayboluyor? Bir zaman sonra dışarıda ‘çok büyük bir canavar olduğunu’ keşfettim.”
Canavar sadece dışarıda değil. Mağdurların çoğunun sorunları, evde başlıyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya çapındaki çocuk ticareti vakalarının neredeyse yarısında aile üyeleri rol oynuyor. Evlerindeki şiddetten kaçan çocuklar, insan ticaretine karşı en savunmasız grup.
Sığınmaevinde, cinsel istismar mağduru çocuklar, kendilerini bu işe adamış personel ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan bir ekibin sürekli gözetimi altında. Sığınmaevi çalışanları, çocukların kullanıldığı insan ticaretinin şekillerinin farklılaştığını, seks işçiliğine zorlamadan çocuk pornografisine kadar değiştiğini söylüyor.
Sığınmaevi de 2000’lerin ortasında, Tijuana kentinde kayıp çocuk sayısının artmasının ardından kuruluyor. Ancak kentte kurbanların sayısı artmaya devam ediyor.
Psikoterapist, amaçlarının olabildiğince fazla kaçırılmış çocuğu kurtarmak olduğunu ama “canavarın sürekli yeni kurbanlar bulduğunu” söylüyor:
“Evet suç ağları var ama bunların genellikle mağdurlarla aynı aile ortamında veya mağdurların yaşadığı çevrelerde faaliyet gösterdiğini keşfettik.”
12-17 yaşındaki 14 bin kız çocuğu kayıp
Meksika’nın kuzeybatısındaki Baja California eyaletinin resmi kayıtlarına göre, 2015 yılından beri 25 yaş altındaki 6 bin kadın ve kız çocuğu kayboldu.
Kolombiya ve Meksika’da faaliyet gösteren insan hakları örgütü Elementa DDHH, eyalette şu anda 14 bin kayıp vakasının olduğunu tespit etti. Bu kayıplardan yaklaşık yarısı 12-17 yaş aralığındaki kız çocukları.
Baja California’daki İnsan Ticaretiyle Mücadele Kurumlararası Komisyonu'nun teknik sekreteri Gabriela Navarro'ya göre, son yıllarda görülen kaybolma vakalarındaki büyük artışın cinsel istismar ve insan kaçakçılığıyla bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Arroyo del Navajo davası
Hotel Verde, 2015 yılında kapanmadan önce, Teksas sınırına yakın, şehrin 100 kilometre doğusunda bulunan bir çöl bölgesi olan Arroyo del Navajo’da 27 kadının cesedinin bulunmasının ardından bir dönüm noktası haline geldi.
Eyaletin ilk insan kaçakçılığı davası açıldı. Dava, beş kişiye toplam 700 yıla yakın hapis cezası verilmesiyle sonuçlandı.
O yıllarda bu tür suçların cezasız kalmamasına yönelik toplumsal baskı yüksekti. Ancak geçen yıllarda onlarca kadın öldürüldü veya kayboldu.
Otel, Juárez’deki insan ticaretinin ana merkezlerinden biriydi. Aynı mahallede, otelin sadece birkaç sokak ötesindeki yerel polis karakolu da faaliyetlerine engel olmuyordu.
Dava süresince, 1993 ile 2015 yılları arasında Teksas sınırında 1000'den fazla kız çocuğu ve kadının kaybolması ve ölmesine dair bilgiler ortaya çıktı. Yargılamadaki tutarsızlıklara rağmen dava, Juárez'deki insan ticaretinin arkasındaki suç örgütlerinin büyüklüğünü gözler önüne serdi.
Kadına yönelik şiddetle mücadele için kurulan sivil toplum örgütlerini çatısı altında toplayan koalisyon Red Mesa de Mujeres’in yöneticisi Imelda Marrufo, “Dava, bu suçun uzun süredir devam ettiğini kanıtlayan en sembolik yargılamaydı” değerlendirmesini yaptı.
Suçu soruşturmak aktivistlere kalıyor
Kadınların Bütünsel Gelişimi Merkezi Direktörü Ivonne Mendoza’ya göre, yıllar önceki Arroyo del Navajo davasında suçun metodolojisi aydınlatılmıştı:
“Paravan şirketler, kulüp sahipleri, genelevler ve otellerden oluşan bir ağ, genç kurbanlarını sahte iş fırsatlarıyla kandırıyor. Bu suç ağları genellikle genç kadınları şehir merkezinde bir iş teklif etme bahanesiyle buluyor. İş başvurularını kişisel bilgilerle doldurduktan sonra, kadınlara işi aldıkları ve başka bir yere transfer edilebilecekleri söyleniyor. Bu transfer sırasında da kaçırılıyorlar. Ya da iş başvurusu formlarında ailelerinin bilgilerini elde ettikleri için ailelerine zarar vermekle tehdit ederek kadınları istedikleri yere gitmeye zorluyorlar.”
Ivonne Mendoza, bu suçluların, zorla kaybetme veya insan ticareti vakalarına ilişkin ciddi bir soruşturma yapmayan polis memurlarının gözetimi altında faaliyet gösterdiğini de ekledi.
Bu suçları soruşturmak, bir kız çocuğu ya da kadın kaybolduğunda, çeteleri araştıran ve genellikle kayıpların anneleri ve babalarıyla birlikte çalışan Mendoza gibi aktivistlere kalıyor. (AS/AÖ)