Ankara 1. İdare Mahkemesi, 20 yıldır Almanya’da yaşayan 2017 yılında "sakıncalı profil" olduğu gerekçesiyle Türkiye’ye girişine izin verilmeyen Selman Çiman’ın açtığı davada karar verdi. Mahkeme, engelleme kararının somut bir gerekçeye dayanmadığını ve hukuka aykırılık barındırdığına hükmetti.
Hakkında soruşturma ve dava olmayan Alman vatandaşı Selman Çiman adlı yurttaş, 20 Aralık 2017’de Sabiha Gökçen Havalimanı’nda "kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturacağı kanısı oluştuğundan" "kabul edilemez yolcu formu" düzenlenerek Türkiye'ye sokulmadı.
Yaklaşık iki yıldır Türkiye’ye girişi engellenen Çiman, seyahat özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle konuyu yargıya taşıdı.
Dosyayı inceleyen Ankara 1. İdare Mahkemesi, Anayasa’nın "Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti" başlıklı 23. maddesine, ve Birleşmiş Milletler’in Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 12. Maddesine atıfta bulunarak, engellemenin hukuka aykırılık barındırdığına karar verdi.
Mahkeme, kararda özetle şu ifadelere verdi:
“…Herkes, kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeyi terk etmekte özgürdür. 3. Yukarıda sözü edilen haklara, ulusal güvenliği, kamu düzenini, kamu sağlığını ya da genel ahlakı veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak üzere yasalarla konmuş ve bu Sözleşme'de tanınan diğer haklarla uyumlu olanlar dışında herhangi bir sınırlama konulamaz. Hiç kimse kendi ülkesine girme hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz.
"Vatandaşlıktan çıkanların hakları devam eder"
“5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ‘Türk Vatandaşlığından Çıkmanın Geçerliliği ve Sonuçları’ başlıklı 27. maddesinde; ‘Çıkma belgesinin ilgiliye imza karşılığı teslimi ile Türk vatandaşlığı kaybedilir. Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin nüfus aile kütüklerindeki kayıtları kapatılır ve kayıp tarihinden itibaren yabancı muamelesine tabi tutulurlar’ hükmü, ‘Çıkma İzni Almak Suretiyle Türk Vatandaşlığını Kaybeden Kişilere Tanınan Haklar’ başlıklı 28. maddesinde; (1) Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları, bu maddede belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Milli güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklıdır.
"İdare keyfi yetki kullanamaz"
“İdarenin giriş yasağı koyma yetkisi bulunsa da; söz konusu takdir yetkisi somut bilgi ve belgelerle kişinin ülkeye girişinin yasaklanabileceği yönündedir, bu yetkinin keyfi olarak kullanılamayacağı tabiidir.
“Almanya vatandaşı olan davacının 12.12.2017 tarihinde Türkiye'ye girmek isterken, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanındaki risk analiz birimlerince yapılan profil çalışması neticesinde kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturacağı kanısı oluştuğundan ‘kabul edilemez yolcu formu’ düzenlenerek ülkeye sokulmadığı Türkiye’ye girişi sakıncalı görülmüştür.
"Salt tahmine göre karar verilemez"
“İlgili kurumların mahkememize, cevaben bilgi ve belge sunmadığı, dosyada mevcut olan bilgi ve belgelere bakıldığında, güvenlik tehdidi oluşturduğuna dair herhangi bir tespitin bulunmadığı, profil değerlendirilmesinin nasıl yapıldığına dair bilgi ve belge sunulmadığı görülmektedir.
“Hiçbir bilgi ve belge sunulmadığı, salt tahmine ve öngörüye dayanılarak seyahat özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde işlem tesis edilemeyeceği, dolayısıyla tahdit kodunun dayanağı somut bir gerekçeye dayanmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”
Avukat: Emsal bir karar
Çiman’ın avukatı Barış Yıldırım, 2016 yılında ilan Olağanüstü Hal (OHAL) sonrasında benzer uygulamalarla çok fazla karşılaşıldığını belirtti ve ekledi: “ Müvekkilimin hiçbir soruşturması ve kovuşturması yok. Bugüne kadar Türkiye’ye defalarca kez gelmiş hiçbir sorun çıkmamış fakat OHAL sonrası “sakıncalı” görülerek girişi engelleniyor. OHAL sonrası bu sınırlandırmalarla çok fazla karşılaştık. Mahkemenin verdiği karar bu anlamda emsal olma niteliği taşıyor.” (RT)