"2,5 yaşımda kurban kesimine şahit oldum. Et yemeye zorlandıkça ateşlenip yataklara düştüm. 30 yaşımda B12 anemisi olduğumu öğrendim. B12 anemisi genellikle ergenlik dönemine kadar et yememiş kişilerde oluyormuş."
Çocuk hakları alanında çalışan bağımsız araştırmacılar, psikolog Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, Can Gezgör ve Okan Karka da, 2005'te başlattıkları "Kurban ve Çocuk Araştırması"nın son aşamasında öykü topluyorlar. Yukarıdaki öykü de bunlardan biri.
Araştırmacıların en çok vurguladığıysa çocukların kesinlikle kurban kesimi sahnelerini izlememesi gerektiği.
Öykü şöyle sürüyor:
"Anemi için dozu ilk başta her günle başlayan ve sonu ömür boyu her ay iğne olmakla devam eden bir tedavi uygulanıyor. Bu hastalık erken bunama, unutkanlık gibi şeylere sebep oluyor. B12 anemisiyle hamilelik geçiren annelerin de bebekleri eklemlerini kullanamıyormuş."
Çocukluk anılarında kurban bayramı
"İki yaşındaydım. Her sene olduğu gibi kurban bayramını o yıl da köyümüzde geçiriyorduk. Bayram sabahı biri beni kucağına aldı ve bahçede açılmış bir çukurun yanına götürdü.
Daha sonra biri ağıldan bir koç getirdi ve kuyunun dibine yatırdı. Bundan sonra hatırladığım tek şey boynu kesilmiş koyunun hırıltılı nefes alışları ve akan kanlardı.
Kendimi bilmeye başladığım dönemlerden sonra ne zaman et görsem aklımda ve gözümün önünde o bayramda gördüğüm kanlar, et parçaları ve dayanılmaz kötü bir koku gelir.
Şu an 24 yaşındayım. Hala et yemem."
"Oğlum kurban kesilince 'Katil' diye bağırdı"
"Oğlum henüz iki yaşındaydı, bir kurban bayramı ziyarete gittiğimiz akrabanın evinin bahçesinde kurban kesilecekti. Oğlumu kesimi görmemesi için yanımda tutuyordum. Ancak onun aklı eve girerken canlı gördüğü koyundaydı.
Benim meşgul olduğum bir anda nasılsa kapıya çıkmış. "Katil" diye bağırıyordu. Tam kesme anına rast gelmişti.
Uzun süre bir yandan bağırıp, bir yandan ağladı. Hemen oradan kalkıp eve gelmek için yola çıktık ama yol boyunca da yerlerde kan izleri, kesik koyun ayakları görerek ağlamasını ve her defasında "katil" demeyi sürdürdü.
Uzun süre uykudan irkilerek ve ağlayarak uyandı. Şu anda 18 yaşında ve geçmişe ait hatırladığı en eski anı bu. Kurban kesiminden hala nefret ediyor."
"Et yiyemediğim için bağışıklık sistemim zayıf"
"Eskişehir’de 3 yaşındayken kurban bayramı için ailemin aldığı koyunla keyifli vakit geçirmişim. O koyun bizimle bir hafta kalmış ve çocukça bir duygusal bağ kurmuştum. Kurban zamanı koyunu evimizin bahçesinde kesilince içinden bir de ölü yavrusu çıkmıştı. Olaya tanık olmuşum. Günlerce ağladığımı söyler annem.
Ben bir vejeteryanım. Vejeteryan demiyelim ancak çok kere kırmızı ve beyaz et yemeyi denememe rağmen her seferinde midem kalkıyor ve kusarak geri çıkarıyorum. 20'li yaşların başına kadar balık da yiyemiyordum. Psikoloji eğitimim sırasında çok kere bu konuyla ilgili çalışma yaptık.
Et yemediğim için bağışıklık sistemim zayıf. Sürekli hastalanıp durdum." (GG/TK)