"Kurban satamadık, bari meşhur olalım"
50 yaşındaki Mehmet Senekali, bu yıl ilk defa İstanbul'a gelmiş. "Heves ettik, geldik" diyen Senekali'nin 10 çocuğu, üç gelini var.
"Üç aile aynı evde yaşıyoruz. Gelir kaynağımız hayvancılık. Görünen o ki kurban satıcılarına bu sefer bayram gelmeyecek. Kurbanlık satamadık ama belki gazeteye çıkar meşhur oluruz."
"Hocalarımız et yemeyen 'inançsız' insanları uyarmıyor"
Son 7 yıldır hep zarar ettiğini aktaran Abdurrahman Kır, "40 günde yetişen tavuğu yemeyi bilenler o tavuğun ne şartlarda yetiştiğini neden sorgulamıyorlar. Kırmızı et hormonluymuş, sağlıksızmış. Biz ne yapacağız?"
3 bin YTL çadır kirası veren Kır, satışların düşmesinden AB'yi, uzmanları ve medyayı sorumlu tutuyor: "AB'de namaz kılan yok, bizde mi kılamayacağız?" diye soran Kır'ın bir diğer AB süreci algısı ise vejetaryenliğin ve hayvan hakları savunuculuğunun yaygınlaşması.
"Et yemeyen 'inançsız' insanların artmasında bizim hacı, hocaların boş durmaları, bu gidişe seyirci kalmaları yatıyor. İnançlı büyüklerimiz bizi de savunsunlar."
Doğunun tek gelir kaynağının hayvancılık olduğunu vurgulayan Kır, "Fabrikamız olsaydı gider orada çalışırdık. Biz de bu soğuk havada zararına çalışmayı istemeyiz. Çok ayıp ediyorlar" diyor.
"Hayat elverişli olsaydı çocuklarımızı okullara gönderirdik, gurbete çıkıp inşaatlarda sürünmezlerdi" diyen Ferman Kaya 2 bin 500 YTL olan fiyatı bu yıl da artırmamış ancak bu durum satışlara yansımamış.
"Bağışları kuran kurslarına yaptırıyorlar"
Ona göreyse bu durumun iki nedeni var: Hayvanların hormonlu olduğuna dair çıkan haberler ve yetkililerin kurban bağışlarını "kuran kurslarına yapın" çağrısı.
Kaya bir büyükbaş hayvanı yetiştirmek için bin 500 YTL masraf ediyor. Kaya "Hormonluysa memur gelir, teftiş eder. Gelen giden yok. Hayvanların TC kaşeli kimlikleri, sağlık raporları var. Emeğimiz ortada. Başbakan, Tarım Bakanı görsün halimizi" diyor.
Haklarını aramak için bağlı oldukları bir dernek olup olmadığını sorduğumuz Kaya, "Biz buraya örgüt kurmak için gelmedik. Ekmeğimizin peşine düştük" diye yanıt verdi. Ayrıca Kaya'ya göre bu işin piyasası siyasetçi ve medya tekellerinin üzerinden dönüyor. Onlara danışan olmuyor.
"Akşamları birbirimize cep telefonu melodisi dinletiyoruz"
Akşamları nasıl geçirdiklerini Kaya şöyle anlatıyor:
"Zaten çadırlarda şartlar olumsuz. Hayvanların başında nöbet tutuyoruz. Hava çok soğuk oluyor geceleri, çay içiyor sohbet ediyoruz. Aramızda güzel sesli bir arkadaş da yok, zaten bu soğukta güzel ses mi kalır insanda? Cep telefonundaki melodileri birbirimize dinletiyoruz. En çok İbrahim Tatlıses ve Burhan Çaçan'ı dinletiyoruz."
İstanbul'da 125 adet kurban satış yeri, 533 kurban kesim merkezi var. (EZÖ/TK)
Fotoğraflar: Emine ÖZCAN