Muğla Çevre Platformu'nun (MUÇEP) çağrısıyla gerçekleşen "Kömürsüz Muğla İçin" etkinliğine Muğla Büyükşehir Belediyesi, Milas Belediyesi, Milas Kent Konseyi ile sivil toplum kuruluşları Tema Muğla Temsilciliği, Avrupa İklim Ağı ve 350 Türkiye destek verdi.
Etkinliğe Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, CHP Muğla Milletvekilleri Burak Erbay ve Suat Özcan da katıldı.
Milas merkezden ve çevre köylerinden 300'den fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinliğin açılışında MUÇEP temsilcisi Zübeyde Abide Elbaşı, Yatağan ve Milas bölgesinde linyit yataklarının genişletilmesinden dolayı 8 köyün yer değiştirdiğini ve daha fazlasının aynı tehdit altında olduğunu belirtti.
350 Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Efe Baysal ise, iklim adaletine vurgu yaparak, "Adaletin tesir edebilmesi için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların yerin dibinde bırakılması ve topluluk odaklı yenilenebilir enerji çalışmalarının başlaması gerektiğini savunuyoruz," dedi.
"Kömürün bedelini tüm gezegen ödüyor"
Avrupa İklim Ağı Türkiye Koordinatörü Elif Gündüzyeli, kömürün ve termik santrallerin ekonomik ve toplumsal maliyetleri ile halk sağlığı ve bölge ekosistemi üzerinde bıraktığı tahribata odaklanan "Kömürün Gerçek Bedeli: Muğla" raporu bulgularını paylaştı.
Gündüzyeli, konuşmasında emeklilik yaşına geldiği halde ömrü uzatılmak istenen Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinin yılda 280 erken ölüme sebep olduğunu söyledi.
Bu santrallerin 2043 yılına kadar çalışmaya devam ederse 328 milyon ton karbondioksit salımı gerçekleştireceğini belirten Gündüzyeli şöyle devam etti:
"Dünyanın her yerinde iklim krizine dikkat çekmek için çırpınan çocuklar ve gençler ise onlar daha doğmadan kurulan bu santrallerin ceremesini şimdiden aşırı hava olaylarıyla yaşamaya başladı.
"Çok geç olmadan kömürsüz bir Muğla ve gezegenin geleceği için düşük karbonlu, sürdürülebilir politikalar yürürlüğe konmalı."
"Zeytinliklerin kömür için katledilmesi akıl dışı"
Gündüzyeli'nin konuşması ardından Muğla'da madenlere ve termik santrallere karşı yaşamı savunanların hikayelerinin anlatıldığı "Kömür Belası" belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Gösterim öncesinde belgeselin yönetmeni İmre Azem "Kent ve kırsal arasındaki ilişkiye bütüncül bakmak gerekiyor. İstanbul gibi kentlerin AVM'lerine enerji sağlamak için Muğla'nın köyleri yok ediliyor" dedi ve ekledi:
"Yüzlerce yıllık zeytinliklerin değersiz linyit kömürü adına katledilmesi en yüzeysel bakışla bile akıl dışı. Zeytinliklerin ve geçim kaynaklarının Muğla halkının elinden alınıyor olması, köylerin terk ediliyor olması, hiçbir mantıkla açıklanamaz," dedi.
Fosil yakıtlara karşı çözüm önerileri tartışıldı
Bölge köylüleriyle gerçekleştirilen forumda söz alan İkizköy'den söz alan Aytaç Yakar, "Kömür bu elimdeki bir demet çiçeğin hakkını verebilir mi? Veremez. Ama evimizi, köyümüzü, her şeyi yok ettiler. İkinci defa yerimizden olmak istemiyoruz. Devletimiz, milletimiz bizim arkamızda olsun istiyoruz. Gerekirse cumhurbaşkanımıza kadar gideceğiz ama ikinci defa yerimizden edilmeyi kabul etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
İkizköylü Nuray Onur ise "İki çocuğum var. Köyümüzün topraklarından besledim. Bir evlik toprağım yok, ama köylümün toprakları sayesinde okuttum. Şimdi toprağımızı kente elektrik sağlamak için yok ediyorlar. Peki, köylü yetiştirmeyince ya kentli ne yiyecek?" dedi.
Etkinlik, milletvekilleri, yerel yönetim temsilcileri, STK üyeleri ve katılımcıların hep beraber "Kömürsüz Muğla İçin" pankartı açmasıyla sonlandı.
Kömürsüz Muğla etkinliğinin ikincisi 28 Temmuz Pazar Yatağan - Turgut Mahallesi'nde saat 15.00'da Turgut Köyü Toplantı ve Düğün Salonu'nda gerçekleşecek. (PT)