Hopa'da emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun hayatını kaybettiği olaylar sonrasında, Ankara'da protesto gösterisi yapan öğrenciler, 17 Haziran'dan bu yana, 50 gündür Sincan F Tipi Cezaevi'nde.
Aralarında, Öğrenci Kolektifleri'nden de 10 üniversite öğrencisinin bulunduğu toplam 36 kişinin "Terör örgütü faaliyetlerine katkıda bulunmak", "Kamu malına zarar vermek" ve "Gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet" gibi gerekçelerle tutukluluklarını protesto eden Öğrenci Kolektifler üyesi üniversite öğrencileri, bu akşam (6 Ağustos) Galatasaray Meydanı'nda basın eylem yaptı.
"Sokakta olmaya devam edeceğiz"
Horonlarla başlayan eylemde Öğrenci Kolektifleri, "Sokağı özgür bırak" sloganıyla arkadaşlarının özgür bırakılmasını talep etti.
Okunan basın açıklamasında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının "ustalık" olarak adlandırdığı dönemde, kendisine muhalif her türlü hareketi ezmeye çalıştığı, gazetecilerin, aktivistlerin, öğrencilerin ve muhalif pek çok kesimden insanın tutuklanarak cezaevlerine atıldığına dikkat çekildi.
"Bizler hukuksuz yargı süreçlerinin, demokratik hakların önünde baskı ve korku aracı haline getirilmesini engellemenin ancak adaletsizliğe maruz kalan her kesimle yan yana gelerek, güçlü kamuoyu tepkisi gösterilerek mümkün olacağına inanıyoruz" denilen basın açıklamasında, AKP'nin doğaya, sağlığa, kadınlara, basına, emeğe, Kürtlere, Alevilere ve sokağa saldırıları sona erene kadar, Öğrenci Kolektifleri'nin de sokakta olmaya devam edeceği ifade edildi.
"Mücadeleniz, mücadelemizdir"
Basın açıklamasından sonra söz alan Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, AKP'nin, suyuna, toprağına, işine, geleceğine sahip çıkan herkesin üstünde baskı kurduğunu söyledi. Sokağın dilinin direnişin dili olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, bugün direnişin dilini devrimin diline dönüştürmek gerektiğini söyledi.
Sanatçı Yaşar Kurt ise gençliğin, kimsesizlerin ve ihtiyaç sahiplerinin sesi olduğunu söyledi ve demokratik haklarını kullandığı için 50 gündür cezaevinde olan gençlerin yanında olduğunu ifade etti.
Ankara'daki gösterilerde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Demet Yılan'ın annesi ise kızının sebepsiz yere 50 gündür cezaevinde olduğunu söyledi. "Üniversitelileri tek tek hapse atıyorlar, sokaklarda cahiller mi kalsın istiyorlar?" diyen anne Yılan, Erdoğan'ın, eğitimli, düşünen insanları istemediğini ve sorgulayan herkesi cezaevine gönderdiğini ifade etti.
Sinema ve tiyatro oyuncusu Altan Gördüm de Öğrenci Kolektifleri'ne destek verenlerdendi. Söylenecek çok şey olduğunu ama gençlerin pankart ve sloganlarıyla her şeyi özetlediğini söyleyen Gördüm, baskı ve sindirme politikaları karşısında gençlerin yanında yer almaya devam edeceğini söyledi ve ekledi: "Mücadeleniz, mücadelemizdir."
"Neden bir gün olsun haksızlıkları eleştirmiyorsunuz?"
Eyleme destek vermek amacıyla Galatasaray Meydanı'na gelen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise yaptığı konuşmada AKP'nin politikalarına "demokrasi" diyenleri eleştirdi.
"Herkes sınıfsal temsilinin gereğini yapmaktadır" diyen Önder, neoliberal politikaları savunan AKP'nin uygulamalarında bir gariplik olmadığını, esas garip olanın bu politikalara "Demokrasi" diyenlerde olduğunu söyledi. AKP uygulamalarını "demokratik" bulanların bir gün olsun haksız tutuklamalara itiraz etmediğine, haksızlıklar karşısında ses çıkarmaya cesaret edemediklerine dikkat çeken Önder, bu insanların yakın gelecekte tıpkı 12 Eylül dönemi darbeyi övenler gibi utanç içinde kalacağını ifade etti:
"Bu insanlara yakında 'Temel demokratik hakkını savundu diye hapse atılan öğrenciler için ne dedin?' diye sorulacaktır. 'Yumurtaya silahlı terör örgütü muamelesi yapanlara ne dedin?" diye sorulacaktır. İşte o zaman, bu kendini aydın zannedenler, 12 Eylül'ü destekledikleri için bugün utananların konumuna düşecekler."
"Sokakta yerimizi almak zorundayız"
Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol ise "Bir ülkenin gençliği zindanlardaysa, o ülkenin geleceği de zindanlardadır" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
* Görevimiz, üzerimize gelen ve korku balonlarıyla her tarafa sinmiş olan bu garabet zulüm düzeninin temsilcilerine sokakları dar etmektir.
* Sokak özgürleştirir, devrim değiştirir. İnsanlığın ortadan kaldırıldığı bu düzeni yıkacak güçler sokakta yerini almak durumundadır. Sokakta değil insan, masaya bile tahammül edemeyen bir zihniyetle mücadele etmek zorundayız.
* Sokakta olmak, zindanlarda olan arkadaşlarımızın rahat uyuyabilmeleri için boynumuzun borcudur.
Destek mesajı gönderen akademisyen, sanatçı ve kitle örgütleri:
Zeki Demirkubuz, Derya Alabora, Fikret Kuşkan, İlkay Akaya, Bennu Yıldırımlar, Erkan Can, Eşber Yağmurdereli, Damla Özen, Ceren Moray, Ezel Akay, Derya Köroğlu, Hasibe Eren, Pınar Sağ, Rutkay Aziz, Vedat Yıldırım, Tahsin Yeşildere, Özgür Müftüoğlu, Manga müzik grubu, Narsis müzik grubu, Bandista, Samtara İstanbul, Fuat Ercan, Enerji-Sen, Sine-Sen, Çevre Mühendisleri Odası, Eğitim-Sen, Derelerin Kardeşliği Platformu ve Halkevleri. (EKN)