İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve İstanbul Tabip Odası (İTO), ortak düzenledikleri basın toplantısında, 85 yurttaşın yaşamını yitirmesine neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına dair kamuoyunda bilgi kirliliği oluştuğunu ifade etti.
Bilim insanları tarafından eğitim ve bilgilendirmelerin yapılması, kişilerin korunmasına yönelik uygulamaların faaliyete geçirilmesi, çiftlik hayvanları ve çevreye yönelik çalışmaların oluşturulması, yaban hayatın virüsün yayılımına etkilerinin araştırılması gerektiğini söyleyen hekimler, bir dizi önlem ile yaşanan paniğin ortadan kaldırılacağını belirttiler.
Yanlış yönlendirme
Türkiye'de konuyla ilgili "panik havasının yaratıldığına" dikkat çeken İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, yetkililerce alınan önlemlerin yetersiz olduğunu söyledi.
"Kamuoyu yanlış yönlendirilmekte, bilgi kirliliği yaratılmakta ve devam ettirilmekte. Bilime dayalı olmaksızın bilinçsizce alınan önlemlerle, bir taraftan insan sağlığı riske edilirken, diğer taraftan ilgisiz canlı türleri yok edilerek doğada geriye dönüşümü olmayan hasarlara sebebiyet veriliyor”.
Arslan, "Türkiye’de KKKA hastalığından korunmada öncelikli eylem, kenelere karşı kişisel korunma önlemlerinin eğitimle aktarılması, özellikle kırsal kesimde yaşayan insanların bilgilendirilmesi" dedi.
"Hastalık etkeninin taşıyıcısı olan keneler için uygun yaşam alanlarına sahip köylerde çiftlik hayvanlarının düzenli olarak ilaçlanması, kene sayısının azaltılması yönünde etkili olabilecektir.”
"Yeterli birikimimiz var"
Veterinerler olmadan sorunların çözülemeyeceğine vurgu yapan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da, bakanlıkların veterinerleri ve hastalığı görmezden geldiğini söyledi.
Doç. Dr. Zati Vatansever ise, diğer ülkelerde hastalığa ilişkin paniğin olmadığını, toplumsal bilincin oluşturulduğunu ifade ederek, "Siz devlete ilaçlayın derseniz, ekolojiyi yıkmayı göze almış olursunuz. Köylerde kene için okulları tatil ediyorlar. Öğretmenler okul bahçelerinde kene gördükleri için toplu kan testi yaptırıyorlar. Bu kadar paniğe gerek yok. Ben köylü bir çocuk olsaydım, keneyi atarım bahçeye okulu tatil ettiririm" dedi.
Vatansever, bütçe ayrılması durumunda ise, hastalığa karşı bir aşının bulunmasında hiç bir engelin olmayacağını, Türkiye'deki bilimi insanlarının gerekli bilgi ve birikime sahip olduklarını söyledi.
Prof. Dr. Ayşen Gargılı'da, KKKA’ya karşı aşıyı araştırmanın çok fazla emek ve ciddi para isteyen bir laboratuar çalışmasıyla olacağını, ancak Türkiye’de böyle bir laboratuarın olmadığını söyledi.
İstanbul'un iç bölgelerinde kenenin olmadığını, kırsal kesimlerinde ise şikayetlerin az olduğunu dile getiren Gargılı, "Keneler için ilaçlar var ama yüzde yüz koruyucu değil" dedi. (UK/EÜ)