Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ı öldüren polislere Yargıtay'ın beraat kararı vermesi için "Şimdi bir dosya daha Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidecek ve Türkiye yaşam hakkı ihlalinden mahkum olacak" diyor.
Baba-oğul Kaymazlar 21 Kasım 2004'te öldürülmüştü. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık polis memurları Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Seydi Ahmet Döngel ve Salih Ayaz'ın "meşru müdafaa sınırları içinde kaldığına" karar verdi.
Korur Fincancı, böylesi kararların güvenlik kuvvetlerinin silah kullanmasını cesaretlendireceğini söylüyor, "Bu tür durumlarda, ne zaman beraat kararı verilse, hemen arkasından bu tür suçların daha sık işendiğini gözlüyoruz" diyor. İzmir'de Baran Tuırsun'un polis ateşiyle öldürülmesiyle ilgili mahkemenin başlangıçtaki "çekingen tutumunun" ardından, başka yerlerde de polisin sık sık silah kullanmasını anımsatıyor.
"Böylesi kararlar, suçu işleyenlerin korunacakları mesajını veriyor ve güvenlik kuvvetlerinin bunu memuriyetlerinin, görevlerinin bir parçası olarak algılamalarına yol açıyor" diyen Korur Fincancı, "Yargısız infaz gerçekleştirenlerin cezasızlığını sağlayan, onlara bağışıklık ve koruma sağlayanların da sorumlu tutulması gerekir. AİHM'de yargının etkili soruşturma yapmaması, soruşturmayı eksik bırakması ve eksik değerlendirme yapması da gündeme gelecek" diye konuşuyor.
Kaymaz ailesinin avukatlarından, bianet'in görüştüğü Erdal Kuzu, çatışma olmadığı yönündeki Adli Tıp raporlarına karşın, yerel mahkeme ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin "çatışma olduğunu, dolayısıyla polislerin de kendilerini koruduğunu" kabul ettiğini söylemişti. (TK)