Defalarca tehdit ettiği ve şiddet uyguladığı eski karısı Ayşe Paşalı'yı sokak ortasında öldüren İstikbal Yetkin'in yargılandığı davada Perşembe günü (12 Mayıs) karar çıkması bekleniyor.
Duruşma öncesinde Türkiye'nin her yerinde kadınlar sokağa çıkacak. İstanbul'da kadınlar ise Çarşamba gecesi ve Perşembe günü Türkiye'nin her yerinden kadınların sözlerini ve seslerini bir araya getirmek üzere bilgisayar ve projektörleriyle Taksim Meydanı'nda olacak.
Türkiye'nin yer yerinde kadınların ortak talebi, kadın katlinin önlenmesi. Katillerin haksız tahrik ve iyi hal indirimi almaması. Yasama, yürütme ve yargı organlarının, siyasal partilerin, medyanın, demokratik örgütlerin ve toplumun tüm kesimlerinin kadın cinayetlerini durdurmak üzere harekete geçmesi.
Kadın örgütlerinin ortak çağrısı şöyle:
Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor!
Kadın arkadaşlarımızı en çok boşanma süreçlerinde ve kadınlara rağmen güçlendirilen 'aileler' içinde kaybediyoruz...
Kadınlar savcılıklara başvurduğu durumda da göz göre göre öldürülüyor.
Kadın cinayetlerinin yüzde bin dört yüz arttığı, maalesef her gün gazetelerden bir kadın arkadaşımızı daha kaybettiğimizi haber aldığımız koşullarda yasama, yürütme, yargı bu katliamı sadece seyrediyor!
Katliam haline gelen kadın cinayetlerini fark etmemek, görmezden gelmek nasıl mümkün olabilir derken içinde kadınlara yönelik şiddet, kadın cinayetleri ile ilgili herhangi bir acil eylem planı, projesi, stratejisi hatta bunlara dair tek satır geçmeyen parti programlarıyla karşı karşıya olduğumuz bir seçim sürecindeyiz.
Kadın cinayetleri politik!
Artık herkesin görmesi gerekli ki; Kadın cinayetleri münferit değil, adli vaka hiç değil. Kadınları güçlendirme politikaları yerine en çok kadınları tehdit etmek için kullanılan, üstelik şimdilerde 18 yaşına çekilen bireysel silahlanma politikaları, kadınları güçsüzleştiren aileyi güçlendirme politikaları uygulandığı, gerekli yasal düzenlemeler yapılmadığı, var olan yasalar uygulanmadığı, uygulama için gerekli bütçe ayrılmadığı ve kadın - erkek eşitliğini sağlayacak politikalar hayata geçirilmediği için kadın cinayetleri sürüyor.
Kadın cinayetleri münferit, kadının yeri evi, kocasının dizinin dibi sayıldığı için, süre giden katliam politik gündemin dışında bırakıldığı için sürüyor. Artık rakamları telaffuz etmeye dahi dilimiz varmıyor, yılda bine yakın kadın, günde 5 kadın... öldürülürken değil bir acil durum, teyakkuza geçmek bu katliam münferit, vaka-i adliyeden sayılabiliyor...
Bu zihniyete, bir kadın arkadaşımızı daha kaybetmeye, bu konuda hiçbir adım atılmaksızın kaybedilen bir güne dahi tahammülümüz yok iken bu zihniyetle, korkarız bir kısmımızın hayatta kalamayacağı bir beş yılı daha düşünemiyoruz...
12 Mayıs'ta yok sayılan 25 milyon kadından, aile içinde kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan biri Ayşe Paşalı'nın karar duruşması var. Haksız tahrik, iyi hal indirimleri talep eden ve çoğunlukla alabilen katiller, bu katliamı görmezden gelen, durdurmak için üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeyen tüm suç ortakları hala aramızda, serbest, sorumsuz ve umarsız...
Kadın cinayetlerine karşı hep birlikte!
Biz kadınlar Ayşe Paşalı'nın davasının kararını beklemek üzere İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Antalya'da, Van'da, Sinop'ta, Urfa'da, Diyarbakır'da, Adana'da, Trabzon'da, meydanlarda, kadın örgütlerinde Çarşamba akşam ve Perşembe sabah 7 24 nöbette olacağız.
Biz kadınlar kadın cinayetlerine karşı, birlikte, Ayşe Paşalı duruşmasından çıkacak kararı, kadın cinayetlerini görmezden gelen yasama, yürütme, yargı organlarını, siyasal partileri, medya, demokratik örgütler ve tüm toplumun kadın cinayetlerini durdurmak için harekete geçmesini beklemek üzere nöbette olacağız.
Kadın cinayetlerine karşı birlikte mücadele ettiğimiz tüm kadınları, kadın örgütleriyle bu nöbette birlikte olmak istiyoruz. Şimdilik 11 Mayıs Çarşamba saat: 19:00 - 24:00 arası, 12 Mayıs Perşembe 07:00- 12:00 arasında ( Ayşe Paşalı durulmasından karar çıkıncaya dek) İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Antalya'da, Van'da, Sinop'ta, Urfa'da, Diyarbakır'da, Adana'da, Trabzon'da meydanlarda ya da örgütlerimizde nöbette olacağız.
İstanbul'da Taksim Meydanı'nda bilgisayar, telefon ve projektörlerimizle sizlerle bağlantıda olmak, hepimizin tepkisini, sözünü fiilen de bir araya getirmek istiyoruz. Taksim meydanına kuracağımız projektörlerle hepimizin sözünü, tepkisini ve kaybettiğimiz kadın arkadaşlarımızın adlarını, hikayelerini bir kez daha hatırlatmayı, duyurmayı hedefliyoruz. (BB/EÖ)