İzmir’de 31 Mart Yerel Seçim çalışmaları Millet İttifakı Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) adayı Tunç Soyer ve Cumhur İttifakı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) adayı Nihat Zeybekçi arasında yoğun olarak yaşandı.
İzmir de 2014 yerel seçimler de CHP yüzde 49,6, AKP yüzde 35,9, MHP yüzde 8 ve HDP yüzde 3,4 oy alırken 2018 milletvekili seçimlerinde ise Millet İttifakı yüzde 53,91 ve Cumhur İttifakı yüzde 34,22 oy aldı.
CHP’nin adayı Tunç Soyer “Çok renk, çok ses, çok nefes” ve AKP’nin adayı Nihat Zeybekçi ise “İzmir Kazansın” sloganlarıyla çalışmalarını yürüttü. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Tunç Soyer’e destekleme açıklaması ile devam etti.
31 Mart Yerel Seçimlerine bu siyesi ortamda gelen İzmir’deki kadın seçmenlere seçim tercihlerini ve yeni yerel yönetimden beklentilerini sorduk.
İşsiz ve öğrenci kesimlerin seçim konusunda kararsız ve umutsuz söylemleri dikkat çekiyor.
TÜİK'e göre 15 – 24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı Ekim 2017'ye oranla 3 puanlık artışla yüzde 22,3 olarak ölçüldü.
“İzmir’in CHP’nin elinden çıkması gerekiyor”
Hilal A. (24) üniversite mezunu ve bu yüzde 22,3’lük kesim içinde yer alıyor:
“Her seçimde gördüğümüz şeyler var ama çok fazla ilgilenmiyorum. Hangi parti gelirse gelsin bir şeylerin değişeceğine inanmıyorum. İzmir de doğup büyüyen bir kadın olarak diğer illerde yaşanan sorunları burada görmedim. Eski seçimde oyumu CHP vermiştim ama artık İzmir'in CHP elinden çıkması gerekiyor, hangi aday olması gerektiği konusunda kararsızım.”
“Seferihisar Belediyesi’ndeki çalışmalarından dolayı”
Nihat Zeybekçi’nin ekonomik söylemlerinin yanında Tunç Soyer’in kent vurgusu yaptığını belirten sosyoloji yüksek lisans öğrencisi H. A. (29) ise:
“Zeybekçi’nin ekonomik alanlarda yaptığı söylemler ile farklı kesimlerden oy alabilir, Soyer’in ise kentli yönelik çalışmaları ise yerleşik CHP kitlesini elinde tutabilir. Birçok problemin yaşadığı mahaller, seçimlerden sonra tamamen unutuluyor. Azınlık grupların oluşturduğu mahallelere hiçbir zaman yatırım yapılmadı. AKP’nin ‘değişim’ çağrısını kimse artık kabullenmiyor. Soyer’in Seferihisar Belediyesi’ndeki çalışmalarından dolayı oyumu ona kullanacağım.” ifadelerini kullandı.
“Seçimleri boykot ediyorum”
Tunç Soyer’in seçim çalışmalarını “Çok renk, çok ses, çok nefes” söylemine dönük yapmadığını dile getiren garsonluk yapan Bahar Y. (24) ise seçimi boykot edeceğini söylüyor:
“Tunç Soyer söylemlerine uygun seçim çalışması yapmadı. Yerel yönetimlerde tüm alanlarda olduğu gibi kadınlar yok sayılıyor. Belediyeler kadınların çok dokunabildiği bir alan değil. HDP'nin Tunç Soyer'i desteklemesi doğru bulmuyorum ve seçmeni temsil etmiyor. Seçimler demokratik bir şekilde ilerlemiyor ve seçimleri boykot ediyorum.”
"Demirtaş'ın açıklamasında sonra insanların fikri değişti"
HDP seçmeni olduğu belirten üniversite mezunu Dilan İ. (25) de işsiz:
“Ben HDP seçmeniyim. İzmir de seçim ılımlı bir hava da geçiyor, kimse keskin bir söylem üretmiyor. Herkesin farklı kesimlerden oy beklentisi var. Tunç Soyer’i bir kaç cinsiyetçi söylemi dışında beğendim. CHP belediyesinden bugüne kadar hiç bir beklentim olmadı, CHP'yi tercih etmemin sebebi AKP'ye karşı en güçlü aday olması. HDP seçmenin kafası karışık olsa da, en son Selahattin Demirtaş'ın açıklamasında sonra insanların fikri değişti ve Tunç Soyer oy vermeyi düşünüyor. ‘Çok renk, çok ses, çok nefes’ söylemi çok güzel ama pratikte çok şey göremedim. Sadece Kürtlerin, Arapların ve Romanların yoğun yaşadığı Kadifekale'de ‘Üçüncü Cemre Şenliği’ne katıldı.”
“Hayvan haklarına yönelik projeler göstermelik yapıldı”
Tülay K. (50) ise adayların hayvan haklarını yönelik söylemlerini inandırıcı bulmuyor:
“İnsanlar değişim istiyor; bir değişim olsun, bir yenilik olsun. Geçen seçimlerde hayvan haklarına yönelik tüm projeler, göstermelik bir şekilde yapıldı. İzmir ilçelerinde birer tane olan kedi klinikleri yetersiz. Belediye bu kliniklerin sayısını artırmalı ve parklara kedi, köpek maması sağlamalı. Bunun yanında sokak hayvanları için tam donanımlı ambulans olmalı. Belediye başkan adayları kadın ve hayvan hakları örgütleri ile sürekli iletişim halinde olması, yaşanılabilecek kötü olayların az da olsa önüne geçebilir. Kökten gelen bir gelenekten ötürü ve CHP’ye ulaşımın kolay olduğu için oyumu CHP yönünde kullanacağım”.
“Toplumsal cinsiyet konusunda belediye adım atmalı”
LGBTİ+’ların görmezlikten geldiğini vurgulayan LGBTİ+ aktivisti trans kadın İzel V. (22):
“İzmir dışında CHP adayları LGBTİ+ adına konuştuklarını duydum ama İzmir'de duymadım. Adaylar ile dört duvar arasında konuşabiliyoruz ama kamuoyunda LGBTİ+'lar dile getirilmiyor. Biz de varız, bizim de oyunuzu var ve biz de oy kullanıyoruz. Nefret cinayetleri ve toplumsal cinsiyet konusunda belediye adım atmalı, LGBTİ+ dernekleri ile ortak çalışmalar yürütmeli. AKP adayları LGBTİ+'ları dile getirmiyor en azından CHP az da olsa dile getiriyor. Bu yüzden CHP'ye oyumu vereceğim.” (SA/HK)